kapat

03.09.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Sigortacınıza güvenin
Depreme kadar üvey evlat muamelesi gören sigorta şirketleri şimdi çok tartışılıyor. Depremin sigorta şirketlerine faturası şirket başına kabaca bir hesapla 1 trilyona yakın. Üstelik bu rakama hayat sigortası dahil değil

Hayat sigortasının da hesaba katılmasıyla rakam daha da artıyor. Ancak sigorta sektörü bu rakamı karşılayabilecek güçte. Şirketlerin en büyük güvencesi sigorta sistemi. Çünkü çıkacak rakamın büyük kısmı reasürörlerce karşılanacak

AÇIL SEZEN

Finans sektörünün son 10 yılda gösterdiği büyük atılımı sigorta sektörü gösteremedi. Bunda, Türk insanı fazlasıyla kaderci bir yapıya sahip olmasının yanında sigortanın yeterince tanınmaması da rol oynadı. İş arayanlar dışında kimsenin aklına gelmeyen ve ihmal edilen sigorta şirketleri, yaşadığımız deprem felaketiyle bir kez daha gündeme geldi.

1998 yılında 548 trilyon lira tutarında prim üreten sigorta sektörünün deprem sonrası hasar beklentisi 500 trilyon lira tutarında. Bu rakamın yüzde 20'lik kısmı sigortalıların ödeyeceği meblağ; yani koasürans. Toplam tutardan düşüldüğünde, sigorta sektörü, yaklaşık 400 trilyon lirayı göğüslemek durumunda kalacak.

Peki sigortacılık sektörü bu rakamı karşılayabilecek güçte mi? Görüştüğümüz sigorta yöneticilerine göre evet. Hatta sektörün göğüsleyebileceği rakamın bunun çok daha ötesinde olduğu da bildiriliyor. Çünkü, 400 trilyon liralık giderin yüzde 85'ini reasürörler; yani sigorta şirketlerini sigortalayan şirketler karşılıyor. Bu durumda sigorta şirketlerine düşen pay 60 trilyon lira civarında.

Şirket başına 1 trilyon
Sistem gereği sigorta şirketleri deprem teminatı olarak topladıkları rakamın bir bölümünü bloke etmek zorunda. Şu anda bloke halde bekleyen rakam 30 trilyon lira. Yani geri kalan 30 trilyon lirayı 42 sigorta şirketinin paylaşacak. Bu da, çok afaki bir hesaplama olmamakla birlikte şirket başına 1 trilyon liradan daha az bir nakit çıkışına işaret ediyor. Tabii bu hesaplamaların sadece hasar sigortası kapsamında yapıldığını dikkate almak gerekiyor. Elde ettiğimiz rakamların içinde hayat sigortası bulunmuyor. Depremden hasar gören bölgelerin gelir düzeyi yüksek bir kesimi içerdiği düşünülürse, hayat sigortasından çıkacak meblağın da epey yüksek olması bekleniyor.

Soru işaretleri
Ancak kümülatif bir bakışla, sigorta sektörünün dengeli bir nakit çıkışı yaşanması ve hayat sigortası miktarının beklenenin çok üzerine çıkmaması halinde zorlukların üstesinden gelebilir. (Beklenen rakam hasar sigortasının yüzde 20'si kadar.)

Ancak dikkate alınması gereken bir diğer nokta, sigorta şirketlerinin kendi zararını sübvanse edebilmek için hatalı inşaatlar konusuna eğilmesi. Sigorta sektörünün bugünkü konumunda müteahhit hatalarından kaynaklanan hasarların karşılığını mahkeme yoluyla alma şansı yok. Bu nedenle aktifleri sorunlu olan bazı sigorta şirketlerinin hasarlı binalarda hasarı ödememe yoluna gidebileceği de dile getiriliyor.

Ödenecek tazminatların yapısı da bir başka çarpıcı saptama yapmamıza olanak veriyor. Yaşanan ekonomik kaybın yüzde 80'inin konutlarda olmasına rağmen ödenecek tazminatın sadece yüzde 50'sini konutlar alabilecek. Çünkü diğer yarıyı sigortalı olma oranı konutlara göre çok daha yüksek olan sınai tesisler alacak. Yani sigorta konusunda bireysel anlamda almamız gereken daha çok yol var. İşte sigorta şirketlerinin müdürlerinin deprem sonrasındaki görüşleri...

