kapat

21.07.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.

Önüm, arkam, sağım solum, rakam!
Her işte geçerli olan bir kural vardır: "Başarılı olmanın sırrı, işini sevmekte yatar..." Bankacılık sektöründe çalışan kadınlar, bu kurala kesinlikle çok sadıklar. Bu nedenle de, yaptıkları iş!ne kadar stresli ve yorucu olsa da, çalışmaktan büyük keyif alıyorlar.

Bankacı olmak için iyi bir gözlemci olmak; hem yurt içi, hem de yurtdışı piyasalarını çok iyi takip etmek gerekiyor. Üstelik; "Benden bu kadar," deyip, akşam eve gittiğinizde öyle bacaklarınızı uzatmak da yok. Çünkü piyasaların durumu, sürekli takibi şart koşuyor. İşte de, iş dışında da her an rakamlarla boğuşmayı göze almalısınız. Mesai saatlerinin uzaması, iş seyahatleri nedeniyle evden uzak kalmalar da cabası. Alacağınız kararlarda çok fazla titiz davranmalısınız, çünkü bu iş hata kabul etmiyor.Yani bankacılık, herkesin harcı değil. Yine de, tüm bu strese ve yoğunluğa rağmen, özellikle kadınlar arasında tercih edilen mesleklerin başında geliyor; gençler de bu sektöre yoğun ilgi gösteriyor.

Çeşitli bankalarda "müdür" pozisyonunda çalışan kadınlar içinse bankacılık, tabiri caizse "bir yaşam biçimi..." Hepsi değişik aşamalardan geçerek, bu günkü yerlerine ulaşmışlar. Hareketi, yeni insanlarla tanışmayı, hatta o boğucu yoğunluğu bile seviyorlar. "Meslek aşkı" dedikleri de bu olsa gerek...

MERAL ALTINOK Toprakbank Mali İşlerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı

"Rakamları sevmek lazım"
* İşiniz hakkında bilgi verir misiniz?

*Biraz işinizi anlatır mısınız?

Mali kontrol raporlama, iç denetim, bütçe planlama, operasyon, inşaat birimleri ve satın alma bölümlerini kapsıyor işim. Ayrıca, bankaların rakamsal olarak ifade edilebilecek büyüklüklerinin, operasyon işlemlerinin, bütün şubelerin kâr ve zararının takibi, kontrolünü de sayabiliriz.

*Ne zamandır bu sektördesiniz?

1984 yılından beri bankacılık yapıyorum. 1998 Haziran ayından beri de Genel Müdür Yardımcısı'yım. Ama ondan önce de yine aynı işlerden sorumlu Grup Müdürü olarak çalışıyordum.

*Bankacılık dışardan çok sıkıcı görünüyor.

Rakamlarla uğraşmak dışardan bakıldığında birazcık hamallık gibi görünüyor. Herkesin tercih etmediği bir bölüm; fazla bir albenisi yok gibi... Ama bu işi yapabilmek için rakamları sevmek lâzım. Ben rakamları ve rakamlarla uğraşmayı çok seviyorum.

*Bankacılığa nasıl başladınız?

Tesadüfler beni bankacılığa getirdi. İktisat Fakültesi mezunuyum. O yıllarda bir muhasebecinin yanında çalışmaya başladım. Piyasada biraz iş öğrenmek de istiyordum. Ordan da Anadolu Kredi Kartları Bölümü'ne geçtim. 84 yılında tesadüf eseri bir gazete ilanından bir bankanın sınav açtığını öğrendim.

*Rakamlarla uğraşmanın büyük riskleri olsa gerek.

Çok fazla dikkat ve analiz gerekiyor. İnceleme ve takip etme yeteneği lâzım. Önemli olan ordaki çıktıları, raporları analiz ve kontrol edebilmek. Üst yönetime sunulacak raporların hepsi bizim elimizden geçtiği için onların vereceği kararlarda raporlarımızın doğruluğu, etkinliği çok önemli. Bu konuda dikkatin dağılmaması gerekiyor.

* İşinizin yoğunluğundan şikâyet ettiğiniz olmuyor mu?

Fazlaca işkolik bir insanım ben. Ama rakamlarla uğraşan insanların beyninin arkasında devamlı o işler kalıyor zaten. Benimde kendimi rahatlatmak amacıyla çeşitli hobilerim var. Onları yapmaya çalışıyorum.

*Mesela?..

Yürüyüş yapmak; ama işlerimin yoğunluğu yüzünden karanlıkta yürümek zorunda kalıyorum. Yeşillikle, çiçekle uğraşmayı severim. Toprak benim stresimi alıyor. Haftasonları İstanbul'da kalmıyorum. Gürültülü yerlerde zaman geçirmeyi sevmiyorum. Dinlenmeyi, beynimi boşaltmayı ancak böyle başarıyorum. Ama belli zamanlarda insan tabii ki sosyal çevrede yer almalı.

*Özel yaşantınızda da işinizden kalma alışkanlıklarla hareket ediyor musunuz?

Evet, ekonomi dergilerine, operasyon dergilerine bakmayı çok seviyorum.

*İşyerinizde, özellikle de erkeklerle diyaloglarınız nasıl? Statünüzden dolayı rahatsız edici tavırlarla karşılaştınız mı?

1985 yılından beri çeşitli alanlarda müdürlük pozisyonunda çalışıyorum. Hiçbir zaman için benim öyle bir sorunum olmadı. Erkeklerle de kadınlarla da birlikte çalışıyoruz. Karşılıklı sevgi ve saygıyla götürüyoruz işimizi.

* Konuyu biraz "iş"in dışına çıkaralım. Modayı takip eder misiniz?

Giyimimde renklerin uyumuna önem veririm. Kendime yakışanı giymeyi tercih ederim. Modaya uymak uğruna, kendimi rahatsız hissedeceğim şeyleri giymek istemem. Bulunacağım ortama göre giyim tarzımı belirlerim. Yani işyerinde giydiğim kıyafet ile, haftasonu tatilinde giydiğim kıyafet ve aksesuarlar farklıdır.

* Makyaj yaparken hangi renkleri tercih edersiniz?

Kıyafetime uygun olanları.

NİLGÜN MUNGAN Etibank Dış İşlemler Müdürü

"Çok canlı bir meslek"
* İşiniz neleri kapsıyor?

İthalat, ihracat, kambiyo işlemlerinden sorumluyuz. Şubelerimizin işlemlerinin yurtdışına transferlerini sağlıyoruz, yurtdışından gelen havaleleri şubelerimize yönlendiriyoruz. Kambiyo mevduatına bakıyoruz. Kambiyo ile ilgili gelişmeleri anında şubelerimize duyuruyoruz. Hem mevduat, hem operasyon ağırlıklı çalışıyoruz. Her türlü kontrol mekanizması bir hayli fazla burada. Şubelerdeki hesap hareketlerine bakıyoruz, vergilerde eksiklik, hata var mı kontrol ediyoruz. Varsa hemen müdahele ediyoruz. Yani en son kontrol buarada yapılıyor.

*Kaç yıldır bankacısınız?

22 yıldır.

*Neden bankacılık?

Ben hep çok iyi yöneticilerle çalıştım. Herhalde biraz hırslıyım da, bilemiyorum. İşimi çok seviyorum. Zaten ailemde de bankacılar var.

*Bankacı olmanın zor yanları neler?

Mesai saatlerimiz uzun. Zaman zaman çok geç saatlere kaldığımız oluyor. İşimiz onu da gerektiriyor. Ama çok canlı, çok hareketli... Finans piyaslarıyla iç içe yaşıyoruz biz. İş hayatıyla yakından ilgiliyiz. Sadece Türkiye'yi değil, bütün dünyayı takip etmemiz gerekiyor. Son derece zevk alarak yapıyorum. Bu koşuşturmacalardan, seyahatlerden hiçbir şikayetim yok. Üstelik şu sıralar çok gözde bir meslek.

* İyi bir bankacı olmak için ne gibi özelliklere sahip olmak gerekir?

Özellikle kambiyocu olmayı isteyen arkadaşların sürekli okumaları, piyasaları takip etmeleri, seminerlere katılmaları gerekiyor. Kambiyocu olmak çok kolay değil, iyi bir kambiyocu ancak beş senede yetişiyor.

*Bankacı olmak hayatınızı nasıl etkiliyor?

Hiçbir zaman benim hayatımda işimle ilgili problemlerim olmadı. Yedi yaşında bir oğlum var, o da zaten bakıcılarla büyümeye alıştı.

*Bankacılık için, "erkek egemenliği"nde bir sektör derler, siz bunun zorluklarını gördünüz mü?

Evet, kadınlar arasında yöneticiler çok fazla değil. Daha çok alt kademelerde çalışıyorlar. Bu da, kadınların iş dünyasına daha geç girmesiyle ilgili bir durum diye düşünüyorum. Bundan sonra kadın yöneticilerin sayısı da mutlaka artacaktır.

* Bu işe yıllarını vermiş biri olarak bu konuyla ilgili siz neler yaşadınız?

Eski dönemlerde çok daha zordu tabii. Finansman ağırlıklı şubelere erkekler, mevduat ağırlıklı şubelere kadınlar seçiliyorlardı. Kadınlar isyan ederdi. "Biz kredi veremez miyiz?", "Verdiğimiz kredileri batırır mıyız?" diye. Ama o tabu yıkıldı artık. Çok aktif kadın müdürlerimiz var şimdilerde. Ben onları gördüğüm zaman gururlanıyorum. Üstelik iş ortamlarında kadınların olması havayı yumuşatıyor.

EFRAN AKIN Etibank Organizasyon Ve Kalite İzleme Müdürü

"Kesinlikle monoton değil"
*İşiniz hakkında bilgi verir misiniz?

Çok kapsamlı bir iş bu. Bankaların, şubelerin yapılanması işimizin esasını oluşturuyor. Tabii bunun içine de bir çok şey giriyor. Yapılanma derken, "bankanın organizasyon yapısı nasıl olacak", "şubelerin çalışma şekli nasıl olacak", "şubelerin en etkin çalışması için neler yapılmalı" gibi konularda ve şube performansları ile ilgili çalışmalarımız oluyor.

*Şubelerin performanslarını neye göre belirliyorsunuz?

Performans ölçüm sistemi geliştirdik. Kâr ölçülerine göre onları bir sıralamaya tabi tutuyoruz. Ekonomi konusunda çalışmalarımız var. Bankacılık konusunda analizlerimiz oluyor, Etibank'ın yerini, nasıl bir gelişim izlediğimizi belirliyoruz. Üst yönetime bu konuda raporlarımız sunuluyor. Sonuçta bankada verimli bir çalışma ortamı yaratmak, insan gücünü en iyi, en etkin şekilde kullanmak amacındayız.

*Şubelerle birebir ilişki hâlindesiniz herhalde?

Evet, daha çok şubelere yoğunlaşmış durumdayız. Çünkü daha çok işlerin olduğu birimler onlar. Bazen şubelerden öneriler geliyor bazı konularda. Bu önerilerin, doğru olup olmadıklarını inceliyoruz. Bu öneriler doğrultusunda bazı çalışmalar yapıyoruz. Bazen çok iyi öneriler çıkıyor.

*İşinizin cazip yönleri neler?

Hiçbir zaman aynı işi yapmıyorsunuz. Her zaman farklı sorunlar ortaya çıkıyor, farklı şeyler yaşıyorsunuz. Bu yüzden asla monoton değil. Sürekli birşeyler katmanız gerekiyor çünkü. Kendinizi katıyorsunuz bu işe.

*Bankacılık sektöründe başarılı olmak için hangi özellikleri taşımak gerekiyor?

İyi bir gözlemci olmak lâzım. Sorunları iyi görmek, onlar için iyi çözümler üretmek gerekiyor. Analiz yeteneği, disiplinli çalışmak, çok iyi bir planlayıcı olmak lâzım. Anında sorunları çözebilmelisiniz.

*Neden bankacılığı seçtiniz?

Ben bu işe sınavla girdim. Benim girdiğim yıllarda bankacılık sektörü çok hareketli değildi. Aslında biraz tesadüf oldu. İnsanları bankacılığa sokan, cazip gelen birşey yokmuş gibi görünür. Ama ben sonraları yaptığım işi çok sevdim.

*İşinizin stresi ve yoğunluğu işinizi etkiliyor mu?

Hangi işi yaparsanız yapın, eğer işinizi sosyal hayatınızdan ayırmazsanız elbette etkilenirsiniz. Yaşamı sadece işten ibaret görmemek gerekiyor.

*Yani sizin bu konuda bir sorununuz yok.

Bazen; "Sosyal hayatımız kalmadı," diye şikâyet ettiğimiz oluyor tabii. Ama ikisinin ayrımını yapmazsak, iş hayatımız da aksar. Ben bunu ayırmaya çalışıyorum.

*Çalışma ortamınızda diğer çalışanlarla diyaloglarınız nasıl? Kadın olmanızdan kaynaklanan sorunlar yaşadınız mı?

İnsanlardan böyle bir tepki almadım. Birkaç kişiyle elbette ki sorunlarımız olmuştur ama bunlar da zaten işle ilgilidir, kişisel bir şey değildir. Üstelik bankacılık sektöründe bayan çok fazla ve siz erkeklerin üstünde çalışıyorsanız bilgi ve tecrübe olarak onlardan üstünsünüz demektir. "Ben bir kadınla çalışmam," diyen olmadı şimdiye kadar.

*Statünüzün size yüklediği sorumluluğu özel hayatınızda da hissediyor musunuz?

Elbette, çevrenize aksettiriyorsunuz bunu.

GÜLÇİN GÖKÇEN Koçbank Genel Müdür Yardımcısı

"İşim bana angarya gibi gelmiyor"
* İşinizi anlatır mısınız?

Bankada yapılan tüm operasyon işleri benim kapsamıma giriyor. Bir şubeye gidip de ödenen bir çek, senet, vezneyle yapılan her türlü işlemler, birey olarak şubeye gidip yaptırılan herşey bunun içine giriyor. Ayrıca bireylerin dışında şirketlerin yaptırdığı her türlü ihracat, ithalat, alınan krediler, döviz alımları, satımları da bunlara dahil. Bundan başka, bizim sigorta şirketimiz var. Şubemizden yapılan her türlü sigorta işlemleriyle de ilgileniyoruz.

* Kaç yıldır bankacısınız?

On yedi yıldır.

* Bankacılığın en keyifli yanları neler?

Bir sürü insan tanıyoruz. Şehir şehir geziyoruz. Şirkette çalışmaktan çok daha hareketli. Mesela 70 şubemiz var, ben 50 şubeyi dolaştım. İnsanı seven bir kişi için ki, -ben çok severim- bu iş çok uygun. Ben her seviyede her yaşta insanla çok rahat ilişki kurarım. İlişkilerim de çok yumuşaktır. Bu nedenle işim çok zevkli, hiç angarya gibi gelmiyor. Diğer bankacı arkadaşlarla yemek yemekte, toplantı yapmakta, iş yapmakta çok zevkli. Ama çok fazla çalışmak gerekiyor. Çok fazla masanın üzerinde kağıt oluyor. Onları tek tek okuyorum. Çünkü gereksiz hiçbir şey yok. Önünüze gelen her şeyi okuyup, ona göre karar vermeniz gerekiyor.

* Eve iş taşıyor musunuz?

Çok. Her akşam eve iş çantası gider. Evde de birşeyleri mutlaka okurum. Başka türlü mümkün değil çünkü, yetişmiyor.

*Evli misiniz?

Evet.

*Aile yaşantınızı etkiliyor mu yoğunluğunuz?

Benim eşim ve annem bana çok yardımcı oluyorlar. 12 yaşında bir kızım var. Fakat yerimden herşeyi iyi organize ettiğim için ne eskiden gözüm arkada kaldı, ne de şimdi kalıyor. Bu yüzden bir sorunum olmuyor.

*Sosyal hayatınız nasıl?

Ben işten çıktıktan sonra en azından 22.00- 23.00'e kadar herşeyi unuturum. Başka şeylerle ilgilenirim. Ondan sonra da okunması gereken birşeyler varsa onları okuyup, yatarım. Stresimi de mutlaka atarım. Hiç boş durmam. Arkadaşlarımızla kulübe gideriz, yazlığa gideriz, kışın kayağa, yazın mavi yolculuğa gideriz. Eşimle seyehati çok sevdiğimiz için sürekli gezeriz. Yani insan iyi organize olursa her şeye vakit bulur.

* İyi bir bankacı nasıl olmalı?

Evdeki gibi çok tertipli, düzenli olmak lazım. Detayları çok iyi takip etmeniz gerekiyor. Onun için kadın yöneticiler daha başarılı oluyor. Banka sektöründe çok üst kademelerde olmasa da orta kademelerde yöneticilerin çoğu bayandır. Erkekler detaylarla uğraşmaktan sıkılıyorlar.

*İşinizi gerçekten çok seviyorsunuz.

Evet, bu dünyaya yeniden gelseydim -gerçi iç mimarlığı da çok istemiştim ama- yine bankacılığı seçerdim.

*Erkeklerle bütünleştirilmiş bir işte yer alıyorsunuz. Bunun zor yanları neler?

Eskiden gelen birşey bu. Artık kırılıyor. Yoksa bende gelemezdim böyle bir yere.

*Çalışma ortamınız nasıl?

Bizde çok modern bir ortam var. Birlikte yemek yeriz, içmeye gideriz, oturup gazete yazısı da tartışırız. Çok arkadaş gibiyiz. İş zamanında da herkes çok profesyonel. Herkes sorumluluğu neyse onu yapıyor. Zaten bir emir komuta yönetimi kesinlikle yok. Oturup toplantılarda tartışıyoruz zaten, "böyle yapalım, şöyle yapalım" diye. Herkes ne görev veriliyorsa ona göre yapıyor. Yani yapılması gerekeni biliyor.

*Son yıllarda bankalarda kadınların hissedilir bir artışı var.

Kadınlar stresi erkeklerden daha iyi kaldırıyorlar. Erkekler bu konuda daha sıkılganlar.


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır