kapat

15.05.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
I H Y
Sofra
L E I T Z
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Kabustan rüyaya!
Mehmet Hikmet Erat Prof. Nils Birbaumer'in geliştirdiği "düşünceyi ekrana döken bilgisayar"la hayata döndü

Mehmet Erat (42), Almanya'da yaşayan Türk vatandaşı... Onu herkes, yüzyılın buluşu "Düşünceyi okuyan bilgisayar"ı deneyen ilk kişi olarak tanıyor. Bu bilgisayar sayesinde hayata yeniden "merhaba" diyen Uşaklı Mehmet Hikmet Erat'ın hastalığına ilk teşhisin İzmirli doktorlar tarafından konulduğu anlaşıldı.

Kocasının gözü, kulağı ve en büyük moral kaynağı olan Alime Erat'ın anlattığına göre Mehmet Erat'a, İzmir Sinir Hastalıkları Kliniği'nde kas erimesi teşhisi kondu. Aile Almanya'ya döndüğünde bu teşhisi Tübingen Üniversite Kliğini'ndeki profesörlere söyledi. Onlar da 'Evet teşhis doğru' deyip tedaviye başladılar."

'Yardımcım bilgisayar'
Kocasına ilk teşhisi koyan İzmirli doktorların, "Bunun tedavisini Türkiye koşullarında yapmamız mümkün değil" dediklerini söyleyen Alime Erat, kabustan mutluluğa dönüşen 5 yılını şöyle anlatıyor:

"Önce kocamın önce sol ayak baş parmakları tutmamaya başladı. Daha sonra aynı durum bütün ayağını kapladı. Sonra sağ ayağına geçti. Korkunç kabus bütün vücudu sardı. Son olarak dil kaslarında erime başladı ve kocam konuşamaz hale geldi. Kapı kapı çare arayarak dolaştık. İzmir'de teşhis konulduktan sonra Tübingen Üniversitesi'nden Prof. Dr. Niels Birbaumer ile tanıştık. Kendisi eşimin tedavisini üstleneceğini söyledi. Kocam için dünyada ilk defa denenecek bir sistem geliştirdiğini söyleyip tedaviye başladı."

Yıllardır aynı yastığı baş koyduğu eşi Mehmet Hikmet Erat'ın gözlerine bakıp ne demek istediğini çözen Alime Hanım, "En büyük yardımcım Tübingen Üniversitesi'nin geliştirdiği cihaz" diyor. Eşinin gözü kulağı olan Alime Hanım şöyle devam ediyor: "Onun hiç konuşamayacak olması bizleri kahrediyor. Ancak sağ salim aramızda bulunması tek tesellimiz. Düşüncelerini gözlerinden yalnızca ben okuyabiliyordum. Şimdi de bilgisayar yardımımıza yetişti. Bilgisayardaki yazıları görünce insan dehşete kapılıyor. Çünkü bilgisayar hiç hatasız bir biçimde kocamın istemlerini bize bildiriyor. Bazen benim bile ifade hatalarımı düzeltiyor."

İlacı moral
Mehmet Hikmet Erat'ın hastalığıyla en yakından ilgilenen kişi ise aile doktorları Stefan Zerwek. SABAH'ın sorularını cevaplandıran Zerwek, hastası Mehmet Hikmet Erat'ın ilacının ailesi olduğunu söyleyerek şöyle diyor: "Omirilik vücudun en hassas bölgesi. Bu nedenle ameliyat şansımız hiç yok. Bu hastalığın tek ilacı hastaya bol bol moral vermek. Onu mutlu etmek. İnsanların bakışları hastaya güç verir.

Mehmet Hikmet Erat bu konuda şanslı. Evlenip evden ayrılmış iki kızı dahil evdeki üç çocuğu kendisine çok büyük destek veriyor. En büyük moral kaynağı ise çilekeş karısı. Böyle bir hasta yalnız kaldığını, ilgilenilmediğini anladığı an çöker. Yaşama küser ve kısa süre sonra yaşama veda eder."

Almanya'ya 1971 yılında gelen Hikmet Erat Erat'ın karısından sonra en çok davranışlarından, Mehmet Bey'in ne istediğini anlayan kızı Ayşe. 18 yaşında meslek eğitimi gören genç kız, bu hale düşen babasını unutan akraba ve dostlarına sitem ediyor.

Felçlilerin yaşama yeniden dönüşünü sağlayan buluşun üzerinde denendiği 5 çocuk babası Mehmet Hikmet Erat tıp tarihine geçti. Tübingen Üniversitesi'nden yapılan açıklamada aynı hastalığa yakalanan iki kişinin daha Alman profesör Birbaumer'in buluşuna benzer bir yöntemle Amerika'da tedavi edilmeye çalışıldığı, ancak elde edilen sonucun çok yetersiz olduğu öğrenildi.

Tıp tarihine geçti
Amerika'da tedavi gören hastalardan birinde bütün çabalara rağmen olumlu sonuç alınamadığı için tedaviden vazgeçildiği kaydedildi. Öte yandan üç ayda bir Tübingen Üniversite Kliniği'ne giden Mehmet Hikmet Erat'la ilgili gelişmeler profesör Niels Birbauemer ve ekibi tarafından tek tek bilgisayar kayıtlarına geçiriliyor. Mehmet Hikmet Erat'la ilgili bilgilerin bu alanda yazılacak eserlere kaynak teşkil edeceği belirtildi.

"DİŞİMİZİ TIRNAĞIMIZA TAKIYORUZ"
HASTALIĞIN yanı sıra maddi zorluklarla da yaşayan Erat Ailesi, kimseye muhtaç olmamak için mücadele veriyorlar. Eşinin 23 yıl bir döküm fabrikasında çalıştığını, daha sonra kendi adına bir temizlik firması kurduğunu söyleyen Alime Hanım "Kimseye muhtaç olmamak için dişimizi tırnağımıza takıyoruz" diyor ve şöyle devam ediyor:

"Şu an kocama 24 saate yakın baktığım için Alman Hükümeti bana bin 200 mark aylık bağladı. Kocam da malülen emekli maaşı olarak 2 bin 200 mark alıyor. Evli kızlarım ve damatlarım çalışıyor. 18 yaşındaki kızım Ayşe meslek öğreniyor. Döndü okulun 8. sınıfında. Oğlum da okulunda başarılı. Allah'a şükür çok büyük para sıkıntımız yok. En büyük sorunumuz apartmanın 3. katında oturmamız ve asansörün bulunmayışı. Bir de ev doktoruna 7 kilometre uzaktayız. Zorunlu olarak kızlarımdan biri yada damatlarım doktora getirip götürüyor. Allah'a şükrediyoruz. Alman Hükümeti'ne de bize sağladığı imkanlardan dolayı teşekkür borçluyuz. "

Türkiye'yi özlüyor
Kocasının en son 2 yıl önce binbir zorlukla Türkiye'ye gidebildiğini söyleyen Alime Erat, "Havalar ısınmaya başlayınca gözleriyle yine Türkiye'yi sormaya başladı. Uşak'taki akrabaları soruyor. Çok ısrar ederse imkanları zorlayıp Türkiye'ye tatile götürmek istiyoruz" diyor. Kötü haberlerle kocasını üzmemek istediğini söyleyen Alime Hanım şöyle devam ediyor:

"Kocamın kesinlikle üzülmemesi gerekiyor. Türkiye'deki gelişmeleri de anlatabildiğim kadarıyla aktarıyorum. Kilo alır diye fazla yemek veremiyoruz. Doktorların yazdığı bir reçete doğrultusunda yemesini içmesini ayarlıyoruz. Haftada üç gün doktor kontrolünde jimnastik yaptırıyoruz."

Evlenerek yuvadan ayrılan Hİkmet Erat'ın kızları Seher Çelik (24), Halime Dalkılık (23), düzenli olarak babalarını ziyaret ediyor. Tübingen yakınlarındaki Ammersbuch - Altingen'deki evlerinde annelerine yardımcı olan Ayşe (18), Döndü (15) ve Murat (11) babalarının en büyük moral kaynağı.

Seyfi Alp - Tunçer Balkan - Kani TOP


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır