kapat

27.05.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
I H Y
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Kadın liderlere alışmalıyız
Boston Filarmoni Orkestrası Şefi Zander, liderlikte yeni trendin sevgi olduğunu belirterek "Yeni yüzyılda kadın liderlere alışmalıyız" dedi.

"Müzik, Tanrı'nın insana verdiği en büyük hediyedir. İyi bir liderin görevi bu hediyenin insanlara başarıyla sunulmasını sağlamaktır..." Bu sözler, dünyanın en büyük orkestralarından Boston Filarmoni Orkestrası'nın şefi Benjamin Zander'e ait. İnsanlara melodilerin ahengini sunduğunuz bir anda o sihri bozmadan liderlik yapmak, bir holdingi yönetmek kadar zor. Zander, bunu dünyada en iyi başaran liderlerden biri. Geçen hafta Castrol ve PDR'ın katkılarıyla İstanbul'a gelen ve piyanosunun başında muhteşem bir konferans veren Benjamin Zander, İşte İnsan'a liderliği, takım çalışmasını ve kendi dünyasının geleceğini anlattı.

Yeni bir yüzyıla giriyoruz. Sizce bu yüzyılın lideri nasıl olmalı? Bunun için bir reçeteniz var mı?
Bunun için kesin bir reçete yok. Pratik, birebir iletişime yatkın ve sabırlı. Eski liderlerin açık bir vizyonu, emretme yetisi, karizması, çok parası, gücü olması ve erkek olması gerekirdi. Bugün olaylar böyle değerlendirilemez. Öncelikle kadın liderlere alışılması gerekir. Aslında onlar aileyi çekip çevirdiği için daha önemlidir. Çocuklar babalarına saygı duyar ama annelerini severler. Bence liderlikte yükselen trend sevgi.

Sizi liderlikte başarılı kılan ne?
Ben çok iyi bir iletişimciyim. Konuşmalarım sırasında insanların üzerinde etkiyi ancak iyi bir iletişim sayesinde kurabilirim. Binlerce çalışanı olan bir şirketin patronunun müdürleriyle yaptığı toplantıda ekrana bakarak konuştuğunu düşünün. Sizce etkileyicilik oranı nedir? Kalpten konuşamadığınız zaman insanlar sizi niye dinlesin ki? Liderler söylediklerinin farkında olan hikaye anlatıcılarıdır.

İyi bir lideri nasıl tanımlarsınız?
Cesur, yanılmaktan korkmayan, güzel ve iyi görünme endişesini işinin önünde tutmayan, dünyaya olumlu bakan, sorumluluktan kaçmayan insan, iyi bir liderdir. Söylediğim gibi her insan bir liderdir.

Günümüz liderleri üzerlerinde bunca baskı ve kriz ortamı varken özel ve profesyonel hayatlarını nasıl dengeleyebilirler?
Hiçkimse suların her zaman sakin olmasını bekleyemez. Bu kayak yapmak gibidir. Bazen bembeyaz karların üzerinde kayarsınız, bazen çamurlu alanlardan. Ama sonuçta her ikisini birden başarabilen kişi başarılı kayakçıdır.

Siz bunu nasıl başarıyorsunuz?
Her türlü olay karşısında dengenizi koruyabilmeniz gerekir. Ben bunu başarıyorum. Yüzlerce müzisyen, bazen koro, bir o kadar da dinleyici arasında diğer sorunlarınızı unutmanız gerekir. Yaptığınız işe konsantrasyonunuz her şeyin ötesindedir.

Bunca insanı müziğin ahengini bozmadan nasıl yönetiyorsunuz? Onları nasıl tek tek kontrol altında tutabiliyorsunuz
Herkesi tek tek kontrol altında tutamıyorsunuz. Sorun olduğunu müzik ahengini bozmadan fark etmenin ise tek bir yolu var: Göz göze iletişim. İnsanların gözleri asla yalan söylemez. Eğer bir problem varsa bunu insanların gözlerine bakarak tespit edebilirsiniz.

