Geçtiğimiz sene temmuz ayında "Kas gücüyle devri alem" sloganıyla kürekle Atlas Okyanusu'na açılan Erden Eruç, 312 gün süreyle denizde kalarak "Tek başına denizde en uzun kalan kürekçi" unvanı aldı.
*FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ...California sahillerinden başlayan 9 bin 684 deniz mili yolculuğunu Papua Yeni Gine sularında sonlandıran, Eruç daha önce 304 günle İngiliz okyanus kürekçisi Peter Bird'i geride bırakarak dünya rekoru kırdı. Eruç'un başarısı Guiness tarafından da resmen tescillendi. Eruç, Aralık ayının ikinci yarısında tayfun mevsiminin sona ermesinin ardından kayığı ile Papuğa Yeni Gine'de sulara geri dönecek ve Avusturalya'ya ulaşarak dünya turunu bitirmeye çalışacak.
Pasifik Okyanusunda 312 gün suda kalarak dünya rekoru kıran Türk kürekçi Erden Eruç, basın toplantısı düzenledi. Eruç, Kabataş'da teknede düzenlediği toplantıda 312 gün boyunca başından geçenleri çektiği görüntüler eşliğinde anlattı. Sürüveni boyunca Eruç'u destekleyen eşi Nancy de basın toplantısına katılarak eşini destekledi.
Beraber dağa tırmanırken hayatını kaybeden İsveçli dağcı arkadaşı Göran Kropp'un anısına "Altı Zirve" projesini başlatan Türk denizci Erden Eruç, Temmuz 2007 tarihinde Amerika'nın California eyaletinden kürekle Pasifik Turu'na başladı. Tur boyunca Eruç'un tüm hareketleri
Türkiye'den GPS cihazıyla kaydedildi. Türk kürekçi 10 Temmuz'da başladığı kürekle Pasifik turunda, tüm uğraşlarına rağmen bir türlü karaya ulaşamayınca yeni bir dünya rekoruna da imza atmış oldu. Pasifik okyanusunda karaya ulaşma mücadelesine Papua Yeni Gine açıklarında son veren Eruç'un deniz üstündeki yolculuğu sona erdi. Eruç, 312 günlük serüveni ile "Tek başına denizde en uzun süre kalan kürekçi" ünvanıyla dünya rekoru kırdı.
Eruç'un yaklaşık 1 yıl süren serüveni çeşitli zorluklarla geçti. Yanına aldığı yiyecek maddeleri bir süre sonra biten Eruç, yanından geçen balıkçı teknelerinden yardım istedi. Çoğu zaman hazır yiyecekleri tüketerek 312 günlük yolculuğunda ayakta kalan Guiness rekortmeni kürekçi, bazen de yakaladığı köpek balıklarını ve kayığına gelen davetsiz misafir balık ve kalamar gibi deniz ürünlerini yiyerek hayatta kaldı. Bir yıl boyunca yağmur, fırtına gibi hava olaylarıyla mücadele eden Eruç, içecek suyunu da yağmurdan sağladı. Eruç, kovalarda biriken yağmur sularını içerek hayatını devam ettirdi.
Basın mensuplarının sorularını cevaplayan Eruç, 312 gün suda kalarak dünya rekoruna imza attığını ifade etti. Serüveninin oldukça zorlu geçtiğini belirten Erden Eruç, yolculuk sırasında bazı aksaklıklar da yaşadığını ifade etti. Yolculuk boyunca dev dalgalar ve evleşirsiz hava şartları ile mücadele ettiğini ifade eden Eruç, hastalanmamak için de çok dikkatli davrandığını ifade etti.
Hastalık açsından en riskli dönemin denize açıldığı 2-3 hafta olduğunu belirten Eruç, bundan sonraki süreçte de enfeksiyon kapmamak için çok titiz davrandığını ifade etti. Eruç, "2-3 hafta hastalanmazsam bir daha hastalanmam mümkün değildi. Çünkü mikrobun bana gelmesi imkansızlaşır. Mikrop bana nasıl gelir. Ya kendim beceririm, ya da kuşlar getirir. Bunun için temizliğe çok dikkat ettim. Yaralanmamam gerekiyordu, çünkü tuzlu su yarayı kapatmıyordu. Sonuçta yaptığım şey sürekli olarak dikkatli olmak, sürekli olarak teknede dikkatli davranmaktı, ben de öyle yapmaya çalıştım." ifadesini kullandı.
Basın mensuplarının "Hiç, ümidinizi yitirdiniz mi?" şeklindeki sorusu üzerine Eruç şu cevabı verdi: "Karaya ulaşma umudumu yitirdiğim an zaten yardım geldi. Teknem fırtına güzergâhlarına doğru sürüklenmekteydi ve yanımda yeterince yiyecek yoktu. Son anda yardım istemek yerine civardaki teknelerden yardım istedim." ifadelerini kullandı.
Gazetecilerin "312 gün boyunca dünyadan ayrı kaldınız. Döndükten sonra herhangi bir psikolojik yardım aldınız mı?" şeklindeki sorusu üzerine Eruç, espirili bir cevap verdi. "Psikolojik sorunum olduysa da unuttum gibi" dedi. Eruç, "Hala gülebiliyorum, hala iki kelimeyi bir araya getirebiliyorum. Baskı sadece yalnız olmaktan değil, aynı zamanda başarı beklentisinden kaynaklandı. İnsanların benden bekledikleri şeyler vardı. Her şeyden önce benim kendimden beklediğim şeyler vardı." diye konuştu.
Denizde kaldığı sürece kendine uğraşlar bulmaya çalıştığını aktaran Eruç, her gün bazı işleri düzenli olarak yaptığını ve bunun da kendisini meşgul etmeye yettiğini ifade etti. Yanında uydu telefonu da bulunduğunun altını çizen Eruç, uydu telefonu sayesinde çok sıkıldığı anlarda ailesiyle ve arkadaşlarıyla konuştuğunu dile getirdi.
Altı zirve kapsamında yer alan atı kıtadaki kürek çekerek ilerleyeceğini belirten Eruç, karaya ulaştığında ise her kıtada belirlediği en yüksek tepeye tırmanacağını kaydetti.