Vampirlere benzetmemin hakaret için değil, maddi gerçeğin vatandaşlar ve Anayasa Mahkememizce daha iyi anlaşılmasını sağlamak için yapıldığını kabul etmeyecek tek bir iyiniyetli kişi daha çıkacağını sanmıyorum

"Hakaret Değil Gerçek"
"Prof.Dr. Feridun Yenisey'in belirttiği gibi, hüküm verilirken yaşanmış olan gerçek olayın öğrenilmesi önem kazanır. Buna maddi gerçek denir. Bir savcının düzenlediği iddianamede, maddi gerçeğin daha iyi anlaşılmasına hizmet ettiği sürece, her türlü benzetmeyi yapmaya hakkı vardır ve vahamet arzeden olaylarda görevidir de. Anayasamıza göre, siyasi partiler, demokratik siyasi hayatımızın vazgeçilmez unsurlarıdır. Bu hükme rağmen, aynı Anayasa, belirli hallerde partilerin kapatılmasını kabul etmiştir. Vazgeçilmezi, kesinlikle vazgeçilmesi gerekene dönüştüren, kapatılan siyasi partinin, sosyal hayatımız ve devlet düzenimiz için, kesilip atılmazsa büyük felaketlere sebep olacak bir habis ur haline gelmesindendir. Kapatılan bir siyasi partinin başka bir adla yeniden kurulması ise, kesilip atılan habis bir urun metastaz yapmasından başka bir şeye kolay kolay benzetilemez. Bu benzetme ile kimseye hakaret edilmiş değildir. Maddi gerçeğin daha iyi anlaşılmasına hizmet edilmiştir."

"Kapatılmayı Göze Aldılar"
RP'nin kapatılma nedenini hatırlatan, devamı olan FP'lilerin nin yönetici, milletvekili ve belediye başkanlarının her konuşmalarında Anayasa Mahkemesi'nin kararını hiçe sayarak ve FP'nin kapatılmasını da göze aldıklarını söyleyen Savaş, "Kamusal kurumlarda ve okullarımızda dinsel kaynaklı kıyafetlerle görev ve eğitim yapılması gerektiği propagandasını yapmışlar ve halkımızı laik devlet düzeni aleyhine kışkırtmışlardır. FP, bu kışkırtmaya devam etmektedir" dedi.

"İsyan ve İç Harp"
Savaş, açıklamasını şöyle sürdürdü:

"Kışkırtmaların nedenleri bellidir. FP yöneticileri, halkımızın dinsel inançlarını en kolay bu yoldan sömürerek, laik devlet düzenimizle çatışmaya sokabilecekleri ve oylarını ancak bu yoldan artırabilecekleri inancındadırlar.

Bu kışkırtmalar sonucu, adı geçen partinin her mitinginde (Başörtüsüne uzanan eller kırılsın) yazılı pankartlar taşınmakta, bu yolda sloganlar atılmakta, bazı şehirlerimizde polisimizle çatışmaya varan, Cuma namazı sonrası eylemler düzenlenmektedir. Malatya'da, üniversitedeki türbanla eğitim yasağını kaldırmak amacıyla polis ve görevlendirilen askerlerimizin güçlükle kontrol altına alabildiği bir isyan hareketi vukuu bulmuştur. Bu çeşit eylemlerin diğer şehirlerimize de yayılması ve ülkemizin bir iç harp ortamına sürüklenmesi için dış kaynaklı paralarla beslenen ve hemen her yere sızmış ajan provokatörlerin cirit attığı bilinmektedir.

"Ordu Mensupları Huzursuz"
Açıklamasında "ordu mensuplarının huzursuzluğunu" da vurgulayan Savaş, şu ifadeleri kullandı:

"Tüm bu gerçekler ortada iken, halkımızın büyük kesiminde ve ordu mensuplarımız arasında büyük huzursuzluk yarattıklarını bilmelerine rağmen, FP yöneticileri, milletvekilleri ve belediye başkanları, dinsel kaynaklı giysilerle görev ve eğitim yapılabilmesi gerektiği propagandasıyla halkımızı kışkırtmaya ve eylemlere devam etmektedirler. Çünkü FP yöneticileri dahil, tüm siyasal islamcılar için bu çeşit propagandalar, eylemler ve kışkırtmalar, arzu ettikleri Anayasamıza aykırı devlet düzenini kurabilmeleri, daha çok mali olanaklara kavuşmaları ve seçimlerde daha çok oy alabilmelerinin olmazsa olmaz şartıdır. Bu şartlar altında, bu çeşit eylemleri yapanları adeta kandan başka bir şeyle beslenemeyen vampirlere benzetmemin, herhangi bir parti mensubuna hakaret için değil, maddi gerçeğin, hem vatandaşlarımız ve hem de Anayasa Mahkememizce daha iyi anlaşılmasını sağlamak için yapıldığını kabul etmeyecek tek bir iyiniyetli kişi daha çıkacağını sanmıyorum."

"Düzen Tehlikede"
Savaş, açıklamasının son bölümünde de "Ülke bütünlüğümüz ve laik Anayasal düzenimiz gerçek bir tehlikeyle karşı karşıyadır" dedi ve şu görüşleri dile getirdi: "İddianamelerinde bile doğruları dile getirmekten çekinen ve maddi gerçeğin vahametini ortaya koyamayacak bir üslup kullanan çekingen, laik Cumhuriyetimize ve ülke bütünlüğümüze yönelik kapsamlı ve etkili eylemler karşısında bile duyarlılığını kaybetmiş bir savcının, ne Anayasal düzenimizi, ne de ülke bütünlüğünü korumaya katkıda bulunabileceğine inanmıyorum. Çağdaş dünyada, örgütlerle mücadele eden tüm sacılar gibi, İtalya'da temiz eller operasyonunu gerçekleştiren savcıların düzenlediği iddianamelerin içeriği, o savcıların Başbakanlık yapmış politikacılar için bile kullandığı tabirler, bazı aydınlarımız ve hukukçularımız tarafından bilinseydi, şahsıma karşı yaptıkları haksız eleştirilerden, inanıyorum ki utanırlardı."