Arabaya su koyun
Eğer arabanız varsa içinde her zaman birkaç litre içecek su, biraz dayanıklı yemek, birkaç battaniye, fener bulunsun. Benzini hep yarıdan fazla dolu olsun. İstanbul dışında bir arkadaş-akraba bulun. Eğer şehir içinde telefonlarla birbirinize ulaşamayıp kaybederseniz, hepiniz bu kilit kişiyi ararsınız. Birbiriniz hakkında bilginiz olur. (Umun ki şehir dışı hatlar çalışsın. Çünkü bu sefer çalışmadı.)

Cep telefonunuz yoksa, almak akıl kârı. Deprem sonrası yerler ıslak olabilir, cam kırıkları, eşya parçaları vs ile kaplı olabilir. Yatağınızın başucunda veya yatağın altında fenerle beraber bir çift sağlam ayakkabı bulundurun. (Misafiriniz size tuhaf tuhaf bakabilir ama son gülen iyi güler...)

Güçlü birer düdük alın. Yanınızda bulunsun. İnsan en fazla birkaç saat bağırabilir, sonunda da hem yorulur hem de sesi kısılır. Halbuki düdükle yorulmadan insan sesinden 10 misli fazla gürültü yapılarak yardım ekiplerinin dikkati çekilebilir.

Artçı şoklar
Böyle büyük depremlerden sonra "artçı şok" denen sallantılar sık sık gelir. (Bilmeyen kaldı mı acaba?) Asap bozar, ancak çoğu zararsızdır. Düşünün ki iki tektonik katman, büyük bir güç ile birbirlerinin üzerinde kaydı. Büyük stresler ve kuvvetler neticesinde yeryüzü katmanlari yeni yerlerine yerleşiyorlar. Bu yerleşme sırasında sallantılar aynı çapta olmamakla beraber devam edecektir. Önemli olan, madem geceleri dışarda geçiriyorsunuz, mümkün olduğu kadar açık alanlarda sabahlamak. Yani, apartman bahçesi, evin arka bahçesi biraz risk taşıyor maalesef. Ben olsam arabamı doldurup büyük bir arsaya çekerdim. Zira aynen dediğim gibi deprem değil binalardır zaiyat yapan. Yanınızdan su, düdük ve el feneri eksik olmasın."