kapat

12.05.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
I H Y
Sofra
L E I T Z
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
SEDA KAYA GÜLER(sguler@sabah.com.tr )

Uçma keyfi...

Farkındayım tefrikaya döndü paraşütle uçma deneyimim ama hoşgörün kü, insan her gün uçamıyor! Uçanlar var elbette, biri de beni uçuran Erdal Akkuş örneğin. Ama paraşütle atlamak veya uçmak onun işi. Hem amatörce, hem profesyonelce yaklaşıyor bu işe. Üstelik onunki, bizim gibi sıradan insanlara göre adrenalin seviyesi yüksek bir keyif. İşin içinde bolca korku, heyecan, risk var..

Neyse, Ölüdeniz'deyim; Club Lykia World tarafından düzenlenen ve Türkiye'de ilk kez yapılan Ekstreme Sporlar Festivali'ndeyim. Ve paragliding yapmak üzereyim. Bunun için önce bir yüksek bir tepeye çıkmanız gerekiyor. Biz de 1970 metre yüksekliğe sahip Babadağ'a çıkıyoruz.

İlk gün bahsetmiştim ama yine sözetmek lazım, Babadağ dünyadaki en güzel uçuş tepelerinden biri. Çünkü deniz kenarındaki en yüksek dağ. Üstelik 11 ay burada uçulabiliyor. Bu nedenle Avrupa'nın önde gelen uçuş merkezlerinden biri olmaya aday. Ancak yanlış politikalar, uçmak için gelenleri caydırıyor. Dağa çıkarken, Orman Bakanlığı uçuş parası istiyor mesela. Normal, belli bir para almak gerekir ama kişi başına 3 milyon TL, paraşütçüleri sürekli uçmak isteğinden vazgeçirmeye yetebiliyor.

Biz parayı ödedik ve 1800 metre yüksekliğe çıktık. Artık geri dönüş yok. Kendinizi o yükseklikten aşağıya bırakacaksınız. Ellerine teslim olacağınız pilota güvenmeniz lazım. Anlatılmaz bir his bu, o anda karar veriliyor.

Benim pilotum da Erdal. Hazırlıkları tamamlayıp, pilotumu can kulağıyla dinliyorum. O ne derse onu yapacağım çünkü. Yokuş aşağı "koş!" derken koşacak, "dur!" demeden durmayacağım. Hepsi bu. Haa, bir de asla panik yok! Gerisi, ona emanetim...

Yüreğim ağzımda, "koş!" komutuyla koşuyorum. İki veya üç adım atıyorum ki havadayım... Oturduktan sonra ise ne heyecan var, ne korku. Anlatılmaz bir mutluluk bu. Önümde doğan veya şahin, bir kuş uçuyor, kanatlarını açarak.

Ben de kollarımı ve ayaklarımı rüzgara uzatıyor, süzülüyorum, ona nispet. Manzara müthiş; bütün görkemiyle Ölüdeniz, Fethiye, Kelebekler Vadisi. Şimdi daha iyi anlıyorum her gün uçma isteklerini...

Dedim ya, anlatılmaz bir keyif. Biraz cesaretiniz varsa, bir gün uçma fırsatı çıkarsa karşınıza, sakın kaçırmayın...

Yazarlar sayfasına geri gitmek için tıklayınız.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır