İMO İstanbul Başkanı Cemal Gökçe, İstanbul merkezli 6.5-7.5 şiddetinde meydana gelecek olası depremde 400 bin binanın kullanılamaz hale geleceğini, 1 milyon kişinin de evsiz kalacağını söyledi..
17 bin civarında konutun yıkıldığı Gölcük merkezli 17 Ağustos depreminin üzerinden 9 yıl geçti. Resmi raporlara göre, 15 bin 466 kişinin öldüğü, 23 bin 954 kişinin de yaralandığı deprem, 133 bin 683 çöken bina ile 600 bin kişiyi de evsiz bıraktı. Depremin oluşturduğu maddi hasarın 10 milyar dolara ulaştığı
Türkiye'nin deprem fay hattında bir ülke olduğu biliniyor. Ne zaman olacağı bilinmemekle birlikte, İstanbul merkezli olacağı bilinen depremin ise çok daha fazla can kaybına neden olacağı ifade ediliyor. Peki, 9 yılda özellikle konutların sağlamlığı konusunda neler yapıldı? Kent, olası bir depreme hazır mı? Depremin üzerinden geçen zamanda İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin (İBB) de öncü olduğu pek çok çalışma yapıldı. İBB'nin öğretim üyeleriyle birlikte hazırladığı İstanbul Deprem Master Planı'yla hangi ilçe ve mahallerde kaç bina olduğu saptanırken, risk analiz ve kent jeolojisi çalışmaları gerçekleştirildi.
'Binaların % 70'i kaçak' İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) İstanbul Şube Başkanı Cemal Gökçe'ye göre, İstanbul'da 300 bin ağır, orta ve hafif hasarlı bina bulunuyor. 1999 yılında meydana gelen depremin İstanbul'dan 120 kilometre ötesinde olduğuna dikkat çeken Gökçe, "Bu nedenle yapıların durumuna bakarsak, bugün 6.5- 7.5 şiddetinde, kent merkezli, olası bir depremde, 50-75 bin arası insanın öleceğini, 160- 200 bin insanın yaralanacağını, 400 bin yapının kullanılamaz hale geleceğini ve 1 milyon kişinin evsiz kalacağını öngörüyoruz" diye konuşuyor. İstanbul'da var olan binaların yüzde 70'inin kaçak olduğunu ifade eden Gökçe, bu binaların yüzde 90'ının ise iskanlarının olmadığını dile getiriyor. İstanbul'da 1 milyon 600 bin binanın bulunduğuna dikkat çeken Gökçe, bunun yüzde 95'ini konutların oluştuğunu ifade ederek şunları söylüyor: "Yeni yapılan konutlar açısından en önemli sorun, denetim. Bugün, 12 yıl herhangi bir işte çalışmış fakat hiç bina yapmamış inşaat mühendisleri, yapı denetçisi olabiliyor. Yani hayatında hiçbir projede imzası olmayanlar, binaların denetçisi olabiliyor. Bu durumun derhal ortadan kaldırılması gerekir."
'Yapı Bakanlığı'nın kurulması şart' 1999'da meydana gelen depremin ardından yönetmeliğin değiştiğini belirten Aşçıoğlu İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Aşçıoğlu, bu yönetmeliğe göre yapılmış kaliteli binaların olası bir depremden olumsuz etkilenmeyeceğini söyledi. Mimar ve mühendislere, mezun olur olmaz imza yetkisi verildiğine dikkat çeken Aşçıoğlu, "Uygulama dünyada böyle değil. Mühendis ve mimarların mezun olduktan sonra belli stajlardan geçmeleri gerekiyor. Fakat inşası bitmiş veya süren markalı konutlara baktığımızda uzman mimar ve mühendislerin çalıştığını görüyoruz. Bu,
Türkiye'nin geleceği açısından iyiye işaret. Yapılan denetimlerin artırılması şart. Bunun için de tek görevi yapıların kalitesinin düzeltilmesi olacak bir Yapı Bakanlığı kurulmalı" diyor. Deprem öncesinde binaların yüzde 90'ının dayanıksız olduğunu ifade eden Aşçıoğlu, deprem sonrası yapılan binaların yüzde 90'ının ise olası bir depreme dayanıklı olduğunu kaydediyor.