Hoşgeldin Ramazan
Ramazan Sofrası
Sağlık Rehberi
Rehber Kitaplar
Hikmetli Sözler
Ramazan Fetvaları
İmsakiye
Ramazan Nüktesi
Beyaz Hoca
Eski Ramazanlar
İslamın Altın İlkeleri
  -
  Sabah Gazetesi
  Günaydın Gazetesi
Eski Ramazanlar
Teravih namazı ve sopalı müezzinler
Dünün iftar ve sahur yemekleri için verilen listeler şüphesiz varlıklı evler, konaklar, yalılar, köşkler içindi. Fakat yine de en fukara evinde bile, Ramazan da birkaç çeşit yemek bulunurdu. Fakir ailelere etraftan yardım edilir, bir aylık Ramazan yiyeceği yollanırdı. Ramazan'ın bereketi de bu idi. Zengini de, fakiri de ramazan aylarında muhakkak değişik, nadide yemekleri bolca yerlerdi. Bu kadar çok yenilen yemeklerin sindirilmesi de kolay ve mümkündür. Teravih namazı... Yirmi rekat Teravih namazına bir de on iç rekatlık yatsı namazı eklenince, yenilerler öylesine çabuk erirdi ki...

Teravih namazları da, Ramazanın renkli taraflarından biri idi. Mahallenin kadınları ve çocukları da teravih namazı kılmak için camilere giderlerdi. Yerleri ayrıydı. Çocuklar kendi aralarında muzipleşir, gülüşür, şakalaşır, birbirlerini iter kakar, gürültü yaparlardı. Çocukların bu aşırılıklarına iki türlü engel olunmak istenirdi. Ya çocukları birbirlerinde ayırıp büyüklerin arasına serpiştirmek, ya da başlarına sert bir müezzin vermek. Böyle müezzinlerden biri de Feriköy Behram Çavuş Camii'nin müezzini Ahmet Efendi idi. Yanına bir sopa koyarak çocukların arkasında namaz kılar, yaramazlık yapan çocuklara sopa ile vurarak camiden çıkartırdı. Camiden kovulan küçük çocuğun ancak o zaman aklı başına gelirdi.

Sokaklar şimdiki gibi aydınlık değildi. Sonra o saatlerde herkes camide olduğu için sokaklarda kimse yoktu. Issızlık ve karanlıktan korkan küçük çocuk, namazın çabuk bitmesi için dualar mırıldanırdı. Teravih bitip de cemaat birer ikişer dağılmaya başlayınca sindikleri köşeden usulca aralarına karışıp, evlerinin yollarını tutarlardı. Çünkü evlerine erken dönenler; "Yine camide kim bilir ne yaramazlık yaptın?" denilerek azarlanır, hatta dövülürdü.

Bunun tersi de olur, camiden kovulan çocuk, civarda bir Karagöz veya orta oyunu yeri varsa oraya gider, dalıp kalır, eve dönme vaktini geçirince bu seferde; "Demek camiden kaçtın" diye azarlanırdı. Anılarından öğreniyoruz ki, büyük tiyatro sanatkarı Galip Kavuklu Hamdi ve daha nice tanınmış şahsiyetler, çocukluklarında bu nedenlerle bir hayli hırpalanmışlardı.

18 Ekim 2004 tarihli Takvim Gazetesi'nden alınmıştır
http://www.takvim.com.tr/2004/10/18/gnc110.html
 
Köfteli tarhana
  Tarhanayı 2 saat önceden biraz su ile ıslatın. Tencereye 1 kaşık yağ koyun, kızınca domates püresini koyarak 1-2 dakika soteleyin. 4 su...devamı
 
Bardak mantısı
  Bir kabın içine kibrit kutusu kadar mayayı koyun. Üzerine 1 su bardağı ılık suyu ekleyerek mayayı eritin. 1 çorba kaşığı eritilmiş ve...devamı
 
Somun böreği
  Bayat ekmekleri önce dilimleyin, sonra kesme şeker gibi kesin. Isıya dayanıklı kare ya da dikdörtgen kenarlı küçük bir tepsiyi yağlayıp,...devamı
 
Kazandibi
  Soğuk süte nişasta ve pirinç ununu koyun, karıştırarak orta ateşte muhallebi kıvamına gelene kadar pişirin. Şekeri ekleyerek karıştırın,...devamı