Bundan yaklaşık 2 bin 500 yıl önce, her dört yılda bir Antik Yunan dünyasının dört bir yanına gönderilen ulaklar, Yaz Oyunları'nın başlayacağını duyururlardı. O andan itibaren "Ekecheiria", yani meşhur "Olimpik barış" hüküm sürer, birbiriyle savaş halindeki Yunan kent devletleri Olimpiyatlar boyunca silahlarını bırakırdı.İnsanoğlunun gücünü ve becerilerini yarıştırdığı, bedenini kutladığı yüksek medeniyetten gelelim günümüze.

Önümüzdeki günlerde, 13-29 Ağustos tarihlerinde başlayacak olan 28'inci Olimpiyat Yaz Oyunları'na, 108 yıl önce düzenlenen ilk modern Olimpiyatlarda olduğu gibi, ev sahipliğini yeniden Atina yapıyor. 1997'de Lozan'da 106'ncı Uluslar arası Olimpiyat Komitesi (UOK) oturumunda seçilen Atina'nın -İstanbul çoktan elenmişti, en yakın rakipleri Cape Town ve Roma'ydı- işi epey zordu ve hâlâ da zor. Özellikle de, Olimpik tesisleri ve organizasyonuyla 2000 Sidney Olimpiyatları'nın göz dolduran başarısından sonra

HESAP TUTACAK MI?
Olimpiyatları düzenleyecekleri yedi yıl öncesinden kesinleşmiş olmasına karşın Yunanlılar, ilk dört yıl boyunca hiçbir projeye başlamadılar. Yaza girerken bile hâlâ pek çok tesisin yapımının Olimpiyatlara "tam olarak" yetişmeyeceği haberleri geliyordu.

100 gün kala 35 yarışma alanından yalnızca 17'si tamamlanmıştı. UOK tüm inşaat alanlarının ilk kez bizzat başında durmak zorunda kaldı. Maraton pisti dahi, bitmiş olması gerekirken Mayıs'ta yeniden başka bir şirkete ihale edildi.

UOK Başkanı Jacques Rogge sürekli "artık çok az zamanın kaldığını" hatırlatmaktan da sonunda vazgeçti. Yunanlılar üç ay kala, üç vardiya gece gündüz çalışma temposuna geçerek tesisleri tamamlamak için uğraşırken, yetiştirme çabası yüzünden maliyetler de astronomik ölçüde arttı.

Hükümet yeni tesislerin yapımı ve onarımı için -metro ve tramvay dahil- 4,6 milyar Euro bütçe ayırmıştı. Oysa hemen her kalemde maliyetler öngörülen rakamları aştığı için, Yunanistan devleti Financial Times'a göre öngörülenden yaklaşık 2 milyar Euro fazla harcamak zorunda kalacaktı. Yani toplamda neredeyse 12 katrilyon TL. İmar Bakanı Giorgos Souflias, Parlamento'da pek çok kişinin düşündüğünü dile getirerek, Olimpiyatlara aday olmanın "belki de bir hata" olduğunu söyleyecekti.
2004 organizasyonunun zorlukları bunlarla da sınırlı kalmadı.

Yılın en sıcak ayı olan ağustosta Atinalılar tatile çıkmaya alışkınken, kamu görevlilerinin izinleri iptal edildi; fedakarlıkları karşılığında ikramiye alacakları vaat edildi. Bu arada inşaat işçileri yaz sıcağında ter döktükleri, aksi halde tesisleri yetiştiremeyecekleri için biner Euro prim talep etti. Ulaştırma çalışanları sendikası benzer taleple uyarı grevine gitti.

Otel çalışanlarının sendikası maaşın yüzde 18'i kadar özel prim artı zam istediklerini duyurdu. Otel çalışanları haklıydı da. Zira Atina merkezindeki pek çok otelci, vurgun yapabilecekleri umuduyla iki yıldızlı oda fiyatını geceliği 530 Euro'ysa (940 milyon TL) kadar çıkarmıştı. 50 bin Olimpiyat bileti kontenjanı alan Almanya gibi ülkelerdeki tur operatörlerini çileden çıkaran gelişmelerdi bunlar. Oyunların başlamasına ramak kalmasına rağmen, aşılmamış biçimde, hâlâ biletleri tükenmemiş birçok yarışma kalmıştı.

REKOR GÜVENLİK HARCAMASI
"Olimpik barış" dönemi 11 Eylül'den beri tarih kitaplarındaki varlığıyla sınırlı olduğundan, Atina 2004, güvenliğe gelmiş geçmiş en çok masraf yapılan organizasyon olarak kayda geçti.
Pire limanına yanaşacak gemilerde devlet erkanı ve önemli iş adamları bulunacağından Ege'de NATO gemileri devriye gezecek. NATO'nun AWACS uçakları ağustos boyunca gökyüzünü arşınlayacak. Zeplinlerden kameralarla tesisler yakın takibe alınacak.

Ve güvenlik sisteminin kalbi: Binlerce bilgisayarın, 1577 video kamerasının, yüzlerce harekete duyarlı uyarıcıların ve limana sualtına yerleştirilen sensörlerin oluşturduğu bir ağdan müteşekkil C41 adındaki sistem.

Atina'yı Olimpiyatlar boyunca "dünyanın en güvenli yeri yapacak." Siemens ile Amerikan SAIC şirketinin kurduğu bu güvenlik sistemindeki tek sorun, genel gecikmeler ve yazılımdan kaynaklanan problem nedeniyle, Olimpiyatlardan önce denenemeyecek olması.

Güvenlik uzmanlarına göre denenmeyen ve operatörlerinin (1200 kişi) yeterince eğitim almadığı bir sistem hiçbir işe yaramayacak. Atina 2004'ün güvenlik konseptinin toplam maliyeti Sidney 2000'dekinin dört katını, 1,2 milyar Euro'yu (2 katrilyon TL) buluyor.

Atina'nın Olimpiyatların maliyetini çıkarıp çıkarmayacağı belli değil. Ama bunlar, daha hızlı, daha yükseğe, daha güçlü sloganı altında düzenlenen oyunları, atletlerin sınırlarını zorladığı ve yeni yıldızların çıktığı yarışları izlerken keyfinizi kaçırmasın. Ya İstanbul'da düzenleniyor olsaydı?