Hoşgeldin Ramazan
Ramazan Sofrası
Sağlık Rehberi
Rehber Kitaplar
Hikmetli Sözler
Ramazan Fetvaları
İmsakiye
Ramazan Nüktesi
Beyaz Hoca
Eski Ramazanlar
İslamın Altın İlkeleri
  -
  Sabah Gazetesi
  Günaydın Gazetesi
İslam'ın Altın İlkeleri
Din neden gereklidir
İslam dininin yüksek değerini daha iyi kavrayabilmek için, dinin neden gerekli olduğu sorusuna verilecek cevabı düşünmek lazımdır. Kısaca din, insanlık hayatında son derece önemli yararlar sağlamaktadır. O kadar ki, din medeni toplumlar için vazgeçilmez bir kurum olarak kabul edilmektedir. İşte, İslam bir din kurumu olarak insanın kişisel ve sosyal hayatında o kadar önemli yararlar sağlamaktadır ki, onu vazgeçilmez ve olmazsa olmaz bir kurum haline getirmektedir. Özetleyelim:

Dinin kişisel yararları
Bilimadamlarının çok sayıda araştırma ve incelemelerle ulaştığı sonuçlara ve her bilinçli insanın özel yaşantısındaki deneyimlerine göre, din insanın psikolojik yapısında çok önemli etkiler meydana getirmektedir. Yanlış ve hurafelerle yoğrulmuş bir din inancı, insan ruhu üzerinde olumsuz ve zararlı tesirler yaptığı gibi, doğru ve gerçekçi bir din inancının da insan ruhu üzerinde çok büyük olumlu ve yararlı etkileri olmaktadır. Sıralayalım:

1- İnsan kalabalıkta yalnız:
Allah'tan sonra en üstün ve değerli olan insan, en güçlü ve en büyük akıl nimetine sahip olan insan, aynı zamanda da en varlıklardan biridir. Bir defa, kişi kalabalıklar içinde yalnızdır. Hatta insan, ailesi içinde bile yalnızdır. İnsanın iç dünyasında, ruhunun derinliklerinde nice ıstıraplar fırtınalar yaşanır, bunu onun en yakını anlamaz, bilmez. İnsan acı ve özlemleri ıstırap ve sevinçleriyle, ruhundaki yakıcı volkanları veya içindeki sonsuz mutluluklarıyla yalnızdır. İşte, din ve dinin verdiği inanç ile bu ıstıraplarını dindirmek için, manevi edinmek amacıyla ruhundan, içinden Allah'a sığınır, ondan umut ve teselli alır, yardım görür, direnç kazanır ve de acılarını aşmasını başarır. Mutluluk zamanlarında ise, yürekten teşekkür edeceği yüce kudrete minnettarlığını bildirir. Evet, din ve Allah inancı kalabalıklar içinde yalnız olan insana, içten ve derinden büyük bir dost, güç ve mutluluk kazandırır.

2- Belirsiz gelecek ve din:

Şu anda yaşayan her insanın geleceği belirsizliklerle doludur. Her insanın, hepimizin yarın başına neler gelebileceğini, özellikle felaketlere uğrayabileceğimizi, büyük bir hastalığa yakalanabileceğimizi, iflas edebileceğimizi, bir trafik kazasına veya bir kör kurşuna kurban gidebileceğimizi düşünmek, ne kadar da endişe vericidir, korkunçtur. Belirsiz yarınları düşünmek, insana daima itiraf edilmeyen bir korku verir. Ölüm ve ölüm sonrasının hatırlattığı korku ve belirsizlikleri düşünen her insanın içinde, mutlaka soğuk bir ürperti meydana getirir. İşte din, Allah inancı, belirsiz gelecek korkusuna en büyük bir çare ve tesellidir. Çünkü inanan insan, Allah'tan kötülük gelmeyeceğine, Allah'ın kendilerini koruyacağını inanır. Ayrıca dinin haber verdiği iyi insanların Allah'ın rahmet ve affına kavuşacağına dair inancı, insanda büyük bir teselli ve umut oluşturur. Bu arada, o insan her fırsatta dinin istediği gibi iyi ve yararlı bir insan olma yolunda gayret gösterir. Dolayısıyla, imanlı bir insan ne hayattaki belirsiz yarınlardan, ne de ölümden ve ölüm sonrasından korkar. O sadece Allah'a sığınır, Allah'ın emir ve yasaklarına göre yaşamaya çalışır. Evet, din insanı belirsiz gelecek korkusundan ölüm ve ölüm ötesi korkusundan kurtarır, insana büyük umut ve teselliler verir.