Peki sorunu nasıl çözebilirsiniz?
Bir gün, orkestramdaki birinici viyolonselci, arkasında çalan bir çellocunun çıkardığı yüksek sesten rahatsız olduğunu, herkesin içinde ve yüksek sesle söyledi. Ona, sorununu önüne koyduğum bir kağıda yazmasını söyledim. Çünkü sorun ahenge zarar vermeden ancak böyle aşılabilirdi. Sorunu herkesin içinde söylemek, sonraki bir saatte basılan notaların tümünün konsantrasyondan uzak olmasına neden olacaktı. İyi bir lider, bütüne zarar vermeden sorunu aşabilir.

Arkanız dönük olmasına rağmen dinleyicileri nasıl mutlu ediyorsunuz?
Orada insanların dikkat ettiği ben değilim, müzik. Benim görevim, onun insanlara en mükemmel şekilde ulaşmasını sağlamak. Bir nevi köprü vazifesi görmek. Müzik insan hayatının çok önemli bir parçası. Örneğin seyrettiğiniz her filmin önemli bir parçasını müzik oluşturur. Star Wars ya da diğer filmlerin müziksiz olduğunu düşünün. Ne kadar tad alabilirsiniz?

Bu insanların ruh halini de etkiliyor tabii...
Elbette. Çok neşeli ve etkileyici bir müzik çalarken sinirli olamazsınız. Müzik, Tanrı'nın insanlara en büyük hediyesidir. Ben müzisyenlere müziği nasıl yapmaları gerektiğini söylüyorum, onlar ise Tanrı'nın hediyesini insanlara ulaştırıyor. İnsanların orada dinlediği Bach, Schubert ya da Beethoven'ın melodilerinden çok fazlası; gerçek hayat.

Bir liderin buradaki rolü nedir?
Kiliselerde beyaz tahtların içinde "kudret saçarak" gelen rahipler görürsünüz. Oysa simgeledikleri Tanrı'nın kudretidir. Gerçek bir lider, ekibi sayesinde kazandığı kudreti kendi sahiplenmez, ekibinin hakkını verir. Kendinden başkalarına da saygı gösterir. Yapmamız gereken olumsuz yanları nasıl değiştirebileceğimizi düşünmektir.

Gerçek bir lider ne yapar?
Aslında herkes bir liderdir. Köpeğini gezdiren 5 yaşındaki bir çocuk bile bir liderdir. Çünkü köpeğini yönetir. Zaten hayatım boyunca çocuklardan çok şey öğrendim. Gerçek bir lider, beraber çalıştığı en düşük seviyedeki insanın bile mutluluğu için çalışan kişidir. Onun yaşadığı problemi kendi problemi olarak görür ve çözmeye çalışır. Gerçek lider, herkesin kendine özenmesini sağlayacak kadar özenli olmalıdır.

Peki iyi bir lider çalışanlarını serbest bırakmakla otonomi arasındaki çizgiyi nasıl belirlemeli?
Sorduğunuz sorunun ne kadar önemli ve karmaşık olduğunu tahmin edemezsiniz. Biz orkestra şeflerinin yaşadığı en büyük sorunlardan biri bu. Bu sorunu çözdükten sonra diğer sorunlar çok kolay olacak. Çalanlar onlar olduğu için yetkiyi onlara tanımam gerekir. Dolayısıyla ulaşım kanalını ve yorumu açık tutmalıyım. Ama bütünlüğün ahengini bozduğu yerde ona dur demeliyim. Anlattığım viyolonselci-çellocu sorunu buna işaret ediyor.

Yani sizin işiniz...
Yanımdaki müzisyenler arasında iletişimi sağlamak. Onların arasındaki pürüzleri gidermek, destek olmak. Eleştirilerinin sadece kendi fikirleri olduğunu anlatabilmek. Bunları anlatabilmek için yeterince açık fikirli ve açıksözlü olmak.


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır