kapat

21.07.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
ZEYNEP GÖĞÜŞ(zgogus@sabah.com.tr )


Tahkim

Türkiye'de herkes her şeyin arkasında bir hesap arıyorsa bunda şaşılacak bir taraf yok, çünkü güven toplumu değiliz.

Hemen her konuda çıkan söylentiye inanır hale geldik, toplumu taşıyan kurumlara güvenmiyoruz, "yapmışlardır" diyoruz.

Bu durumda suç kimin? Herhalde güvenini yitirenin değil. Toplumda güvensizlik hissi uyandıran hadiseler bir saniye temiz nefes almaya fırsat kalmadan üst üste yaşanırsa sonucun böyle olması normal.

Toplumun güven hissini köreltenler şimdi önemli yasalar hazırlıyorlar. Bunlardan biri de uluslararası tahkim. Güvensizlik ister istemez tahkim tartışmasına da yansıdı.

Tahkim dedikleri, küresel çağın gerçeği: Tahkim, yabancı şirketlerle anlaşmazlık konularının çözümünü ulusal mahkemelerin yetki alanından çıkarıp uluslararası hakemlik müessesine bağlıyor. Bunun için Anayasa'nın değiştirilmesi gerekiyor.

Tahkime karşı çıkanlar bunun Osmanlı'yı batıran kapitülasyonlara dönüş olduğunu söylüyorlar. Tahkim karşıtları soruyor: Çin'de tahkim yok, ama dünyada bir yılda yapılan yabancı yatırımın en büyük dilimini bu ülke çekebiliyor. O halde neden yabancı yatırım tahkim olmadan Türkiye'ye gelmesin?

Bu sorunun cevabını vermek için yine en başa dönüyoruz. Biz sadece kendi kendimiz için değil, yabancılara da güven uyandırmıyoruz. İhale açıp bozuyoruz. Dünyanın en büyük enerji şirketlerinin yatırım planlarını yaz boz tahtasına çeviriyoruz.

İşin bir diğer yönü de uluslararası hakemlik müesseselerine karşı Türkiye'de duyulan güvensizlik. Cumhuriyet tarihinde uluslararası mahkemeye gidilip de kazanılmış bildiğim tek dava var; 1927'deki Bozkurt/Lotus davası. Bozkurt adlı Türk gemisinin Fransız Lotus gemisiyle çarpışması sonucunda Lahey Uluslararası Adalet Divanı'nda açılan davada Türkiye'yi ünlü hukuk ve siyaset adamı Mahmut Esad Bozkurt savundu, soyadını da buradan aldı.

Yabancı yatırımları yabancı mevzuata bağlayan tahkim çıkarılırken, Türkiye'nin çıkarlarını koruyacak ince mekanizmalar önem kazanıyor. Pek çok ülke büyük yatırımlarda kendi şirketlerini korur, gizlice teşviki dayar. Bunun için gereken kılıfı pek güzel uydurur.

O halde asıl dikkat edilmesi gereken, tahkim olsun olmasın yapılan yatırım anlaşmalarında Türkiye'nin çıkarlarının sağlama alınması. Kim korkar hain kurttan? Siz bir kere ayağınızı yere sağlam bastıktan sonra tahkimden çekinmenize gerek kalmaz.

Tahkime yönelik eleştirileri ikiye ayırmalıyız: Kefenin birinde Türkiye'de ekonominin liberalleşmesini, dünyaya açılmasına karşı çıkanların eleştirileri var. Diğerinde ise tahkimin Türkiye'nin çıkarları doğrultusunda çıkmasını isteyenlerin haklı tereddütleri.

Tahkim küresel çağın gerçeği. Benim asıl korkum ise başka. Tahkim çıktıktan sonra yabancı sermaye yine de gelmezse üzülmeyelim.

Yazarlar sayfasına geri gitmek için tıklayınız.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır