kapat

03.09.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
NECATİ DOĞRU(ndogru@sabah.com.tr )


Sivil ateşleme ve FIDIC kuralları...

Ankara'daki 3 lider acı vetoyu yediler, böylece boşu boşuna saplanıp kaldıkları "Egemenlik kayıtsız şartsız Mesut'undur, Bülent'indir, Bahçeli'nindir...." boş hayalinden uyandılar.

Millete rağmen...

Af yasası yapılamayacağını...

Anlayıverdiler...

Geçici kazalar, muhtelif maragozluk hataları olsa da önünde sonunda ve son tahlilde "Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir" ve öyle olacaktır. Millet silkeleyip, sallayarak Ankara'daki seçilmiş kralları daha tutarlı yasalar yapmaya, daha oturaklı projeler geliştirmeye çağırıyor.

Bakınız ne oldu?

Türkiye'de sivil devrim ateşlendi. Atatürkçüsü, şeriatçısı, islamcısı, solcusu MÜSİAD'çısı, Mazlum-Der'cisi, Lions'cusu, uç liberali, katı devletçisi birbirinin tam zıttı dünya görüşlerine sahip 101 sivil toplum örgütü birleşti.

Tam sayfa ilan verdiler.

Deprem konusunda "Ankara'yı gözetime aldıklarını..." açıklayıverdiler.

Bu sivil birleşme...

Depremden sonra oldu.

Af yasasından sonra da...

Sivil kenetlenme oldu...

Sivil çizgide bu kenetleniş, toplumun Ankara'daki sultacı bürokratik yapısıyla ciddi bir şekilde ilk yüzleşmesidir ve derinden usul usul gelmekte olan bir sivil devrimin ilk işaretidir.

Toplum, anlayana bağırıyor:

Bundan böyle Türkiye'de politika yapacaksan verimli çalışmalısın, dürüst olmalısın, yalansız söz söyleyebilmelisin ve kaynakları akılcı kullanmalısın.

***

Depremden sonra...

Halk Televole'yi bıraktı...

Halk bilime sarılıyor.

Akıl çıtası yükseliyor.

Aslına bakarsanız depremin ilk 4 günü hımbıl, hantal, beceriksiz kalan Ankara'daki yönetim, sekizinci günden sonra Türkiye'nin kalbi sayılan deprem bölgelerinde duruma hakim olmaya başladı.

Şimdi bölgede...

Çadır var...

Ekmek var..

Elektrik var...

Doktor var...

İlaç var..

Yardım var.

Ankara'daki üç liderli hükümet deprem bölgesinde yaraların sarılması için elinden geleni yapıyor. Gördüğümüz kadarıyla; samimi, içten, dürüst davranıyorlar. TÜBİTAK, bundan önceki depremlerde uygulamacı olarak çalışmış, bilgi sahibi ve deneyimi olan insanlara birer çağrı mektubu yolladı ve "deprem sonrası çözümleri tartışmak ve elden gelecek en iyi çözümü bulmak üzere" toplantıya çağırdı.

***

Fakat ellerinden gelen ne?

Ne yapmaktalar?

Bakanlardan bir bölümü "çadırkentlerden prefabrik kentlere geçileceğini, kışı atlattıktan sonra da daimi konutlar yapılacağını" söyleyip, TV ekranlarında prefabrik konut tanıtımı yapan pazarlamacılar gibi boy gösteriyorlar. Bakanlardan diğer bölümü "prefabrik ev yaparak vakit ve kaynak israf etmek yerine doğrudan daimi konutları inşaa edecek programın uygulamaya konulmasını yararlı bulduklarını" söylemeye çalışıyorlar. Ve konutların yapımında yolsuzluk, usülsüzlük, müteahhit kayırma olmayacağı sözünü veriyorlar.

Olmayacak ama nasıl?

Bir inandırıcılık yok. Oysa elde model var. Erzincan Depremi'nden sonra yeni bir Erzincan'ın kurulması sadece Türkiye'nin inşaat laboratuvarında değil dünyanın deprem sonrası şehir bina etme deneyiminde pırlanta bir başarı öyküsü olarak yükseliyor. Avrupa İskan Fonu (190 milyon dolar) ve Dünya Bankası (285 milyon dolar) kredilerini kullanarak Afet İşleri Genel Müdürlüğü'nün bir koldan Toplu Konut İdaresi'nin de diğer koldan yürüttükleri bilimsel programla yeni bir Erzincan kuruldu.

***

Ne hile, ne soygun...

Ne dalavera oldu...

O sırada Toplu Konut İdaresi'nin başkanı olan, şimdi CHP Genel Sekreter Yardımcısı Yiğit Gülöksüz, Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) ve İstanbul Teknik Üniversitesi'nin (İTÜ) mühendislik, mimarlık ve şehircilik kürsülerindeki bilimsel bilgiyi de devreye sokarak ve Uluslararası Müşavir Mühendislik Federasyonu (FIDIC) kurallarını işleterek Erzincan'da 285 milyon dolarlık konut işini 180 milyon dolara mal etti.

105 milyon dolar tasarruf edildi.

Bu tasarruf edilen para da Dinar Depremi, Adana-Ceyhan Depremi, Karadeniz seli felaketinde kullanıldı. Halen 41.5 milyon dolar para kaldı.

Şimdi göreceğiz...

Ankara'dakiler ne yapacak? Türkiye'nin sanayi koridorunda deprem sonrası programını Erzincan'daki gibi başarıyla, pürüzsüz, sancısız, tertemiz yapabilecekler mi?

Sivil toplum uyandı.

Önünde Erzincan modeli var...

Dikkatle izliyor.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır