Tarihin gördüğü en büyük salgın hastalıklardan biri olan modanın çekiciliği, geçici ve kaprisli olmasından kaynaklanır. Buna rağmen ona boyun eğer, uyum sağlarız. Moda, zamanı gelince demode olmak içindir ve modada değişmeyen tek şey değişimdir. Bir sezondan diğerine, değişimin boyutları farklıdır. 13. yy'dan bu yana moda akımlarında gözlediğimiz ilerlemelerin ardından rahatlıkla, günümüzde yeni bir tarzın bir-iki sezondan fazla dayanmasının mümkün olmadığını söyleyebiliriz. Bu süratli tempo içinde, moda ile fazla ilgili görünmek bile, zamanın dışında kalmaktır.

Moda çoğulculuk ve çokbiçimlilik döngüsüne girdiği için, fonksiyonellik, kişisellik ve çok merkezli bir tutum ön plana çıkmaktadır. Bu doğrultuda, insanların devamlı kendileriyle meşgul olduğu şu günümüzde, giysilerimizden takılarımıza, yaptığımız spordan, okuduğumuz kitaba, yaptığımız ve kullandığımız her şeyin, bir kendini ifade etme çabası, şekli olduğunu kabul etmemiz gerekir. Kişiler hangi yaş, hangi kültür, hangi kimlikte olursa olsunlar, kendi tarzlarını belirleyerek, yaşadıkları ortamda ve toplumda, farklı bir kimlik yaratmaya çabalıyorlar.