3- Ruhsal bunalım ve din:
Bugün dünyanın çok yaygın hastalıklarından bir tanesi de, ruhsal bunalım ve depresyonlardır. Dinin ve dini inançların ruhsal bunalımların önlenmesinde, hatta tedavisinde çok büyük yararları bulunmaktadır. Nitekim dindar insanların ruhsal bunalımlara düşme olasılıklarının daha az olduğu, konunun uzmanları tarafından ifade ediliyor. Çünkü, dindar insanlar aşırı hırslardan uzak oluyor, Allah'a şükür etmesini biliyor. Halbuki depresyonların temel sebeplerinden biri de aşırı talep, özlem ve çok iyi bir yaşam tarzı istemi, onu elde edemeyince de ağır bir strese düşme ve stresin yoğunlaşması ve süreklilik kazanması, sonuçta ruhsal bunalım ve depresyonlara kapı açmaktadır. Evet insan daima daha iyi bir hayatı arzulamalı ve onu elde edebilmek için de çalışmalı ve gayret göstermelidir. Ancak, Allah'a şükretmesini de bilmeli, arzularına ulaşamadığı için streslere düşmemelidir. Bir de İslam'da bir sabır kavramı vardır. Acele etmekten sakınmalı, yarınlara umut bağlamalı ve de çalışmaya devam etmelidir. Bir de daha aşağı durumda olanlara bakarak haline şükür etmelidir. İşte bütün bunlar dindar, inanmış insanlara manevi ve ruhsal açıdan büyük bir güç verir, insanı gereksiz stres ve bunalımlardan korur.

Dua ve tedavi
Bugün tıbbın da, sosyal bilimlerin ve de insan olarak hepimizin de kabul ettiği bir gerçek vardır. Morali ve maneviyatı yüksek olan insanlar, daha dinç, daha sağlıklı ve daha huzurlu olmaktadırlar. Hatta, morali yüksek insanlar, hasta oldukları zaman daha kolay tedavi olabilmekte ve sağlığına daha çabuk kavuşabilmektedirler. Moral yüksekliği, özellikle ve öncelikle olumlu umutlardan ve inançlardan doğmaktadır. Umudunu kaybeden insanlar, moralini de birlikte yitirir. İşte başta ruhsal hastalıklar olmak üzere her türlü rahatsızlık hallerinde dua etmek, insana büyük bir moral ve maneviyat aşılamakta ve böylece denge ve düzene yardımcı olmakta, ruhun bedeni etkilemesi gerçeği sonucu, hastalıkların iyileşmesine büyük destek sağlamaktadır. Çünkü dua, Allah'a yakarışı ifade etmektedir. Allah'ın dua edene yardım edeceği inancı ile birleşince, hastada yüksek bir umut ve moral meydana getirmektedir. Bu da hastalığın iyileşmesinde yararlı olmaktadır.

Doğru din hayat verir
Bütün bunlar gösteriyor ki doğru din anlayışı, insana hayat verir, mutluluk ve huzur verir. Doğru din anlayışı, insana ruhsal sağlık ve moral kazandırır. Doğru din inancı, insanın iç yalnızlığını giderir ve doğru din inancı, insanı geleceğin belirsizlik korkusundan kurtarır. Yüce İslam dininin altın ilkeleri, insana en yüce manevi saadeti kazandırır. İslamiyet'in gerçek ilkeleri bütün insanları maddeten ve manen mutlu ve huzurlu kılacak niteliktedir. Bu noktada şu gerçeği de tekrar vurgulayalım. Yanlış, sapkın ve hurafelerle yorulmuş din anlayışı, insanlara saadet ve huzur değil, sadece mutsuzluk getirir. Gerçek İslam, her türlü akıl ve mantık dışı şeylerden, hurafelerden uzaktır ve İslam; baştan sona hayattır, huzurdur ve mutluluktur.

***
Doğru din anlayışı, insana hayat, mutluluk ve huzur verir. İnsanın iç yalnızlığını giderir, onu gelecek korkusundan kurtarır.

***
Din ve dini inançların; ruhsal bunalımların önlenmesinde hatta tedavisinde büyük yararları olduğu kanıtlanmıştır.

***
İnsan daima iyi bir hayatı arzulamalı, onu elde edebilmek için de çok çalışmalı ve gayret göstermelidir.

***
... Ancak, "Allah dilerse yapacağım" de. Unuttuğun zaman Rabbini an ve "Umarım, Rabbim beni bundan daha doğru olana ulaştırır" de. (Kehf Suresi: 24)

***
"Senin en büyük düşmanın; iki kaşının ortasındaki nefsindir." (Hadis-i Şerif) "Allah'ın kudreti cemaatin üzerinedir." (Hadis-i Şerif)

Zekeriya Beyaz'ın 19 Ekim 2004 tarihli Takvim Gazete'sinde çıkan yazısıdır.
http://www.takvim.com.tr/2004/10/19/gnc115.html
 
Köfteli tarhana
  Tarhanayı 2 saat önceden biraz su ile ıslatın. Tencereye 1 kaşık yağ koyun, kızınca domates püresini koyarak 1-2 dakika soteleyin. 4 su...devamı
 
Bardak mantısı
  Bir kabın içine kibrit kutusu kadar mayayı koyun. Üzerine 1 su bardağı ılık suyu ekleyerek mayayı eritin. 1 çorba kaşığı eritilmiş ve...devamı
 
Somun böreği
  Bayat ekmekleri önce dilimleyin, sonra kesme şeker gibi kesin. Isıya dayanıklı kare ya da dikdörtgen kenarlı küçük bir tepsiyi yağlayıp,...devamı
 
Kazandibi
  Soğuk süte nişasta ve pirinç ununu koyun, karıştırarak orta ateşte muhallebi kıvamına gelene kadar pişirin. Şekeri ekleyerek karıştırın,...devamı