İşadamı Hasan Yurdakul, minyatür atölyesinde ürettiği efsane otomobil Morgan'ın taklidini, bu markanın anavatanı İngiltere'ye ihraç edecek. 26 ustanın 3 ayda ürettiği Maral'dan bugüne kadar 43 tane yapıldı

El emeği, göz nuru
İşadamı Hasan Yurdakul tarafından İstanbul'un Seyrantepe semtinde bir atölyede üretilen Maral, tamamıyla ustaların el emeğinin bir ürünü. Bugün, "Ben de bir Maral istiyorum" dediğinizde, bu otomobile kavuşmak için en az bir yıl beklemeniz gerekiyor. Çünkü Yurdakul'un atölyesinde çalışan 26 kişi, 3 ayda bir otomobil yapıyor. Üretime 1992 yılında başlayan Yurdakul, bugüne kadar 43 tane Maral üretmiş. Kendisi için ürettiği Maral'ı dahi sipariş çok alınca vermek zorunda kalan Yurdakul, bugün otomobilinin İngiliz tarafından talep edilmesinin mutluluğunu yaşıyor.

Neden Morgan
"Kendime bir otomobil yapmak istedim" diyerek el emeği, göz nuruyla ortaya çıkan Maral'ı anlatan Yurdakul şöyle devam etti:

"Bu yurtdışında çok sıradan bir iş. Bir çok insan yapıyor. Neden ben de yapmayayım diye düşündü. Sonra işe ustalarla beraber atölye de başladık. Bana göre, otomotiv sanayinde iki tane efsane otomobil var. Biri Porsche diğeri de Morgan. Bunlar hiçbirşeyle mukayese edilmez.

53'ten beri aynı dizayn
Morgan, 1953'ten beri aynı dizaynı yapıyor. Beni etkileyen iki olay oldu Morgan'la ilgili olarak. 1957'de Londra'da liseye gidiyordum ve o yıllarda Morgan üç tekerlekli otomobil yapıyordu. Bir gün okulun önünde dört tekerlekli bir Morgan geldi ve ortalık karıştı. 1984'te İtalya'ya yaptığım bir iş seyahati sırasında ise, trafiğin birden altüst olduğuna tanık oldum. Merak ettim ve kalabalığın ortasında beyaz bir Morgan duruyordu. Bu beni etkiledi."

'Doğarken klasik'
Böylece Morgan yapmaya karar veren Hasan Yurdakul, daha doğarken klasik olan Maral'ın Morgan'ın bir replikası olduğunu söylüyor. Bir otomobilin dizaynırı tarafından 25 yıl koruma hakkına sahip olması Yurdakul'un işine yarıyor. Koruma hakları kalkıyor ve Morgan'a benzeyen bir otomobili rahatlıkla üretebiliyor.

Yurdakul, Morgan'dan esinlediğini otomobiline sadece M adını vermek istemiş. Ancak M'nin isim hakkının alındığını öğrenince ismini Maral koymuş. Yurdakul şöyle devam etti:

"Otomobilim Morgan'a benziyor ama şasesi farklı. Dış görünümü de öyle. Örneğin, Morgan'ın kapıları yarımdır, benim kapılarımda cam var. Arkası daha yuvarlak ve tentesi farklı. Bu farklarda beni Morgan taklidi olmaktan çıkartıyor. Bir tane otomobil yapmaya başladım. Derken, dedik ki kopyeleyelim ve iki tane yaptık. Çevrem ve arkadaşlarım tarafından duyuldu, atölyeye gelmeye başladılar. Daha ortada fol yok yumurta yok derken, 11 tane sipariş aldık. Biz de dört tane yapıyorduk o günlerde. Sonra bir atölye tuttuk ve siparişleri karşılamak üzere yola çıktık."

Fiyatı 20 bin dolar
İşdünyasının bir çok ünlü isminin satın aldığı Maral'ın fiyatı vergiler hariç 20 bin dolar düzeyinde. Ancak bir butik otomobil olan Maral'ı üretirken, siparişi veren kişi herşeyine müdahale edebiliyor, koltuklarının derisini, aksesuarlarını kendisi seçebiliyor. Yani kişiye özel otomobil yapılıyor. Dolayısıyla kullanılan malzemenin lükslüğüne göre fiyatı daha da yükselebiliyor. Hasan Yurdakul, yılda en fazla 4-5 tane yaptıklarını ancak ihracatın kesinleşmesi halinde bu sayıyı artıracaklarını söylüyor.

Bütün çalışmalarını İngiliz pazarına kaydırdıklarını anlatan Yurdakul, "Hedefimiz spor otomobilinin merkezi olan İngiltere'ye bir Türk otomobili satmak" diyor.

Minyatür fabrika
Demirci ustaları, kaportacılar, boyacılar ve elektrikçilerden oluşan 26 kişiyle atölyenin minyatür bir otomobil fabrikası olduğunu söyleyen Yurdakul, İngiltere'deki Morgan fabrikasında 126 kişinin çalıştığını hatırlattı.

Maral'da da Morgan'daki gibi Ford ya da Fiat motoru kullanılıyor. Hasan Yurdakul, Maral'ı bütün Ford ve Fiat servislerinin tamir edebileceğini belirtiyor.

Yurdakul kendine kotra da yapmış
Robert Kolej'de ortaokul, İngiltere'de lise ve Amerika'da da üniversite eğitimi gören Hasan Yurdakul çok renkli bir kişilik. Kendini, "Daha esnek, hayalci, geniş ufku olan" bir insan olarak tanımlayan Yurdakul, önce bir vapurculuk şirketinde çalıştı. 70'li yıllarda kendine üç tane kotra imal eden Yurdakul, kendi şirketini kurarak uluslararası ticarete de el attı. Daha sonra kendi vapurculuk şirketini kurdu ve iki gemiyle bu sektörde biraz yol almış. Derken şirketi devretti ve Marmara Üniversitesi'nde Sigorta Ana Bilim Dalı Başkanı olarak Bankacılık ve Sigortacılık Enstitüsü'nün kuruculuğunu üstlendi ve okulda ders verdi. Bir ara devletin özelleştirme programlarına bir İngiliz firmayla birlikte danışmanlık yaptı. Son olarak da Ankara Sigorta'nın genel müdürlüğünü yürüttü ve 1992 yılında bu görevinden ayrılarak kendinini otomobil yapma düşünü yerine getirmeye adadı.

ŞELALE KADAK