Dışişleri Bakanlığı uyuyor mu? Bize göre uyuyor demek, çok büyük haksızlık..
Deprem sonrası Dışişleri Bakanlığı'nın ve Bakan İsmail Cem'in neler yaptığını yazmadan önce, elektronik posta ve telefon ile gelen bazı önemli mesajları iletmek istiyorum:
Fransızca bilenlere;
Fransızlar'ın Gölcük'te kurduğu hastanede, iyi derecede Fransızca bilen gençlere büyük ihtiyaç var. Fransız doktorlar şimdi de deprem sonrası görülen psikolojik hastalıkların tedavisini başlatacaklar. Ne kadar erken yardıma giderseniz, tedaviler o kadar erken başlar ve yaygın olur.. Şimdiden bu gençlere teşekkür ediyoruz. Hastane, stadyumdaki kampın yanında..
Mehmet Keçeciler'e;
Sayın bakan, gümrüklerde, hala, gelen yardımlar konusunda sorun çıkıyor.. Memurlarınız gelen yabancılara zorluk çıkartıyor. Bunlar bize, bizzat yardımı getirenler veya onların büyükelçilikleri tarafından ulaştırılıyor. Lütfen adamları, Türkiye'ye yardım getirdiklerine pişman etmeyin..
Ali Müfit Gürtuna'ya;
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanısınız.. Yenikapı'da deniz otobüslerinde görev yapan bazı kişiler, gelen yardım kamyonlarını veya araçlarını deniz otobüslerine almak istemiyor. Çeşitli bahaneler yaratıyorlar.. Lütfen bu adamlara yapmamaları talimatını verin.. Çünkü yabancı yardım ekipleri bu tür davranışlarla karşılaşınca şok oluyorlar..
Gelelim Dışişleri'ne;
Dışişleri Bakanlığı depremin hemen ertesi günü, bütün dünyadaki büyükelçileri kanalı ile yardım konusunu ele aldı. Kendi kriz masasını kurdu. Başına da müsteşar Korkmaz Haktanır getirildi. Başbakanlık kriz masasından gelen istek üzerine, derhal, hangi ülkeden ne kadar çadır ve ardından da prefabrik ev alabileceğimizi öğrenip bildirdi..
Üstelik bunların ne kadarının hibe, ne kadarının para ile alınabileceğini de kriz merkezine ulaştırdı.
Ardından yardım uçaklarının ve kurtarma ekiplerinin Türkiye'ye gelişlerini organize etti.
Sonra tuttu, Türkiye'ye kurtarma çalışması için gelen ekiplerde bulunan herkese verilmek üzere birer plaket hazırlattı. Hepsine tek tek teşekkür mektubu hazırladı.
Bununla da yetinmedi, Turizm Bakanlığı'nı uyararak bu kişilerin Ekim ayının belli bir haftasında Türkiye'ye davet edilmesindeki sakıncaları saydı. Adamların işleri müsait olmayabilirdi. Sonra Türkiye daha yaralarını tam anlamı ile sarmış olmayacaktı..
Daha bitmedi.. Dışişleri Bakanı İsmail Cem, Türkiye'ye ekip veya malzeme göndererek yardım eden, yardıma hazır olduğunu belirten tüm ülkelerin Ankara büyükelçilerine, 27 Ağustos tarihinde bir teşekkür mektubu yazdı.. Dört paragraflık bir mektupta Türkiye'nin doğal afetin trajik sonuçlarıyla ulusça başetmeye çalıştığımızı belirttikten sonra, bundan sonraki çalışmalarımızda da bu ülkeleri yanımızda bulacağımıza inancımızın tam olduğunu anlattı ve yapılan yardımları ulusça minnetle, her zaman hatırlayacağımızı belirtti.. Biz, zaman zaman, örneğin Kıbrıs konusunda, Dışişleri ile ters düşeriz.. O başka bir şey.. Ama onlara haksızlık edilmesini hiçbir zaman kabul edemeyiz..
İşte Dışişleri Bakanlığı bu..
Erkan Mumcu'ya;
Yabancı yayın organlarına teşekkür ilanları verilmesi önerisi, bu sütunda 27 Ağustos günü yayınlandı. Turizm Bakanı sayın Erkan Mumcu'yu harekete geçtiği için kutlarız..
Yalnız bu ilanları mutlaka bağış toplayarak yapın.. Dışardan para yardımı isteyen Türkiye'nin, milyonlarca dolar tutacak olan bu kampanyayı, çünkü 43 ülkeden söz ediyoruz, bakanlığın kendi kaynaklarından karşılaması yabancılar tarafından bir hayli yadırganacaktır.. Siz de mutlaka böyle düşünüyorsunuzdur da, bizimki sadece bir hatırlatma.. Çünkü bu yönde mesajlar yabancılardan bize ulaştı bile..
İsimsiz Türk gençleri.. Pazartesi günü sizleri anlatacağız.. Sizlerle gurur duyuyor ve hepinizi çok seviyoruz..
