kapat

06.05.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
I H Y
Sofra
L E I T Z
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
SELAHATTİN DUMAN(sduman@sabah.com.tr )


Yasal doping cihazı geldi..

Hasan Şaş'ın doping cezası almasından sonra oturup, gözümüzün takıldığı bir spor belgeseli üzerine yazı yazmıştık.. Konusu da "Oksimer" denilen yeni bir cihazla yapılan "Hidrobarik Oksijen Tedavisi" üzerineydi..

"Hidrobarik Oksijen Tedavisi"nin kısaltılmış adı HBO oluyor.. Millet, hiçbir yararı olmayan futbol geyiğinden o kadar usanmış ki bu yazı umduğumdan fazla ilgi gördü..

***

O yazıyı unutanlar için bir hatırlatma yapayım..

Amerika'da geliştirilmiş bir sistem ve özellikle de sporcu sağlığı konusunda yaygın olarak kullanılıyor..

"Popular Sience" adlı bir belgeselde seyretmiştim.. Uzay kapsülü gibi bir tüpün içine sakat sporcuyu sokuyorlar.. Ağzına jet pilotlarının havada kullandığı türden bir solunum cihazı bağlayıp, yüksek barda oksijeni dayıyorlar..

13 saatlik bir seans uygulanan bir NBA basketçisinin tedavisini izlettiler.. Bizde şu aralar Oktay'ın veya bir ay önceki Tugay'ın sakatlığına muadil bir adele sorunu vardı..

Yarım güne sığan 13 gün
Adam girdi kabine.. Sıkılmasın diye konulmuş bir likit ekran da önünde duruyor.. İster sinema filmi, ister TV programı seyredebiliyor.. 13 saat sonra çıktığında sakatlığı bitmişti..

Belgeselden aldığımız bilgiye göre bu Oksimer denilen cihaz sayesinde NBA'da kırık dışında maç eksiği olan sporcu kalmamış..

Kana yüklenen oksijeni arttırdıklarından tedaviyi hızlandıran bir sistem.. Ayrıca yüksek kondisyon sağlıyor.. Yani "doping" tarifine giriyor ama ilk doping yönetmeliği kaleme alındığında bu keşif yapılmadığından karşı müeyyidesi yok..

Sistemin mantığı şuna dayalı..
Oksimer denilen cihaza sokulan sorunlu sporcuya yüksek basınç altında yüksek oksijen solutuluyor.. "Hiperbarik Oksijen Tedavisi" dedikleri bu yöntem sayesinde vücudun en ince kılcal damarlarından, doku hücrelerine kadar yüzde yüz saf oksijen gönderilmiş oluyor..

Tabii fizik ve fizyoloji kurallarına uygun olarak..

Normal atmosfer koşullarında hemoglobinle taşınan oksijen miktarı 10 bar ise bu tedavi ile kat be kat artıyor.. Saatte yüzde 400'e varan bir artış.. Böylece onbeş günlük bir tedavinin süresi yarım güne inmiş oluyor..

ooo

Bu bilgileri okuyan arkadaşlardan, sporculardan çok sayıda telefon aldım.. Sistemin ayrıntılarını nasıl öğrenebileceklerini soruyordu.. Benim bilgim de televizyonda izlediğim programla sınırlı kaldığından daha ilerisini söyleyememiştim..

Geçenlerde bizim yazı işlerinde çalışan Emre arkadaşımız geldi.. "Ağabey, senin yazı konusu yaptığın (Oksimer) aletini İstanbul'a getirmişler.. Özel bir merkezde kullanıma açmışlar.. Sana anlatmak istiyorlar.." dedi..

Çok sevindim..
Evet, gelecekte bütün futbol federasyonlarının başına bela olacak olan "Oksimer" cihazı artık İstanbul'da da var..

Hiperbarik Oksijen Tedavi Merkezi adı altında bir tıbbi tahlil ve mikrobiyoloji laboratuarı açmışlar.. Adreslerini de veriyorum:

"Haseki Caddesi, No: 26/1, Haseki, İstanbul"

Telefonları: (0212) 632 71 71 Pbx.. Bu telefonun sonundaki harflerin ne manaya geldiğini ben de bilmiyorum.. Faksları da var: (0212) 632 71 51

Oksimer kabinini Almanya'da yaptırmışlar.. 500 bin marka mal olmuş.. İstanbul'daki uygulamasını da Dr. Hüseyin Nazlıkul yapıyor.. Almanlar cihazı getirip monte ettikten sonra Dr. Hüseyin Bey'e Almanya'da bu işin ihtisasını yaptırmışlar.. İlgilenenler yukarıdaki telefonlardan kendisiyle temas kurabilirler..

Konu bana ağır geldi..
Gazeteyi ziyaret ettiklerinde benim için bir sürü açıklama, broşür bilmem ne bırakmışlar.. Tabii benim cahil olduğumu hesaba katmadıkları için tamamı tıbbi dilden yazılmış şeyler..

Başına oturup söktürmesi bir gecemi aldı.. İçinden çıkamayacağıma karar verdiğimde gün ışımış, mahallemizin demirbaş köpeği Dük uluyarak verdiği sabah konserine başlamıştı..

Bu aletin Dük'e faydası yok çünkü bu aralar cinsel bunalım geçiriyor.. Oksimer daha da azdırır..
Her türlü sporcu sakatlığına hızlandırıcı tedavi etkisi yapan ayrıca diyabetik hastalardaki iyileşmeyen yaralar için de faydalı.. Fenerli Erol'un yaşadığı cinsten ağır travmalara karşı da kullanılıyor..

Tanıtım broşüründen bir sayfayı yakıp külünü suya karıştırıp içirdiğinde "gelin kaynana kavgalarında" dahi sakinleştirici etkisi var, derler..

ooo

Futbol dünyası Oksimer cihazı konusunda yeni uyandı..
Birincilik profesyonel basketçilerin elinde kaldı.. Onların elde ettiği sonuçları görenler birer ikişer kendi merkezlerini kurmaya başladılar.. Almanların ünlü kulübü Werder Bremen ülkesinde başı çekti..

Kulübün idman sahası yanında kurdukları tesiste hem sporcularını tedavi ediyor, hem de ekstradan kondisyon yüklemesi yapıyorlar.. Onu gören Stuttgart da aynı tesisi kurmuş..

Bizde Galatasaray'ın; soyunma odasına farklı bir havalandırma cihazı kurduğunu, sonra da parasını veremediğinden mal sahiplerinin gelip söktüğünü gazetelerden okumuştum..

Yönetim de "Canımız sağolsun, biz de bu şöhret varken promosyon için nice cihazlar gelip geçer.." demişlerdi..

Şimdi merakla bekliyorum.. Bu aleti futbolcusunun hizmetine sokan ilk kulüp kim olacak, diye..

Okuduklarımdan çıkardığıma göre şu sıralarda bu cihaza en fazla ihtiyaç duyan kişi, talihsiz futbolcumuz Fenerbahçeli Erol.. Ayrıca kişisel bir inancımı da yazayım..

Kırık kemiklerin iyileştirmesini de hızlandıracağını düşünüyorum..

Son talihsizliklere bakıldığında yukarıdaki sorumun cevabı kendiliğinden ortaya! çıkıyor.. Oksimer'e en fazla ihtiyaç duyan takım Fenerbahçe'den başkası olamaz..

Yazarlar sayfasına geri gitmek için tıklayınız.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır