Son haftalarda ekonominin her kesiminde beklenen ve gerçekleşen enflasyon konusu tartışılıyor. Gelecek dönem ile ilgili bir sözleşme yapıldığında veya fiyat belirlendiğinde parayı ödeyecek taraf "beklenen" veya "hedeflenen" enflasyonu esas almak istiyor. Parayı alacak kesimler ise daha yüksek olan "gerçekleşen" enflasyonun ölçü alınmasını bekliyor.
Bu tartışma enflasyonu düşürmeyi hedefleyen her ülkede yaşanıyor. Eğer, önümüzdeki dönem için yapılan işlemlerinde gerçekleşen enflasyon esas alınırsa, fiyat artış hızının düşürülmesi imkânı kalmıyor.
Fiyat artışlarının hızının kesilmesi için, "hedeflenen" enflasyonun esas alınması gerekli. Ancak insanlar, 25 yıldır süregelen enflasyonun düşeceğine inanmıyorsa, hedeflenen enflasyona razı olmuyor.
Konuyu fiili enflasyon oranları ile somutlaştıralım. Yılın ilk beş ayında enflasyon toptan eşyada yüzde 21.1, tüketici fiyatları endeksinde ise yüzde 21.5 oldu. Haziran ayı sonunda ise bu oranların sırasıyla yüzde 23.3 ve yüzde 23.9 olması bekleniyor.
Enflasyonun geçen yıl sonu veya bugünkü düzeyi olan yüzde 50 amaçlandığında ise bu oran yüzde 21.7'yi buluyor.
Hükümet enflasyonun düşmesi, hiç olmazsa bugünkü düzeyinde tutulması için karşı tarafa yüzde 20 dolayında beklenen enflasyonu kabul ettirmeyi amaçlanıyor. Hükümet programında da bu konuda hüküm var. Karşı taraf ise enflasyon bugünkü düzeyin üstüne örneğin yüzde 60'a çıkacağını düşünüyorsa, işler karışıyor. Ancak ücret veya taban fiyat zammını beklenen enflasyona göre düşük oranda alan kesimleri sonraki aylarda şu sıkıntılar bekliyor:
* Ev sahipleri, çarşı-pazardaki esnaf ve tüccar, zam yaparken "gerçekleşen" enflasyonu uyguluyor. Memur, işçi ve tarımsal üretici, bu durumda ücret zamlarını düşük oranda alırken, mal ve hizmet alımında da yüksek zam oranları ile karşılaşıyor. Türkçesi ile yıllık yüzde 55 ücret zammı alan bir kişi, ev sahibi yıllık yüzde 70 kira artışı istediğinde bütçesinin iki yakasını biraraya getiremiyor.
* Hükümetin hedeflerinde yalnız TEFE yeralıyor. Toptan eşya, sanayicileri ve işadamlarını ilgilendiren bir endeks. Halkı etkileyen endeks ise tüketici fiyatları.
* İş dünyası ve kamuoyu 12 aylık enflasyon oranlarını izliyor. Oysa hesabın, ortalama enflasyonla yapılması daha da gerçekçi ve adil sonuçlar veriyor.
FARUK TÜRKOĞLU