kapat

30.04.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
I H Y
Sofra
L E I T Z
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Yer yok
Arnavutluk ve Makedon sınırındaki kamplar dolup taşıyor. Yeni gelenler için ne çadır ne de yatacak yer var.

Kamplarda öğle yemeği yemek isteyenler gün doğmadan kalkmak zorunda. Ekmek kuyruğu inanılmaz uzun. İnsanlar yağmur altında uyuyorlar. İhtiyarlar, gençlerle birlikte kuyruğa girip onların çilesini azaltmaya çalışıyorlar.

Röntgenci Makedon polisi
Tuvaletler, portatif. Bir hafta sonra kullanılmaz hale geliyor. İnsanlar bu kez tahta platformlara açtıkları deliklerde ihtiyaçlarını gidermeye çalışıyorlar.

Delikler arasına konan plastik perdeler, görünmemelerini sağlıyor. Makedon polisi ise el fenerlerini perdeye tutup çıplak kadınların silüetini keyifle seyrediyor.

Su, kap dışındaki musluklu depolardan plastik kaplar içinde getiriliyor. Madeni kapları olanlar, çalı çırpı toplayarak suyu ısıtmaya çalışıyorlar. Fakat ısıtmakta çok zorlanıyorlar.

Önceleri çadırlar birbirinden mesafeliydi. Şimdi ise adeta üst üste.

Salı günü Makedonya sınırına 4 bin Arnavut mülteci daha ulaştı. Böylece 2-3 gün içinde sığınanların sayısı 10 bine ulaştı. Birleşmiş Milletler (BM) yardım görevlileri, bir aydan az bir süre içinde 160 bin mültecinin sığındığını söylüyorlar. Mültecilerin 60 binden fazlası çadır kentlerde yaşıyorlar.

Birleşmiş Milletler Mülteciler Komisyonu sözcüsü Paula Ghedini, "Kritik noktayı aştık" diyor. Ve şöyle devam ediyor: "Problem, çadır bulmaktan çok, çadırlara yer bulmaktan kaynaklanıyor. Halen burada sekiz mülteci kampı bulunuyor. Makedonya hükümeti ise ancak bir kampa daha izin verdi. Cegrane, buradan 70 kilometre ötede. Fakat inşasında gecikmeler olmuş. Üsküp'ün kuzeybatısında yeşil manzaralı dağların eteğine kurulu Stankoviç kampı da kapasitesini çoktan aştı.

Çamaşırlar, çadırlar arasındaki iplere asılıyor. Ancak yıkanmış mı, yoksa yağmurda ıslanmış mı bilemiyorsunuz.

Telefon için altı saat
Herkesin ayakkabıları çamur, balçık içinde. İngilizce konuşan Magribe Neziri, "Bir sıcak banyo için dünyayı veririm. Dün bir telefon için 6 saat sıra bekledim" diyor.

Delikanlılar, çadırı motel haline getiren bir girişimciye ücret ödeyip içeride kızlarla sevişiyorlar. Yardım kurumlarına katılan birçok gönüllü, hibe edilen mallarla birer küçük işyeri sahibi olmuşlar. Zemrije Bela adında bir Arnavut kadın, "Bu alçaklar, güzel yiyecekleri halka dağıtacak yerde hasır altı edip, saklıyorlar" diyor.

UÇK'ya gönüllü akını...
Dünyanın her köşesinden Kosova Kurtuluş Ordusu UÇK'ya katılmak için gelen Arnavutlar, sıkı bir eğitimden geçtikten sonra ölüm yolculuğuna uğurlanıyor. Genç bir gönüllü UÇK'lı, "Dilimi unuttum ama kalbim hep sizinleydi. Kosova için ölmeye geldim" diyor. İtalya'dan zorlu bir yolculukla gelmiş 75 yaşındaki gönüllünün ise eli öpülüyor.

Tiran'a üç saat uzaklıktaki bir kampta toplanan çoğu genç gönüllü, İtalya üzerinden botla geldiler. Ellerine hiç silah almamış bu gençlerin yaş ortalaması 20'yi geçmiyor. Ancak aralarında yaşlılar ve askeri eğitim almış tecrübeli Arnavutlar, hatta bayanlar bile var.

Kamptaki gönüllüler gururla UÇK elbiselerini giyiyorlar ve ilk kez silahla tanışıyorlar. Ölüm onları korkutmuyor. "Kosovalılar, özgürlük için ölürken biz seyirci kalamadık. Onlarla ölmeye geldik" ifadesini kullanıyorlar.

Dede bile savaşta
Kosova'dan Almanya'ya giden Selim Duraniç dede ise duygularını anlatırken gözyaşlarını tutamıyordu: "İnsanların birbirlerini öldürmelerine anlam veremiyorum. Dostlarımı, arkadaşlarımı öldürdükleri için onlardan nefret ediyorum. Buraya kahraman olmak için gelmedim. Kosovalı insanların özgür ve mutluluğunu görmek için geldim. Bunun için ölmeye de hazırım."

Gençler için ise bütün bunlar bir oyun gibi. Maceraya atılır gibi gelmişler. Ailelerinin haberi bile yok. Bu serüvenin onları belki de ölüme götüreceğinden habersizler.

UÇK ise yaşları çok küçük olanları kesinlikle almıyorlar. "Bizler sizin için savaşacağız. Genç nesiller çocuklarımız için, sizler de ölürseniz Kosova kimin için özgür olacak."

Başka bir UÇK'lı ise duygularını şöyle anlatıyor: "Bu kötü savaşta tek olumlu şey arkadaşlık. Burada inanılmaz dostluklarınız olacak."

BENGÜÇ ÖZERDEM-HAKAN DENKER


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır