kapat

15.05.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
I H Y
Sofra
L E I T Z
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
NECATİ DOĞRU(ndogru@sabah.com.tr )


Merve'ye gelince yasa! Sadri'ye gelince kasa!

Biz zaten laik geçinenlerin "Amerikanofilleşmesinden" gına getirip tiksintiye benzer bir ruh ezikliği içine düşmüştük. Merve de Amerikanofil çıktı.

Çıkabilir...

Amerikan sevmek, Amerika'da çiftlik alıp Amerikan yemini etmek, Amerikan pasaportlu olmak, Amerika'dan koca bulmak, çocuğum Amerikalı olsun diye gebe karısını oraya götürüp doğurtmak sadece laik, batıcı, medeni, Atatürkçü geçinenlerin tekelinde mi?

Değil...

Merve de insan...

Merve'nin de nefsi var...

Nefsine yenik düşebilir...

Amerikanofilleşebilir...

Fakat Amerikanofilleşme kararını Türkiye'de milletvekili olmak için aday listelerine ismini yazdırdıktan 10 gün sonra alması bir ahlâksızlık değil midir?

Ahlâksızlık değilse nedir?
Saf, inanmış, temiz ruhlu, temiz duygulu, inançları için yaşayan, dünya malından mülkünden, iştahından, ihtirasından elini eteğini çekmiş, egoizmini aşmış, nefis köleliğinden kurtulmuş, inançları için yaşamaya kendini adamış rolü yapan Merve Kavakçı'nın kendisine inanan yoksul, çaresiz halk kitlelerinden oy istemeye çıktığı sırada gidip Amerikan yemini etmesi ahlâksızlık değil midir?

Söyleyin...

Koca koca adamlar...

Koca koca FP'liler....

Koca koca Recai Kutan...

Koca koca Erbakan...

Koca koca Tayyip Erdoğan...

Koca koca Nevzat Yalçıntaş...

Lütfen söyleyin...

Din aslında ahlâk değil midir?

***

Benim bildiğim bütün dinlerde temiz ahlâk sahibi olmak ve nefsinin kölesi olmaktan kurtulmak inancın bile önünde gelir. Merve Hanım, nefsinin kölesi olmaktan genç yaşta kurtulmuş, saf ve bakir bir Anadolu kızı rolünü oynuyor, fakat işin aslı; dini duyguları kışkırtarak Türkiye'de milletvekili olmak istiyor ve öbür yandan da boşandığı kocasından doğan hakkını kullanarak ABD'de kendini güvenceye alıyor.

Merve'deki egoizme bak!
Hem adamı çift karılı iken bile bile alıyor, sonra çift karılı diye boşuyor hem de boşandığı adamın imkanına sarılıp, Amerikalı oluyor. Bir yandan da Atatürk'ü küfür kabul eden bir dünya görüşünün savunucusu partiden milletvekili adayı olup Atatürkçülük yemini ederek mebus maaşı sahibi olmayı planlıyor.

Koca koca adamlar...

Lütfen söyleyin...

Bu ahlâksızlık değil midir?
Bu ahlâksızlıksa ve Merve Kavakçı Hanım, Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlık Kanunu'na aykırı olarak "önceden izin almadan" Amerikan vatandaşı olma yemini ediyorsa cezasını çekecektir. Yasal süreç başlatıldı...

***

Merve'ye gelince yasa işliyor...

Fakat Sadri'ye gelince...

Sadri Şener adlı müteahhitlik şirketinin sahibi İstanbul Yeşilköy Hava Meydanı pistini "1.8 trilyon liraya yapar, size teslim ederim..." diye ihaleyi aldı. Fakat daha başlangıçta projede bile bile yanlış keşif yapılması, pist yapılırken çıkacak toprağın nereye döküleceğini "önceden bulup hazır etmeden" ihaleye çıkılması sonucu pistin maliyetinde 5 trilyon liralık artış oldu. Aslında 500 milyar liralık toprak taşıma işini devletin şirketine 5 trilyon lira diye fatura etti...

Koca koca adamlar...

Lütfen söyleyin...

Koca koca Bülent Ecevit...

Koca koca Süleyman Demirel...

Koca koca tarafsız Ulaştırma Bakanı Hasan Basri Aktan, koca koca Ulaştırma Bakanlığı Teftiş Heyeti'nin Başmüfettişi Münir Amanvermez lütfen söyleyin...

Bunun neresi ahlâklı?

Bu pist işinde...

İş ahlâkı nerede?

Müfettişler söyledi...

Daha işin başında kazı toprağının nereye döküleceği gösterilmediği için ana müteahhit firma, 13 taşaron firma bulmuş toprağı hava meydanına 5-6 kilometre uzaklıktaki dere ağızlarına, yol kenarlarına, evlerin bahçe duvarlarının önlerine dökmüş. Şehri kirletmiş. İşin başlangıcında "bizim belediyemizin sınırları içinde kazı toprağı dökülecek bir alan yoktur" diyen Küçükçekmece Belediye Başkanlığı, Bakırköy Belediye Başkanlığı ve Büyükşehir Belediye Başkanlığı bu taşaron firmaların toprağı kentin derelerine, boş buldukları duvar diplerine dökmelerine göz yummuş. Fakat pisti yaptıran devlet şirketi DHMİ'den sanki bu toprağı 40 kilometre uzaklığa götürmüş gibi 5 trilyon para almış.

Koca koca adamlar...

Koca koca belediyeciler...

Lütfen söyleyin...

Bu işin ahlâkı nerde?
Merve'yle gelince işleyen yasa müteahhit Sadri'ye gelince niçin kasa oluyor? Müteahhit Sadri'ye, yanlış keşif yaptıran, kazı toprağının döküleceği alanı göstermeden ihaleyi başlatan DHMİ Genel Müdürü'ne ve DLH Genel Müdürü'ne, toprağı koyacak yerimiz yok deyip fakat taşeronlara göz yuman Küçükçekmece, Bakırköy ve Büyükşehir Belediye Başkanları'na niçin yasa işlemiyor?

Bu ahlâksızlık değil mi?

Yazarlar sayfasına geri gitmek için tıklayınız.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır