kapat

30.04.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
I H Y
Sofra
L E I T Z
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
SELAHATTİN DUMAN(sduman@sabah.com.tr )


Önce sofrayı hizaya getirelim..

Dilber Dudağı, Hanım Göbeği, Vezir Parmağı gibi isimler insanın aklına olmadık şeyler getiriyor.. Şahsen ben öyle oluyorum.. Eşeğin aklına karpuz kabuğu düşer ya.. Kendini bilmeyen bu tatlılar yüzünden kendimden utanır oldum..

Geride bıraktığımız dönemde ANAP'lı bir milletvekili gündem dışı çıkıntılık yapıp "Papaz Yahnisi" yemeğinin adı değişsin diye tutturmasaydı bu konu bu döneme miras kalmazdı..

Ben de kafaya taktım, yeni yasama döneminin en hayati olayı olarak gördüğüm "Papaz Yahnisi"nden başladım.. Meclis'te başlayan yemek tartışmalarını dinledim..

Yemekleri milli, gayri milli; ahlaki, gayri ahlaki diye tasnife çalışan mantığın karşısında iştahım kapandı..

ooo

Kimileri çıkıp "Efendim, fast food dedikleri olay yüzünden mutfağımıza yabancı akımlar sızdı.. O yüzden damak zevkimizin milli karekteri bozuldu.." diye "burger" esnafını taciz ediyor ya!

Sakın bunları ciddiye alıp, ayaküstü aşevlerine "işbirlikçi" muamelesi yapmayın.. McDonalds'ı, Kentucky Fried Chiken gibi kurumların boşu boşuna günahını alırsınız..

Çünkü damak zevkimize uygun olarak bildiğimiz ne varsa cümlesinin kökü dışarda.. Farklı kültürlerden yemekleri mutfağa sokmakla kalmamış, isimlerini de aynen kullanmışız..

Meze, çorba, hoşaf, reçel, pilav sözcükleri dilimize Farsça'dan girmiş.. Mesela "barbunya pilakisi" İtalyanca'dan.. Fasulye Rumca'dan; mantı ise Çin ve Kore dillerindeki "mantu"dan aktarma.. Şeftali, kavun, armut, karpuz gibi bazı meyvaların isim babası da Farslar..

Ağız tadımızın bozulmasına gelince, onun sebebi başka.. Milletçe birbirimizi yemekten ağzımızın tadı bozuldu..

ooo

Eee! Koca Osmanlı mutfağı bu.. Yetmiş iki milletin kültürünün cem edilip, mideye indirildiği bir mutfak.. Elbette her türlü etkiye açık olacak..

Durduk yerde gayr-i milli ilan edilen Papaz Yahnisi de diğerleri gibi başka bir kültürden devir alınmış bir yemek.. Bildiğimiz tas kebabının bol soğanlısı.. Yemeği uygulayan papaz fukaranın biri olmasaydı, soğanı bu kadar bol tutmaz, pişirdiği aşı "tas kebabı" niyetine yerdi..

Lakin içini soğan doldurup olayı "tas kebabı" olmaktan çıkarınca herhalde misafirinden utanmış. "Buyrun, size tas kebabı yaptım" diyemediğinden "Bu yemek kendi icadım, adını da Papaz Yahnisi koydum.." demiş..

Siyasilere iş çıkarmış..

Tatlı olayı da var..

Şimdi başka bir parantez açalım..

Elin gavurunu sofralarımıza oturtup, batı mutfağında göremeyeceği türden çeşit çeşit tatlıları önlerine koyuyoruz.. Zavallılar iradelerini kaybedip tatlılara giriştikçe, esrara alıştırdığı kurbanının "cıgaralık içişini" seyreden torbacı gibi keyifleniyoruz..

Sonra "Adamlar tatlılarımızı görünce zıvanadan çıkıyor" diye öğünüyoruz.. İşin bu tarafı Osmanlı'dan devir bir kültürle övünmek.. Oysa işin başka bir yönü daha var..

Bu tatlıları öğrenip mutfağımıza katmışız ama isimlerini koyarken nedense "umum-u adaba mugayir" olanlarından seçmişiz..

Dilber dudağı, vezir parmağı, hanım göbeği gibi isimler koymak kimin aklına gelmiş bilinmiyor..

