kapat

21.07.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
SEDAT SERTOĞLU(ssertoglu@sabah.com.tr )


Kıbrıs üzerine

Dışişleri Bakanı İsmail Cem, 3 gün sonra Kıbrıs'a gidecek.. Ama, Cem'in bu gidişi, sanırız, diğer gidişlerinden daha farklı olacak..

Kıbrıs'ta yapılacak toplantıda ne gibi kararlar alınacağını bilemiyorum.. Ama, başka başkentlerden kulağımıza gelenler var..

Washington'dan gelenler "İyi haber" sınıfında addedilebilir.. Şimdilik erken ama, bunların ayrıntılarını belki ilerde sizlere de duyurabileceğiz..

Ancak, bu iyi haberlerin devamı için de, "Ankara'nın ev ödevini iyice hazırlaması, yapılabilecekleri, yapılamayacaklardan ayırması" gerekiyor.. Denildiği kadarı ile "İyi bir paket yapması" şart..

Ayrıca Ankara "İşi iyi paketlerse", Ecevit'in, Eylül ayı sonunda Washington'a yapacağı ziyaret, "İstenilenlerin alınmasına yönelik olarak son derece başarılı" geçecektir..

İşte, İsmail Cem'in, önümüzdeki Kıbrıs gezisi, bu bağlamda, Türkiye'nin çıkarları için "hayati önem taşıyan" bir çizgiye oturuyor..

Şimdi, bu noktada, çok önemli bir sorunun cevabının bulunması gerekiyor. O da şu:

"BM Genel Sekreteri Kofi Annan, G-8'lerin çağrısı ile bağlantılı olmayan, kendi girişimini başlatacak. İki eşit ama farklı kimliğin temsilcilerini, New York'a çağıracak.. Ya aynı masada, ya da diplomasi dilinde (Proximity Talks) denilen yan yana iki odada, her iki lider ile ayrı ayrı görüşmeler yapacak.. Bu mutlaka gerçekleşecek.. Bu durumda, acaba KKTC lideri Rauf Denktaş, ön almalı mı? Yani, Genel Sekreter'in çağrısını beklemeden, yukarıda belirttiğimiz gibi, iyi hazırlanmış bir paketi, Genel Sekreter'in önüne koymalı mı?"

Tarihinin en iyi durumunda olduğunu herkesin kabul ettiği, Ankara-Washington ilişkilerinde hır çıkarmak, iki tarafın da lehine olmayacağından, iki başkentte de "Sorunun çözümünün ilk aşamasını, ilk ayağını oluşturabilecek ortak bir platformda" buluşulması, herkes için mutlu sonun başlangıcı olmaz mı?

Rauf Denktaş, dün, CNN'e konuşurken, adadaki KKTC ve Rum yönetimi için, bağımsız iki devlet yerine "Bağımsız iki bölge" ifadesini, üstelik iki kere kullandı.. Sanırız, Denktaş'in mesajı yerine gitmiştir..

Bu ifadeyi kullanan Denktaş'ın, Kofi Annan'a yazacağı bir mektup, daha şimdiden "Rumlar'ın gerçek hedeflerinin ne olduğunu gösterebilme" açısından da yararlı olacak gibi görünüyor..

Herkesle kavga ederek bir yere varılamayacağını ve uzlaşma gereğini en iyi bilen kurumlarımızdan biri de Dışişleri Bakanlığı'dır. Ve de bizzat Başbakan Ecevit, "ABD ve İngiltere'nin Kıbrıs'ta fikir beyan etme hakkına sahip olduğunu" söylediğine göre, bu iki ülke, Ankara için önemli bir konumdadır. Bu durumda da, Ankara'yı en çok destekleyen Washington ve Londra ile diyaloğun devamı, Londra'dan zaman zaman gelen ters rüzgarlara rağmen, sürdürülmelidir.. Dışişleri zaten bu diyaloğun devamından yana bir tutum içinde, ki doğrusu da budur..

Önümüzde iki günler Kıbrıs için son derece önemli kararların alınacağı günler olacak.. Sadece Kıbrıs için değil, ama Türkiye için de son derece önemli kararlar bunlar..

Kıbrıs'ı iç politika malzemesi olmaktan çıkartıp, aklın, 21'inci yüzyılın, küreselleşme gerçeğinin ve nihayet Yeni Dünya Düzeni'nin gösterdiği parametrelerin üzerine oturtursak, bundan hem Türkiye, hem de KKTC son derece karlı çıkacaktır..

Bütün mesele, Harp Akademileri'nin bir yayınında da belirtildiği gibi "Etkili bir dış politikanın oluşturulması için esas, nelerin yapılabileceğini, nelerin yapılamayacağından ayırmaktır.."

Bunu söyleyen askerler..

İş, bu kadar basit...

Yazarlar sayfasına geri gitmek için tıklayınız.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır