Müge iyi başladı

MÜGE Anlı magazin gazeteciliğini "dürüstçe" yapan sayılı isimlerden. Vatan gazetesinde çalışırken onu daha yakından tanıma fırsatı bulmuş ve kaygan magazin sathında dimdik durmasının, aldığı aile terbiyesi ve eğitimden kaynaklandığını anlamıştım. Bence Müge, atv'de "tam yerini" buldu. Zira bu kez programını günlük sığ magazin polemiklerinden aşırıp, sosyal sorumluluk taşıyan bir çizgiye getirmiş. Bu tarzın Müge'ye daha yakın durduğu bir gerçek. Bana göre Müge'nin ilk programdaki en büyük başarısı, sabahın köründe Bülent Ersoy'u stüdyoya sokup, bir de canlı şarkı söylemeye ikna edebilmesiydi. Zira benim bildiğim Ersoy, sırf sabah erken kalkmayı sevmediği için trilyonluk sabah kuşağı sunuculuk tekliflerini bile geri çevirmişti. Bugün bir başka "ilk" yaşanacak. Müge, sabah programlarına katılmaktan nefret eden Seyfi Dursunoğlu'nu stüdyoya sokacak. Bence sadece bu ikisi bile başlı başına bir televizyonculuk başarısı... İlk programın en çarpıcı konusu, öz çocuklarını bir buçuk milyara satan anne ve babanın içler acısı haliydi. Stüdyodakiler cümbür cemaat ailenin üstüne çullandılar. Haklı olabilirlerdi. Ama hiç kimse bir anne-babanın öz çocuklarını para karşılığı satacak duruma gelmesinin perde arkasındaki gerçek nedenleri ve "sistemi" sorgulamayı tercih etmedi...