Lakin yiyenlerin dimağına cinsel göndermeler yapan bu isimlerin aykırılığı; şeriatla yönetilen ve padişahın aynı zamanda "halife" ünvanını taşıdığı memlekette kimsenin aklına gelmemiş..

Ne halife, ne de şeyhülislam çıkıp "Müslüman memlekette böyle tatlı ismi olmaz.. Yedikçe dinden imandan oluyoruz.." dememiş..

Bakın altını çiziyorum..

Yakında başka bir sivri akıllı çıkar, bunların adını değiştirmek için yasa teklif eder..

Bu kafanın elinden kadın budu köfte ile imam bayıldı da kurtulamaz..

- İmam bayıldı, ne demek? diye tutturur.. Din adamlarının durduk yerde bayılmayacağını anlatıp, olayı laiklerin inananlara baskısı olarak tarif eder..

Onu desteklemek için kürsüye çıkan başka bir milletvekili de muhtemelen şöyle konuşur:

- Efendim, söylemesi ayıp o köfteyi çok severim. Fakat çoluğun çocuğun içinde "Hanım, bir kadın budu köfte yapsan da yesek" diyemiyoruz. Kız bir yandan kıkırdıyor oğlan başka bir yandan..

Ayıkla pirincin taşını..

ooo

Doğrusu arada bir ben de merak ediyorum.. Necip milletimizin bazı tatlılara neden "belden aşağı" sıfatlar taktığını.. Belki de tatlı yemeyi o işle aynı değerde bulduklarından..

Şimdi bu söyleyeceğime de itiraz edenler çıkacaktır ama kitaplar böyle yazıyor..

Tarihçilere göre "tatlı" milletimizin mutfağına en son giren yemeklerden.. Pekçok tarihçi eski Türk kültüründe tatlının dışlandığını söylüyor.. Sebebi de tatlının yiyenleri yumuşatması, savaşçı özelliklerini azaltmasıymış..

14'üncü yüzyılda yaşayan ve Türkleri de anlatan eserleri ile bilinen İbn-i Batuta'nın bir kitabı var.. "Tuhfetu'un Nuzzar Fi Garaibi'l-Emsal ve Acaibi'l-Efsar" diye bilinen eserinden söz ediyorum..

Yani kavimlerin garipliklerini ve acaib inançlarını anlatan bir çalışma.. İbn-i Batuta o kitabında Kırım Türklerini anlatırken "Tatlı yemek onların katında ayıp karşılanır.." diyor ve Sultan Özbeg'in davranışlarından örnekler veriyor..

Türklerin tatlıyla tanışması ve tatlıya alışması İslamiyetten sonra olmuş..

İyi de olmuş..

Ondan sonra tatlı olarak ne gördülerse mutfağımıza katmışlar..

Mesela Tavuk Göğsü bize Romalılar'dan gelme.. Onlar bu tatlıya vaktiyle "Blanc Menge" diyorlarmış.. Aynı tatlının altı yakılarak yapılanına biz "Kazan Dibi" demişiz..

İşe bakın ki Roma mirasının üzerinde oturan İtalyanlar şimdi bu iki tatlıyı bilmiyor.. Tamamen unutup, kültürlerinden dışlamışlar.. Tatlılar bize kalmış..

Allahtan bunlara isim bulurken "Kadın Göğsü" ya da "Hanım Dibi" gibi bir münasebetsizlik yapmamışız.. Yoksa kendi halinde, hanım hanımcık iki tatlının daha kötü yola düşmesine sebep olurduk..

ooo

Bu yemek isimleri yüzünden kavga etmeyi bırakalım.. Bu işin bir ortasını bulalım.. Hem siyasiler mutlu olsun hem de esnaf tedirgin olmasın.. Benim teklifim şu..

Papaz Yahnisi'nin adını "İmam Yahnisi" olarak değiştirelim.. İmam Bayıldı'yı da "Papaz Bayıldı" yapalım..

Dilber Dudağı için "Babayiğit Dudağı" uygun olur.. Kadın Budu Köfte'ye de kilotlu çorap giydirip adına "Edepli Köfte" denmeli.. Hanım Göbeği'ni de münasip bir şekilde giydirip, yola getirmeli..

Görün o zaman birlik ve beraberliği..

Yazarlar sayfasına geri gitmek için tıklayınız.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır