Hoşgeldin Ramazan
Ramazan Sofrası
Sağlık Rehberi
Rehber Kitaplar
Hikmetli Sözler
Ramazan Fetvaları
İmsakiye
Ramazan Nüktesi
Beyaz Hoca
Eski Ramazanlar
İslamın Altın İlkeleri
  -
  Sabah Gazetesi
  Günaydın Gazetesi
İslam'ın Altın İlkeleri
Ailemizi koruyalım
Bilinen bir gerçektir ki, insan yavrusunun, dünyaya geldikten sonra bir koruyucu tarafından korunup büyütülmediği takdirde hayatını sürdürme şansı yoktur. Dolayısıyla da, "İnsan sosyal bir varlıktır" denilmektedir. Yani, insan varlığını ancak aile ve toplum içinde sürdürebilir. Medeni hayat, kültür ve kalkınma, ancak toplumsal hayat içinde gerçekleşebilir.

Aile, toplumun temelidir
Aile ne kadar sağlam ve güçlü olursa, öylesi ailelerden oluşan toplum da, o ölçüde sağlıklı ve güçlü olur. Bir ulusun aile hayatı sarsılırsa, o millet de sarsılır. İslam dini, aileye büyük önem vermekte ve eşlerin, çocukların ve ailenin korunması için önemli ilkeler getirmektedir. Kur'an-ı Kerim, manevi dünyadan da hatırlatmalar yaparak, bütün halinde ailenin korunması için iman ehline şöyle hitap etmektedir: "Ey iman edenler, kendinizi ve ailenizi ateşten koruyunuz ki, onun yakıtı insanlar ve taşlardır. Onun üzerinde kaba ve şiddetli melekler vardır. Onlar, Allah'a asi gelmezler ve emrolunduklarını yaparlar." (Tahrim Suresi: 6. ayet) Ayeti Kerime'de öncelikle "Kendi nefsinizi ve ailenizi" yani "Eşinizi, çocuklarınızı ve himayenizde bulunanları, ateşten koruyun" deniliyor. Sonra o ateşin ve oranın özellikleri açıklanıyor. Peki, neler insanın ahiret hayatında ateşe gitmesine sebep olur? Bunu anlayabilmek için, Kur'an-ı Kerim'in genel ilkelerine göz atmak gerekiyor. Kutsal kitabımız inançsız olanların, zalimlerin, cinayet işleyenlerin, kendi nefsini alkolizm, uyuşturucu, kumar ve her türlü pis ve zararlı işlerle berbat edenlerin, ahirette ateşle cezalandıracaklarını beyan eder. O halde, Ayet-i Kerime, bize "Kendinizi ve aile fertlerinizi bu kötü şeylerden koruyun" demek istiyor. Öyleyse, günümüz dünyasında kendimizi ve aile bireylerimizi korumamız gereken önemli konuları kısa özetler halinde sıralayalım:

İnançsızlıktan korunalım
Bugün dünyada ve ülkemizde, inançsızlık afeti giderek yayılıyor. Manevi değerlere olan inancını yitiren insan, manen anarşizme yuvarlanır. İnancını kaybeden, umudunu da kaybeder. Umutsuz insanlar mutsuz olurlar. Bugün Batı ülkelerinde nice varlıklı insanlar, intihar ediyor. Çünkü manevi boşluk içinde kıvranıyorlar. Üzülerek ifade edelim ki, Batı medeniyeti, insanları maddeten tatmin etmiş gibi gözükse de, aynı insanı manevi olarak derin bir boşluğa bırakmıştır. O nedenledir ki Batı'da intiharlar giderek artıyor. Konuyu kendi ülkemiz açısından düşündüğümüz zaman, durumun hiç de iç açıcı olduğunu söyleyemeyiz. Çünkü genç nesillerimiz, yeterli manevi inanç ile beslenemiyorlar. Din konusunda aydınlar ve gençlik, iki aşırılık arasında şaşkın durumdadır. Bir tarafta aşırı dindarlık, diğer tarafta ise, dini tamamen reddeden ve manevi boşluğa düşmüş biçareler var. Halbuki dini inançlarımızla modern hayatı birleştiren çağdaş bilimsel İslam anlayışı, her iki tarafı da karanlıktan kurtaracak güçtedir. Kısacası, çocuklarımız için en büyük tehlike, inançsızlıktır. Ondan mutlaka korunmalıyız ve gerçek İslam'ın ışıklı yolundan yürümeliyiz.

Misyonerlerden korunalım
Kendimizi ve çocuklarımızı öncelikle korumamız gereken ikinci bir tehlike de misyoner faaliyetlerdir. Misyoner faaliyetler, sanıldığı gibi bir din faaliyeti değildir. Daha açık söyleyelim, misyonerlik, Hristiyanlık dinini yaymak değildir. Hristiyanlık'ı yayma kisvesi altında, bir milleti içinden yıkıp ele geçirme harekatıdır. Dolayısıyla misyonerlik, bir çeşit askeri ve siyasal faaliyettir. Ayrıca her misyoner, aynı zaman da bir haçlı ordusu askeridir. Misyonerler, öncelikle dinimizi, inancımızı yıkmayı, gönlümüzden İslam imanını söküp atmayı, onun yerine Hristiyan inançlarını yerleştirmeyi amaç edinirler. Bu arada misyonerler, milli duygularımızı tahrip etmeye yönelirler. Vatan ve millet sevgimizi yıkarlar. Kısacası, misyoner faaliyetler kendimiz için de, çocuklarımız için de son derece tehlikeli ve zararlıdır. Dolayısıyla onlardan korunmalıyız.

Uyuşturucudan korunalım
Türk milletinin iç ve dış düşmanları genç nesillerimizi mahvetmek üzere, sinsi planlar uyguluyorlar. Bunlardan bir tanesi de gençlerimizi uyuşturucu ile zehirlemektir. Okulların önlerinde, çevrelerinde birtakım kirli kişiler tarafından çocuklarımıza esrar ve uyuşturucu haplar satıyorlar, hatta önceleri parasız veriyor, sonra da her şeylerini soyuyorlar. Uyuşturucu illeti ile devletin mücadelesi yeterli olamaz, aileler, analar ve babalar da bu mücadeleye mutlaka katılmalıdır. Herkes çocuğuna bu tehlikeyi anlatmalı ve çocuğun korunması için ona gerekli bilgileri vermelidir. Bu da yeterli değil, çocuğunu hissettirmeden izlemeli, kimlerle arkadaşlık yaptığını anlamaya çalışmalı ve çocuğun davranışlarına da dikkat etmelidirler. Bütün bu hususlarda, bir anormallik gördüğü zaman derhal duruma el koyarak, irdelemelidir. Kısacası, uyuşturucu illetine karşı milletçe mücadele etmeliyiz.

Sigara ile mücadele...
Sigara, sağlığımızın baş düşmanlarından biridir. Kanser hastalıklarının tamamının yüzde 30'u, sigaradan kaynaklanmaktadır. Akciğer ve gırtlak kanseri gibi bazı kanser türlerinin ise bütün halinde sigaradan doğduğu uzmanlar tarafından ifade edilmektedir. Kalp damarlarının tıkanmasında da rolü az değildir. Sigaranın kötülüğü saymakla bitmez. Onu en kısa zamanda milletçe terk etmeliyiz. Bugün başta Amerika olmak üzere, kalkınmış Batı ülkelerinin tamamında sigaraya karşı devlet ve millet halinde mücadele ediliyor. O ülkelerde sigara içen insana ikinci sınıf insan muamelesi yaparak, sosyal baskı da uyguluyorlar. Ne acıdır ki aynı Batı ülkeleri, kendi sigara ve tütünlerini bize satmak üzere ellerinden geleni yapıyorlar. Bu, Batılılar'ın ikiyüzlülüklerinin ve de menfaati her şeyin üstünde tuttuklarının belgelerindendir.

Kumardan korunalım
Milletçe korunmamız gereken bir başka sosyal hastalık da, kumar illetidir. Üzülerek ifade edelim ki, Türkiye'de kumar hastalığı devlet eliyle yaygınlaştırılıyor. Sayısal Loto, Kazı Kazan, at yarışları gibi sözde oyunlar, gerçekte birer kumardır. Hem de at yarışları insanları ruh hastalığı tehlikesine atmaktadır. Milleti korumakla görevli olan devletin, milleti birçok kumar türü ile bir taraftan ruh hastası haline getirmesi, bir taraftan da elindeki avucundakini almaya kalkışması, tek kelime ile yüz karasıdır.

Alkolizmden korunalım
Birçok hastalığın, cinayetlerin ve trafik kazalarının sebebi alkolizmdir. Bu sebeple her sene binlerce insanın hayatının söndüğü, nice yuvaların yıkıldığı bilinen bir gerçektir. Bütün bunlara rağmen devlet ve basın organları, alkolizmi destekliyor. Halbuki aksine ona karşı mücadele bayrağı açmak zorundadırlar. Sonuç olarak kendimizi, ailemizi ve çocuklarımızı her türlü tehlikeli ve zararlı şeylerden korumak üzere mücadele eylemek, Yüce Allah'ın emridir. Sağlığımızın ve mutluluğumuzun gereğidir.
 
Köfteli tarhana
  Tarhanayı 2 saat önceden biraz su ile ıslatın. Tencereye 1 kaşık yağ koyun, kızınca domates püresini koyarak 1-2 dakika soteleyin. 4 su...devamı
 
Bardak mantısı
  Bir kabın içine kibrit kutusu kadar mayayı koyun. Üzerine 1 su bardağı ılık suyu ekleyerek mayayı eritin. 1 çorba kaşığı eritilmiş ve...devamı
 
Somun böreği
  Bayat ekmekleri önce dilimleyin, sonra kesme şeker gibi kesin. Isıya dayanıklı kare ya da dikdörtgen kenarlı küçük bir tepsiyi yağlayıp,...devamı
 
Kazandibi
  Soğuk süte nişasta ve pirinç ununu koyun, karıştırarak orta ateşte muhallebi kıvamına gelene kadar pişirin. Şekeri ekleyerek karıştırın,...devamı