kapat

06.05.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
I H Y
Sofra
L E I T Z
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
GÜNGÖR MENGİ(gmengi@sabah.com.tr )


Hukuk konuşsun

Denen şu: "Merve'nin başörtüsü kavga sebebi yapılıyor. Oysa bu rejim sorunu değil, kişisel bir sorundur.."

Kavganın iki tarafı da birbirlerini zorbalık ve kışkırtıcılıkla suçluyor.

Fazilet tarafı, şehit anaları, anneler, anneanneler sömürüsü ile halkı tahrik etmenin ve baskıcılık suçlaması ile devlete karşı düşmanlık yaratmanın kurnazlığına oynuyor.

Bu, sonu macera olan karanlık bir yol.

Merve Kavakçı'yı siyasi bir alet olarak kullanan zihniyetin çıkardığı gürültüden etkilenenleri uyarmak, uyandırmak lâzım.

Çünkü Merve Kavakçı siyasi değil, hukuki bir sorundur. Bunu tanınmış Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Erdoğan Teziş'e sordum.

Prof. Teziş "Türbanın inanç özgürlüğü ile ilgili boyutu, özel yaşamla ilgilidir" dedi ve..

"Ama özel dünyasından çıkıp kamu alanına girdiği anda, bu alanın Merve Kavakçı'ya yüklediği vecibeler vardır.."

Her tür ayırımcılık..
Kamu alanının Merve Kavakçı'ya yüklediği vecibelerin üç kaynağı bulunuyor:

1. İç tüzük; 2. Anayasa; 3. Yaşayan hukuk..

Fazilet'liler "İç tüzük açık değil" diyorlar ama Prof. Teziş "Çok açık" diyor ve ekliyor:

"RP'nin kapatılmasıyla ilgili Anayasa Mahkemesi kararında 'türban ve ona ilişkin giysiler' deyimi var. Türbanın tayyörle bağdaşmadığına dair açık bir hükümdür bu."

Cumhuriyet meclisinin geleneği de, yaşayan hukukun oraya türbanla girilmesine izin vermediğini yıllar içinde göstermiştir.

Merve Kavakçı da bunu bildiği için meclis salonuna "antrenörü ve korumaları" eşliğinde girmek ihtiyacını duymuştur.

Anayasamız ulus egemenliği anlayışını temel alıyor. Yani milletvekilleri, kendilerini seçen sınıf, zümre ve kültürün değil, bütün milletin temsilcisidir.

Kimse kişisel iradesini milli iradeyi temsil eden meclise dayatamaz.

Anayasa Mahkemesi "Ayırımcılık yaratacak giysi biçimi kamusal faaliyetlerde yer alamaz" hükmünü bu amaçla koymuştur.

Geçersiz yemin..
Merve Kavakçı'nın cazgırları, türbanın kaynağını Anayasa'dan ve insan haklarından alan bir özgürlük olduğunu savunuyor. Oysa Prof. Teziş, Anayasa, Danıştay ve İnsan Hakları Avrupa Komisyonu kararlarının açıkça şunu dediğini hatırlatıyor:

"Bu tür giysilerin, kamusal faaliyet gösteren kurumlarda giyilmesinin, inanç özgürlüğü ile ilgisi yoktur!"

Peki neyle ilgisi vardır?

Artık yalnız Türkiye değil, bütün dünya biliyor ki türban, etnik ve dini bölücülüğün sembolü olmuştur.

Hukuk zemininde savunma imkânı bulunduğunu görselerdi, Merve Kavakçı'yı böyle harcamazlardı.. Peki meclisin boş bulunduğu bir anda ona yemin ettirebilirler mi?

Prof. Teziş "Ettirseler de fark etmez. Çünkü türbanlı yemin, esası değiştiren bir uygulama olacağı için Anayasa Mahkemesi iptal eder" dedi..

Faziletlilere "gerginliği uzatmayın, devletin hukukuna saygı gösterin diyeceğim" ama..

Yenmeye, hiç değilse delmeye çalıştıkları, bu hukuk değil mi?

Yazarlar sayfasına geri gitmek için tıklayınız.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır