kapat

06.05.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
I H Y
Sofra
L E I T Z
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
ZÜLFÜ LİVANELİ(livaneli@sabah.com.tr )


Dilin kemiği var mı?

Bir yabancı arkadaşım demişti ki:

"Siz Türklerde galiba söz vermenin önemi yok. İnsanlar kolayca konuşuyor, her türlü sözü veriyor, daha sonra da kendisini bu sözle bağlı saymıyor."

Bence bu görüş haklı!

Ne yazık ki ağızdan çıkan sözün şeref kabul edildiği ve söz uğruna ölüme gidilen bir dönemde yaşamıyoruz.

Söz uçar gider diye düşünüyoruz.

"Dün dündür, bugün bugündür!" diyoruz.

Oysa bir zamanlar bu ülkede "Söz senettir!" anlayışı egemendi.

Şimdi evinize gelen tamirciden, siyasi liderlere kadar kimse kendisini verdiği sözle bağlı saymıyor.

***

Dolayısıyla, kamu önünde yalan söylememek, her ayrıntıda dürüst davranmak da bir erdem olmaktan çıkıyor.

(Politikada ve yaşamın diğer alanlarında hiç yalan söylememenin, dürüst olmanın bir erdem gibi algılanmadığı, tam tersine öfke yarattığı tecrübeyle sabittir. Sanki, "Bu çürümüşlük içinde bu kadar temiz yaşamaya hakkın yok!" der gibiler.)

***

Sözün bağlayıcı olmamasının en çarpıcı örneği Merve Kavakçı vakası.

Hepimiz, Kavakçı'nın başını örtüp örtmemesiyle uğraşıyoruz.

Sanki başını açıp yemin etse, herşey bitecek.

Oysa biliyoruz ki Merve Kavakçı'nın dünya görüşü, yemin törenindeki sözlere karşı.

Merve Kavakçı, Atatürk Cumhuriyetinin laik ilkelerine inanan değil, tam tersine onu değiştirmeye çalışan bir insan.

Ama kürsüye çıkıp laik cumhuriyeti koruyacağına dair yemin etmek istiyor.

Erbakan da laik Atatürk Cumhuriyeti ilkelerini korumak üstüne yemin etmişti, Şevki Yılmaz da!

Bence bu, herşeyden daha korkunç!

Laik Cumhuriyeti kanlı mı kansız mı yıkacağını düşünen kişi, bu yemini reddeder.

İngiliz parlamentosunda yemin etmeyi reddeden iki İrlandalı parlamenter gibi namuslu davranır.

(Milletvekilleri Gerry Adams ve Martin McGuinness, İngiliz parlamentosundaki yemin metni, ilkelerine aykırı olduğu için bu yükümlülüğü yerine getirmeyi reddetmişlerdi.)

***

Bunu yapmaz da kürsüye çıkıp 62 milyonun gözü önünde yemin ederseniz, o yemine bağlı kalmak sizin insanlık, onur ve namus borcunuzdur.

Sözleri uğruna ölümü göze alan Sokrates'i, Kerbela'da biat etmeyi reddeden Hz. Hüseyin ve ailesini düşünün.

Bunlar da "Dilin kemiği yoktur" diyerek, bir kaç yalanla işin içinden sıyrılabilirlerdi.

Ama, kendilerine duydukları saygı buna engel oldu.

***

Türkiye'de ne yazık ki yalan yere yemin etmek, yalan söylemek hoş karşılanıyor.

Oysa, kamuya yalan söyleyen, gerçeği çarpıtarak açıklayan bir kişi politik yaşamdan silinmeli.

Yalnız politik kariyerini değil, kamuoyu önünde bir meslek icra etmeyi de bırakmalı.

Çünkü bütün kötülükler yalanla başlar.

Yazarlar sayfasına geri gitmek için tıklayınız.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır