kapat

03.09.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
BAYRAKTAR BAYRAKLI(bayraktar.bayrakli@sabah.com.tr )

Haksızlığa uğrayanın hakkını arama hakkı

Kur'an, on dört asır önce, işlenen kötülüklerin haberinin uzak çevrelere, o kötülükle alakası olmayanlara yayılmasını istememiştir. İşlenen günah veya suçluların, işlendiği ortamda kalmasını isteyen Yüce Allah, insanların kötümserliğe kapılmasını önlemek istemiştir. Yüce Allah bu kuralı şöyle koymaktadır:

"Allah, kötü sözün açığa vurulmasını istemiyor; ancak haksızlığa uğrayan müstenadır. Allah her şeyi işitici ve bilicidir." Bu ayetten çıkaracağımız önemli prensipler vardır.

1- Kötülükler ifşa edilmemeli
İnsanların yaptıkları hatalar olduğu yerde kalmalı, topluma yayılmamalıdır. Bu kural, medyanın önemli bir ilkesi olmalıdır. Toplumdaki kötülüklerin her an gündemde kalması, ilgisi olmayan çevrelere duyurulması, toplumu kötümserliğe itebilir. Ne oluyor? Batıyoruz; toplum çürüdü; toplumun asaleti gitti; ahlak çöktü gibi kötümserliğe ifade eden kavramlar, topluma hakim olmaya başlar. Onun içindir ki Yüce Allah, kötünün ifşa edilmesini sevmediğini bu ayette ifade etmektedir.

Günümüz medyasında hep kötülükler ve kötü haberler işlenmektedir. Küçük bir grubu veya kesimi ilgilendiren kötü haberin, toplumu baştan başa dolaşması, ruhsal yaralar açmakta; başlangıçta bir kartopu olan o haber, bir çığ halini almaktadır. Kitlelerin gerginliğini devamlı canlı tutmak, ümit denen en büyük değeri yaralamaktadır. Kötümserlikle iyimserliğin arasındaki dengenin, kötümserlikten yana bozulması, toplumsal psikolojiyi kökünden dinamitlemektir. İyimserliğin ve ümidin katledildiği bir toplumda; karanlık emeller öne çıkar ve cesaret yerini korkuya bırakır. Bana göre, medya bu olumsuzluklara yardım etmemeli ve bu, medya ahlakının bir parçasını oluşturmalıdır. Medya, güzellikleri ve başarıları topluma yayarsa toplumun gücüne güç katmış olacaktır.

II- Haksızlığa uğrayan hakkını arayacaktır
Yüce Allah, kötülükler gizlenecektir derken, birini istisna etmektedir. O da "zulüm"dür. Zulme uğrayanlar, haklarını aramak için uğradıları haksızlığı ifşa edebilirler. Biz bunu günümüze uyarlayarak, "haksızlığa uğrayanın hakkını arama hakkı" diyoruz.

Zulme uğrayanlara hakkını arama hakkı tanınmazsa, zamanla tüm hakların çiğnenmesi mukadder olacaktır. Adaletin bayrağı yerlere sürünecektir. Adaletin bayrağını ayakta tutmak isteyen toplumlar, zulme uğrayanların hakkını arama hakkını vermeli ve o fırsatı onlara tanımalıdırlar. Zulme uğrayan, yani hakları çiğnenen insan, bu durumunu insanlığa haykırabilir. Asırlar evvel Yüce Allah, bu müsadeyi vermiştir. Söylenmeyen ve önü alınamayan zulüm, yani haksızlıkların, zamanla toplumu içten bir kurt gibi kemirecek, kabuğu sağlam kalsa bile içi çürüyecektir. Kurtlanmış meyveler gibi, kurtlanmış toplumlar oluşacaktır.

Bir toplumun erdemini, asaletini ve medeni oluşunu ne ile ölçersiniz? Buna pek çok cevap verilebilir. Ama asla değiştirilemeyecek cevabı, zulme uğrayanların hakkını arayıp hakkını aldığı toplumlardır diyebiliriz. Bir toplumda haksızlığa uğrayan, sesini duyurabiliyorsa ve derdine çare bulunuyorsa, o toplum erdemli, asil ve Allah'a yakışır bir toplum demektir.

"Kendileriyle savaşılanlara, zulme uğramış olmaları sebebiyle, savaşa girme izni verildi. Şüphesiz ki Allah, onlara yardıma kadirdir." (Hacc.39) Görüldüğü gibi Yüce Allah, zulme uğrayan toplumlara, savaşma hakkını tanımaktadır. Nur Suresi'nin 4. Ayeti, iftira edilen namuslu kadının hakkına tecavüz edildiğ için 80 değnek vurulmasını emretmektedir. Namuslu kadına iftira atmak, bir zulümdür. Bu zulmün karşılığını hukuk almalıdır.

Onun içindir ki Yüce Allah, Nisa Suresi'nin 149. Ayeti'nde iyinin ifşa edilmesini istemektedir. Ben buradan tüm insanlığa, haksızlığa uğrayan insanlara hakkını arama hakkını tanıyınız, onların bu uğurdaki çabalarının önünü açınız ve dünyayı haksızlığa uğrayanların kurtarınız diye sesleniyorum.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır