- Sayın Bahçeli, bu ölçüde bir tepki doğacağını bekliyor muydunuz?
- Hayır... Tepkinin bu ölçüde olacağına ihtimal vermiyordum.
- Tepkilere ne diyorsunuz?
- Kamuoyu daha soğukkanlı... Konuyu tam inceleyerek değerlendirseydi... Tepki, bu ölçüde olmazdı... Bazı maddeler üzerinde tartışma yoğunlaştı.
- Bundan sonra ne olacak?
- Meclis tatilde...
- Açılınca?
-Zannederim... Meclis'te geçirilen aşamalar yeniden başlayacaktır.
- Yani "caymak yok"
- Yüksek bir beklenti doğdu... Cezaevindekiler... Aileleri... Çevreleri... Onlar da kamuoyunun bir parçası... Kamuoyunun bir yönünü dikkate alıp, diğer kesimini almamak doğru mu? Karşı çıkanlar, medya vasıtasıyla seslerini duyarbiliyorlar... Ama ya cezaevindekiler... Anaları... Babaları... Onlar, seslerini duyaramıyorlar.
"Özetleyecek" olursak...
Devlet Bahçeli'yi, Meclis'te, parmak kaldırdığı konunun "arkasında" bulduk.
Baba'dan beklerdik ki...
- Devlet Bey, vetoya ne diyorsunuz?
- Sayın Cumhurbaşkanı, Anayasal yetkilerini kullanmışlardır.
- Vetoyu nasıl karşıladınız?
- Sayın Cumhurbaşkanı kamuoyunu... Hukuku... Basındaki tartışmaları dikkate alıyorlar... Ama dikkate almadıkları tek kurum kaldı.
- Hangi kurum?
- Hükümet.
- Baba'dan "ne yapmasını" bekliyordunuz?
- En azından Başbakan ile, haftalık olağan görşümesini yaparken, konuyu gündeme getirmesini... Hükümetin amacını, en azından, yetkili bir ağızdan dinleyebilirdi.
- Devlet Bey, "eşitsizlik ilkesinin" ihlali meselesi...
- Bunlar, hukuken tartışılacak konular... Ama Sayın Cumhurbaşkanı'nın hükümeti de dinlemesi lazımdı... Kamuoyu tepkisi... Medya tepkisi... Ama bir tarafta da, TBMM'de oluşmuş bir irade var. Bu iradeye de saygı duymak lazım.
313 ve MHP
- Devlet Bey... şöyle bir imaj doğdu... Devleti soyana af... Mafyaya, çeteye af...
- Hayır efendim. Yanlış bilgilendirme.
- Bazı konular MHP ile ilişkilendirildi.
- 313. madde ile MHP'yi özdeşleştiren maksatlı bir bakış açısı var... Bundan rahatsızım.
313...
Yani "cürüm işlemek için çete oluşturmak."
Bahçeli:
- Bu hükümet değil mi "çıkar amaçlı suç örgütleri ile mücadele yasasını" çıkaran... 313'le MHP'yi özdeşleştirmek haksızlıktır... Amaçlıdır... İyi niyetle bağdaşmaz.
312 girer mi?
- Caymayacağınıza göre... Af, yeniden Meclis'e gelince... Tasarıya "312. maddenin 2. fıkrası" girebilir mi?
Eğer girerse...
Recep Tayyip Erdoğan'ın yasağı kalkacak.
Aynı konu "dolaylı yoldan" Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın da işine yarayacak.
"Görüşülen bazı davalarını" etkileyecek.
Bahçeli:
- MHP, 312/2'nin değişmesine karşıdır... Tasarıya, 312'nin girmemesi lazım. Ayrıca bir husus daha var.
- Nedir?
312'nin değişmesi, Anayasa'nın 14. maddesindeki bir hüküm ile çelişir.
İlk 100 gün
Hükümet 28 Mayıs'ta kuruldu.
Yarın, kuruluşun üzerinden "yüz gün" geçmiş olacak.
- Devlet Bey, yüz gün nasıl geçti?
- 9 Haziran'da güvenoyu... 14 Haziran'da, TBMM'de komisyonların teşekkülü... Ve 27 Ağustos'a kadar sürekli çalışma.
- Evet, Meclis'teki tempo yüksekti.
- 59 birleşim... 370 saat toplam çalışma... Bir mukayese yapmak istiyorum.
- Buyrun.
- Eğer Meclis "normal temposunda" çalışsaydı... 35 birleşim olurdu... Ve 127 saat işlerdi... Yani 243 saat "fazla mesai" yapıldı... 69 yasa çıktı. Ve bir husus daha var.
- Nedir?
- Sayın Cumhurbaşkanı'nın, liderlere "şunlar önceliklidir" dediği yasaların çoğu çıkarıldı.
- Ve sonra deprem... Depremde, devletin birden organize olamayışı... Ardından af... Hükümetin puanını... Süksesini birden düşürüverdi.
- Hayır... Bu, büyük haksızlık.
- Deprem sonrası yaşananları biliyorsunuz?
- Büyük bir tabii afet... Eldeki imkânlar ölçüsünde, ciddi, samimi bir şekilde çalışılıyor.
- Şu anda durum nedir?
- Her şey kontrol altında... Bazı haksız suçlamalar oldu... Ordu gecikti gibi... İlk anda 43 bin, şu anda 61 bin ordu mensubu, deprem bölgelerinde... Devlet nerede diyenler bilsin ki... Devlet orada...