kapat

30.04.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
I H Y
Sofra
L E I T Z
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
GÜLAY GÖKTÜRK(gokturk@turk.net )


Değişim ama...

Seçim sonuçlarının altüst ettiği siyaset sahnesinde yeniden toparlanma çabaları sürerken dillerden düşmeyen slogan "değişim"!..

Tamam, değişim ama nasıl bir değişim?

Özellikle seçimin mağlubu olan partiler, apar topar eskimiş liderlerini atıp yeni liderler çıkarma telaşı içinde, bu soruyu neredeyse tamamen unutmuş görünüyor.

Oysa her değişim "iyi" değildir.

Büyük kızı davulcuya kaçan baba, yaşadığı bu deneyden, küçük kızına daha ağır baskı yapma sonucu çıkarırsa, yanlış yönde değişmiş olur örneğin...

Bizim partiler de, oylarını milliyetçi muhafazakar partilere kaptırdıklarını görünce, bu yenilgiden "kraldan daha kralcı" olma dersini çıkardılar galiba.

Oysa biz bu partilerin geleneksel çizgilerini çağdaşlaştırması için ne kadar uzun beklemiştik. Demokrasiyi sandıkla özdeşleştiren ufuksuzluktan kurtulup "birey hakkı"na dayalı, temel hak ve hürriyetleri korumayı herşeyin önüne koyan bir demokrasi anlayışına varmaları için ne kadar sabretmiştik...

Ama sandıklar açıldı, bir rüzgar esti ve sanki herşey 20 yıl geriye gitti.

Milliyetçi-muhafazakar fırtına, henüz tomurcuklanan liberal eğilimleri nasıl da ezdi geçti...

Artık hiç kimse toplum'dan sözetmiyor. Toplum yok, homojen bir millet var.

Artık hiçbir parti devletin ulu çıkarları yanında bireyin çıkarlarından sözetmeye cesaret etmiyor. Kendi çizgisini devlete göre hizaya sokup uygun adım yürümeye hazırlanıyor.

Artık fikirler "milliyetçilerin hassasiyetlerini tehdit eden fikirler"ÿ20ve "etmeyenler" diye ikiye ayrılıyor.

DYP'ye bakın... İkinci demokrasi programı bir kenarda dururken, seçim propagandası boyunca hukukun üstünlüğünden, devletin halkın hizmetine verilmesinden sözedilirken, şimdi adı Susurluk'la özleşleşen bir siyasetçi, yenilenme adına parti liderliğine talip oluyor.

ANAP'ı ele alın... Bir zamanlar oldukça liberal bir parti olan ANAP'la liberal bir çekirdekten sözetmek bile zor artık. Seçim yenilgisi değerlendirirken, kimse partinin 28 Şubat'taki demokrasi sınavında sınıfta kalışını tartışmıyor.

CHP'ye bakın... Saflaşmanın hala, milliyetçi-devletçi çizgisinin sağıyla solu arasında olduğunu sandığından, geçmişteki anti demokratik tutumuyla övünmeye devam ediyor. "Devletin katı laiklik anlayışını parlamentoda en kararlı biz savunuyorduk, görün bakın şimdi ne olacak" diye sitem ediyor seçmenlerine... Kafayı sağ/sol saflaşmasına takmış, bulunduğu çizginin daha da "sol"una geçerek kendini yenileyebileceğini sanıyor.

FP'ye bakın... MHP'yi DSP'den uzaklaştırıp "sağ koalisyon" kurma gayreti içinde, Milliyetçi Hareket'le ortak noktalarını ön plana çıkaracağım derken, bu hareketin koyu devletçi karakterini "unutuveriyor". Böylece, geçmişteki yükselişin temelinde yatan sevil imajını inkar etmiş olduğunun farkında bile değil...

Sanki seçim sandıklarından yükselen "milliyetçi-muhafazakar" rüzgar, tek tek bütün partilerin geleneksel zaaflarını pekiştirip onları "aslına" döndürüyor.

Ve bizler, kendilerini liberal ve demokrat olarak tanımlayanlar, üstümüze basan bu buhaltıcı havada nefes darlığı çekiyoruz.

Derken bir mucize oluyor: Birdenbire, taptaze bir hava kokusu geliyor burnumuza.

Anayasa Mahkemesi Başkanı Ahmet Necdet Sezer'in konuşması, toprak altında kalmış bir insana uzatılan bir hava hortumu sanki... Hemen ardından, Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş'ın cevabı geliyor.

Hukukun tepesindeki bu iki adam hayati bir polemiğe giriyorlar.

Bir yanda özgür düşünceden hiç bir zarar gelmeyeceğine inanmış demokrat bir kafa, öbür yanda düşüncenin "milli menfaatler" adına yasaklanmasını savunan sansürcü kafa var. İşte Türkiye'nin gerçek politik/ideolojik saflaşması bu polemikte yaşanıyor.

Partilerse seyrediyor.

Yazarlar sayfasına geri gitmek için tıklayınız.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır