kapat

15.05.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
I H Y
Sofra
L E I T Z
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
AHMET VARDAR(avardar@sabah.com.tr )


Sanayi Bakanımıza açık mektup...

Sevgili Sanayi Bakanı Metin Şahin, bu konulardan pek anlamam ama Bekir Arıcı'nın bana yaptığı müracaat akla yakın gibi görünüyor. Zira ülkede onbinlerce küçük girişimci var. Başlarına geleni de okursanız, bir hal çaresi bulacağınız sanıyorum.

Bunlar daha önce yani 1985 yılında küçük paralarla şirket kuran girişimciler. Bekir Arıcı'da bunlardan biri. 1985 yılında 500 bin lira ile bir Anonim Şirket kurmuş. Ancak bu şirket 2-3 yıl sonra faaliyetini yürütemez olmuş. Onlar gibi binlerce şirket de aynı durumda kalmış. Bu arada Sanayi Bakanlığı bir karar çıkararak, sermayelerini 5 milyara çıkaramayan şirketlerin fesh edilmiş sayılacağını ilan etmiş.

Dolayısıyla bu garipler 5 milyarı bulamadıkları için sermayelerini yükseltememişler. Ama şimdi bu şirketi fesh etmeye kalktıklarında en az 1 milyar masraf yapmaları gerekiyor. Ortada bir anlaşmazlık var. Şöyle ki; Ticaret Odası avukatı yılbaşından bu yana bu tür şirketlerin fesh edilmiş olduğunu belirtirken, Sanayi Bakanlığı ilgilileri de aksini söylüyor. İşte bu şirket sahipleri arada kaldılar ve muntazaman her ay muhasebe ücreti, faal olmayan şirketin beyannameleri ve yıllık bilançolarını vermek zorundalar. Boşuna zaman ve israf oluyor. Sayın Sanayi Bakanımızdan da dertlerine çare arıyorlar. Ben de bu açık mektubu onun için yazdım.

Raif Şahin, sen ne vicdansız adammışsın be!...
Sıhhi tesisat, boya badana işleri yapan Raif Şahin, geçen yıl Aralık ayı başlarında Taksim'de yeminli tercümanlık yapan Hüseyin Doğan, ofisinin boyanması için seninle anlaşma yaptı. İşlerini yaptığın sırada, çok iyi bir usta olduğunu, İstanbul'un yabancısı olduğundan iş bulmak için kendisinden yardım da istedin. Adamcağız senin koyun postuna bürünmüş bir kurt olduğunu nereden bilsin. Yaşına başına itibar ederek, 20. asırda kolay kolay kimsenin kimseye yapmayacağını yaptı. Bir dükkan açana kadar sana ofisinde masa verip, kart vizit bastırdıktan sonra bir de cep telefonu aldı.

Hatta bayramda takım elbise alıp, kredi kartından para kullanmana kadar izin verdi. Ama sen bu iyiliklere karşılık ne yaptın, Hüseyin Doğan'a bir sürü borç takıp gittiğin gibi, yanında çalıştırdığın adamlarına da paralarını vermeden sırra kadem bastın. Adamı dolandırdığın yetmiyormuş gibi, etrafa taktığın borçlar yüzünden alacaklılar devamlı rahatsız ediyorlar.

Bana bak Raif usta, yaptığın işler konusunda ne kadar usta olduğunu bilmem ama dolandırıcılıkta bayağı ustaymışsın. Senin bu yaptığına nankörlüğün daniskası denir. Sana kucak açıp, ekmek paranı çıkartasın diye yardım eden insana kazık atmaya vicdanın nasıl elverdi?...

Şimdi senin ne mal olduğun ortaya çıktı. Bundan sonra bırak boya badana işleri yapmayı, ayakkabılarını boyayacak bir insan bile bulabilecekmisin?... Şimdi de Kadıköy civarında çöreklenip, kendini acındırarak dolandıracağın yeni birilerini bulduğunu biliyorum. Ama yemezler bak bakalım sana dünyayı dar ediyormuyum etmiyormuyum...

Yazarlar sayfasına geri gitmek için tıklayınız.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır