kapat

19.06.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
micro
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
ALİ KIRCA(alikirca@sabah.com.tr )


Stratejik genlerimiz

Lösemi hastası Doktor Oktar Babuna'ya uygun kemik iliği bulabilmek için Türkiye'de bugüne dek görülmemiş bir "sivil hareket" başlatıldı.

Onbinlerce kişi kan verdi. Ancak, kampanyanın Doktor Babuna'yla sınırlı kalmaması için de hedef büyütüldü.

Oluşturulacak bir "kemik iliği bankası"yla binlerce lösemi hastası için bir umut deposu yaratılacaktı..

Ancak.. O noktada küçük bir engel çıktı..

Alınan kan örnekleri, tahlil için yurtdışına gönderiliyordu.

Sonuçların bir örneği Türkiye'ye gönderilirken; bir örneği de yurtdışında, yabancı ülkelerin bilgi bankalarında saklanıyordu. İşte, herkesi düşündüren de buydu. Sağlık Bakanı, kampanyanın "stratejik" açıdan sakıncalar doğurabileceğine dikkati çekti.

Bu açıklamaya en çokta kanlarını veren Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları şaşırdılar. Verdikleri birkaç damla kanın "stratejik" bir değer taşıdığını böylece öğrenmiş oldular. Belki de çoğu, yaşamları boyunca "adam" yerine konmamış olduklarını da hatırlayarak gizli bir gurur duydular. Şu yalan dünyada, hiç bir şeylerinin olmasa bile, kanlarının "stratejik önemi" vardı. Hem de yabancı ülkelerin, bilgi bankalarında saklanıp üzerinde çalışacağı kadar önemliydi "gen"leri...

Ortaya atılan bu çarpıcı iddiayı bir çırpıda ve önyargıyla mahkum etmek ya da kestirip atmak istemiyoruz. En azından tartışılmalı.. Tartışılıyor da zaten.. Diyelim ki; gerçekten "insani" bir nedenle alınan bu kan örnekleri, "bizi bilmek" isteyen "maksatlı" birileri tarafından tahlil edildi..

Sonuç ne çıkardı dersiniz?

Laboratuvarda, mikroskobun üst merceğinden bakan asistan; hocasını çağırırdı heyecanla...

"- Hocam, bu kanda garip şeyler oluyor?.."

Bu coğrafyanın atalarından bize armağan kalan genlerdeki davranış özellikleri, tahlil raporlarına aşina "ata sözleri" olarak kaydedilirdi. İşte, asistanın kaleminden Türkler'in stratejik özelliklerine dair rapordan alıntılar:

"- Hocam, orada her koyun kendi bacağından asılıyor..."

"- Hocam, orada üzüm üzüme baka baka kararıyor..."

"- Hocam, orada, babalar çocuklarına; "Babana bile güvenmeyeceksin" diye öğüt veriyor."

"- Hocam, bu genlerde etnik farklılıklar filan da görülmüyor; herkes "biz bize benzeriz" deyip duruyor..."

"- Hocam, orada büyük balık küçük balığı yutuyor."

"- Hocam, orada herkes telefonda bile fısıldayarak konuşuyor; çünkü 'yerin kulağı var' diyenler haklı çıkıyor.."

"- Hocam, orada sükut ikrardan geliyor..."

"- Hocam, orada lafla peynir gemisi yürümüyor."

"- Hocam, orada bülbülün çektiği dili belasından sayılıyor..."

"- Hocam, orada doğruyu söyleyen dokuz köyden kovuluyor..."

"- Hocam, orada erken öten horozun başı kesiliyor..."

"- Hocam, orada anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az, sözünü kimse anlamıyor..."

"- Hocam, bu genler diyor ki, 'Açtırma kutuyu, söyletme kötüyü'..."

"- Hocam, bu genlerin ele verdiği bu ata sözlerine Türkler kızar mı?"

"- Hayır o sözler eskidendi... Son "ata" sözü diyor ki:

'Hakikatı konuşmaktan korkmayınız.'

Yazarlar sayfasına geri gitmek için tıklayınız.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır