Hoşgeldin Ramazan
Ramazan Sofrası
Sağlık Rehberi
Rehber Kitaplar
Hikmetli Sözler
Ramazan Fetvaları
İmsakiye
Ramazan Nüktesi
Beyaz Hoca
Eski Ramazanlar
İslamın Altın İlkeleri
  -
  Sabah Gazetesi
  Günaydın Gazetesi
Eski Ramazanlar
Ramazan delileri
Eski bir deyim vardır. "Deliye her gün bayram" diye. Eski Ramazanlar'da deliler kendilerini daha ziyade Ramazan aylarında gösterirler, özellikle de İstanbul sokakları, cami avluları, onlarla dolar taşardı. Fakat hepsi de sevimli delilerdi. Hafif ve tatlı deli tipleri yani. Bunlar 30 Ramazan boyunca tekkeleri, dergahları dolaşır, oralarda verilen iftar sofralarına otururlardı.

Bazen de konaklardaki iftarlara giderek, akıllıların bile beceremeyeceği esprili sözlerle herkesi gülmekten kırıp geçirirlerdi. Ramazan delileri diyebileceğimiz meczuplardan tatlı bir sima da Eyüplü Deli Hidayet'ti. Eyüplü idi ama daha ziyade Çemberlitaş civarlarında dolaşırdı. Hidayet'in deliliği saat sorma üzerine idi. Her rastladığı kişiye; "İftara ne kadar var?" diye sorardı.

Deli Hidayet, bu kadarla da kalmaz, o semtteki evlerin kapılarını çalar, kapıyı açan kadına isterse genç kız olsun; "Hanım nine, topun atılmasına ne kadar kaldı?" diye sorardı. İftar vaktine 5-10 dakika kala yine bir evin kapısına asılmıştı. Sık sık bu kapıyı çalıyor, evin büyük hanımına; "İftara ne kadar var?" diye soruyordu. Defalarca çalınan kapıyı açmaktan tepesi atan ihtiyar kadının nihayet sabrı tükenmişti. Son defa kapıyı açtığında "Yine mi sen?" diye tokadı patlatınca bizim Deli Hidayet; "Çok şükür iftar topu patladı!" diyerek cebindeki zeytini çıkartıp orucunu açıvermişti. Bir diğer sevimli Ramazan delisi de Çıplak Osman Dede idi. Yaz kış çıplak gezen saçlı sakallı bu sevimli İstanbul delisi, çoğunlukla Laleli Camii'nin önündeki kaldırımlarda otururdu.

Bir gün devrin padişahı Sultan Dördüncü Murat, kıyafet değiştirerek oradan geçerken Çıplak Osman Dede kendisini tanıdı ve yolunu keserek seslendi; "Neden kendini benden gizliyorsun? Validen Kösem Sultan kaç yıldır dul. Onu benimle evlendir de ikimiz de bayram edelim". Bu sözler o hiddetli padişahı bile güldürmüş, hiçbir şey demeden oradan uzaklaşmıştı.

21 Ekim 2004 tarihli Takvim Gazetesi'nden alınmıştır.
http://www.takvim.com.tr/2004/10/21/gnc120.html
 
Köfteli tarhana
  Tarhanayı 2 saat önceden biraz su ile ıslatın. Tencereye 1 kaşık yağ koyun, kızınca domates püresini koyarak 1-2 dakika soteleyin. 4 su...devamı
 
Bardak mantısı
  Bir kabın içine kibrit kutusu kadar mayayı koyun. Üzerine 1 su bardağı ılık suyu ekleyerek mayayı eritin. 1 çorba kaşığı eritilmiş ve...devamı
 
Somun böreği
  Bayat ekmekleri önce dilimleyin, sonra kesme şeker gibi kesin. Isıya dayanıklı kare ya da dikdörtgen kenarlı küçük bir tepsiyi yağlayıp,...devamı
 
Kazandibi
  Soğuk süte nişasta ve pirinç ununu koyun, karıştırarak orta ateşte muhallebi kıvamına gelene kadar pişirin. Şekeri ekleyerek karıştırın,...devamı