Dr.Sema Cıngıllıoğlu-Demir Hayat YKB
Ekonomik kaybın yaklaşık 10 milyar dolar, sigortalı olan kısmın ise 1 milyar dolar olacağını sanıyorum. Eğer tüm zarar görenler deprem teminatı almış olsaydı, 9 milyar dolarlık riskin büyük bir bölümü uluslararası sigorta şirketleriyle paylaşılacaktı. Şimdi bu rakamı borç alacağız. Sigorta bilincinin eksikliği Türkiye'ye çok pahalıya maloldu.

Ali Erül-Demir Sigorta
Sektör depremi karşılayabilecek güçte. Hatta daha fazlasını bile karşılar. Çünkü raesürans sistemi büyük güvence. Türkiye'de hatalı yapı nedeniyle yaşanan çökmelerde firma ve kuruluşlardan hasar tazmini yapamıyorsunuz. Bu nedenle verdiğiniz paranın karşılığını alamıyorsunuz. Eğer bazı şirketler hasarı ödememe yoluna giderse, nedeni bu olacak...

Sezgin Noyan-İsviçre Sigorta
İsviçre Sigorta'ya şu ana kadar yapılan hasar ihbarı 4 trilyon lira. Ekspertiz raporlarının ardından gerçek hasar tespit edilebilecek. Hasar tespitini, Mobil Hasar Merkezleri sayesinde yapmaya çalışıyoruz. Poliçe kapsamımızda konutların yanısıra sanayi kuruluşları da vardı.

Haçik Çopikoğlu-Emek Sigorta
Endüstriyel tesislerin büyük kısmı sigorta kapsamındaydı. Ancak konutların en fazla yüzde 15-20'sinin sigortalı olduğunu sanıyorum. Bundan sonrasına bakmak için hemen kolları sıvamak ve zorunlu konut sigortası için çalışmak gerekir. Oluşturduğumuz özel birimle, hasar tespiti için ihbar beklemiyoruz.

Meltem Yiğit-Bayındır Sigorta
İstanbul aktif deprem bölgesinde. Bunun için bir an önce İstanbul için deprem senaryoları oluşturulmalı. Verdiğimiz deprem teminatı 260 trilyon lira. Tahmini olarak 500 hasar ihbarı bekliyoruz. Yapı sigortasının zorunlu hale gelmesi gerekiyor. Böylelikle bu tür acıları yeniden yaşamayız.

İlknur Öztürk-Kapital Sigorta
Türkiye'de konut sigortası oranı yüzde 5. Bunların da bizim poliçelerimizdeki yüzde 60'ında deprem teminatı var. Deprem primlerinin yüksekliği nedeniyle kimse depremi poliçe kapsamına almak istemiyor. Bu yüzden, hasarlı konutların içinde ancak yüzde 3'ü hasar sigortasından yararlanabilecek.

Buket Eseryel-Garanti Sigorta
Bir-iki tane büyük fabrika hasarı tespit ettik. Biri 4-5, diğeri 1 milyon dolar civarında. Bunun dışında ihbar dahilinde gördüğümüz riskler ufak. Bundan sonra kesinlikle yapı standartlarının getirilmesi, sigorta bilincinin gelişmesi gerekir. İnsanlar sigortalı olsalar yılda en fazla 30-40 milyon lira ödeyeceklerini bilmedikleri için sigortalı değiller.

Besim Ergün-AXA Oyak
Sektör olarak önümüzde iki büyük hedef duruyor: Birincisi, mümkün olduğu kadar süratli hasar tespiti ve ödeme hizmeti. İkincisi ise yeni yapılacak binalar için yapı denetim sisteminin kurulması. Bu biraz daha uzun süre alacaktır kuşkusuz. Ama artık bu kadar büyük ve önemli bir hataya tekrar katlanabilecek lüks ve sabra sahip değiliz.


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır