kapat

30.04.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
I H Y
Sofra
L E I T Z
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Merve'ye tavsiye
Ecevit, türbanlı milletvekili Merve Kavakçı'ya Meclis Genel Kurul Salonu'na girerken başını açması tavsiyesinde bulundu

Ankara - Başbakan Bülent Ecevit, düşünmek ve dinlenmek üzere gittiği Kıbrıs'tan dönüşünde türbanlı milletvekili Merve Kavakçı'ya Genel Kurul Salonu'na girerken başını açması tavsiyesinde bulundu. FP'nin gerginlik çıkmamasına özen göstermesini beklediğini ifade eden Ecevit, şöyle dedi:

"Türkiye'de özel yaşamda herkes başını istediği gibi örter. Zaten hanımlarımızın çoğunun başı örtülüdür. Ama her kuruluşun da belli giyim kuşam kuralları ve gelenekleri vardır. Türbanlı milletvekili, başı açık Genel Kurul Salonu'na gelirse böylelikle kurallara uyulmuş olur. Bu milletvekilimiz kendi bürosunda başıörtülü çalışarak, hem de inançları doğrultusunda davranmış olur. Bunu kendisinin de kabul edeceğini umuyor ve temenni ediyorum. Eğer bu konuda ısrar edilirse şöyle durumlar ortaya çıkar. Mesela belli işlerde hanımlar başıörtülü olarak çalışabiliyorlar, ama bir subay olmak polis olmak istediği zaman mutlaka uyması gereken kurallar vardır. Bu kuralların dışına çıkamaz. O zaman bu konuda fazla katı davrananlar bazı mesleklerin kapılarını kapatmış duruma geliyorlar. Hiçbir zaman polis ve subay olmamayı göze almış oluyorlar. Onun için benim dediğim özel yaşamında meclisteki özel yaşamında da dilediği gibi başını örter ama Genel Kurul Salonu ve Komisyon Toplantı Salonları'nda yerleşmiş kurallara ve geleneklere uygun davranmasını bekliyoruz."

PİNPON diplomasisi
Başbakan Ecevit, koalisyon formüllerini düşünmek için eşiyle birlikte gittiği 6 günlük KKTC tatilini tamamladı. Jasmine Court Oteli'nde 6 gün kalan Ecevit'in tatilin son gününde yaptığı bir espri ile siyasi literatüre "pinpon diplomasisi"ni de sokması, gezinin ilginç notları arasında yer aldı. Ecevit, çokça çay ve sigara içip bol bül düşündüğü tatilin masrafını da kendisi ödedi. Denktaş, masrafı üstlenmek istedi. Ama Ecevit, otele yaklaşık 400 milyon lira tutan borcunu nakit ödedi. Ecevit ile birlikte gelen Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürel ve eşi de masraflarını kendileri karşılarken, 2 koruma ve bir parti görevlisinin oda ücretleri ile Kıbrıslı korumalarının yemeğini DSP Genel Merkezi üstlendi. Bu miktarın da 600 milyon liraya yakın olduğu ifade edildi. Ecevit gezinin son günü küçük bir kaza geçirdi. Dün sabah gazetecilere "Açıklama yapmayacağım" demek için salona girerken ayağı takılıp düştü. Korumalarının yardımıyla kalkan Ecevit, gazetecilere "Yapacağım bir açıklama yok" dedi ve eşiyle yürüyüşe çıktı. CENGİZ UYSAL

"Duasına maç yapardık"
Başbakan Bülent Ecevit'in, Girne'de eşi Rahşan Ecevit ile pinpon oynarken hatırladığı 12 Eylül tutukluluk günlerindeki anılarını, ANAP Genel Başkan Yardımcısı Yaşar Okuyan anlattı.

Dönemin MHP Genel Sekreter Yardımcısı Okuyan, Ankara'daki Ordu Dil ve İstihbarat Okulunda tutuklu oldukları dönemi şöyle anlattı: "Ben bir arkadaşıma rica edip, Ordu Dil Okulu'na pinpon masası getirttim. Sonra bir ekip kurduk. Hergün oynardık. Bazen tek, bazen çiftler maçı yapardık. Benimle Sadi Somuncuoğlu, Bülent Ecevit ile de Doğu Perinçek eş olurdu. Biz sağspor onlar solspor idi. Hep biz yenerdik. Merhum Türkeş hepimizle teke tek maçlar yapardı."

Tutuklu diğer politikacıların genellikle kitap okuyup yürüyüş yaptıklarını belirten Okuyan, "Biz ise pinpon ekibiydik. Maçları da iddiasına yapmazdık." Merhum Türkeş (Duasına oynayalım) derdi. Sonra da çekişmeli maçlar yapardık" dedi.

"Biz de özledik"
Başbakan Bülent Ecevit'in MHP'ye verdiği mesaja, MHP'den "Biz de masa tenisi oynamayı özledik" yanıtı geldi. MHP Genel Başkan Yardımcısı Sadi Somuncuoğlu, Ecevit'in "Zamanında Türkeş ile masa tenisi oynardık" sözleriyle ilgili olarak şunları söyledi:

"İhtilal olduğunda, Harp Okulu'nun içinde yeralan Dil Okulu'nda ben, sayın Türkeş, sayın Ecevit bir arada tutulduk. Canımız sıkılmasın diye, üst kata pinpon masası kurmuşlar. Biz de yukarı çıkıp oynardık. Yalnız sayın Türkeş masa tenisi oynamazdı. Sayın Ecevit ile ben tenis oynardım. Ecevit de yeni yeni masa tenisi öğrenmeye başlamıştı herhalde, Şu an daha iyi oynuyordur. Yine pinpon oynayabiliriz. Pinpon ve sporun her türlüsü, sağlığa faydalı, üstelik spor dostlukları arttırıyor."

NEVİN BİLGİN


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır