kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 15 Ağustos 2008, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Emrah: Yeni sezonda rol alacağım dizi proje aşamasında. Aylardır konuşuyor ve üstünde dikkatle çalışıyoruz. Çok iyi bir iş olması lazım. Oynayacağı kanal ve rol hakkında kimseye bilgi vermiyoruz. Bir de televizyon programım olacak. 'Talk show' değil, sohbet programı...

Hassas ve dikkatli biri olmanın yorgunluğunu yaşıyorum!

ÖZLEM AVCI MAGAZİN
11 yaşında adım attığı müzik dünyasında 25 yılı geride bırakan Emrah: Benim üzerimde yılların yorgunluğu var. Her olaya karşı son derece hassas ve dikkatli olmanın ağırlığını omuzlarımda taşıyorum. Eleştirilmediğim zaman da çok huzursuz oluyorum..
Yeni albümü 'Yelpaze' ve epilasyonla aldırdığı göğüs kılları ile gündem oluşturan Emrah, "Estetik açıdan kendimle ilgili doğrularım var. Ve bundan kime ne? Hangi işi yaparsanız yapın, insanın kendine önem vermesi gerektiğine inanırım" dedi. Emrah; 11 yaşında başladığı şöhret maratonunu, özel hayatı ve hakkında sorularımızı samimiyetle cevaplandırdı.

* Albümünüze neden 'Yelpaze' adını verdiniz?
Albümün ismini çok düşündük. En çok 'Yelpaze' yakıştı, çünkü 25 yılda 21 albüm oldu. 1990 yılında 'Haydi Şimdi Gel' isimli albüm ile başlayan değişimin bir halkası bu. Ama son halkası değil!

BİLİNÇLİ BİR DEĞİŞİM
* Değişime devam edeceğinizi söylüyorsunuz. Bu değişimi 90'dan itibaren bilinçli mi yapıyorsunuz?
Bu değişim ve gelişim tabii ki düşünülüp, proje halinde yapılsa da; kendi kendine gelişti ve oluştu. Bir gereklilik haline geldi. Değişen dünya ile değişim rüzgarından etkilenmemek imkansızdı zaten. Giyim, albüm, sound... Bunun içindeki cevap aslında 25 yıldır.

* 25 yıllık bir sanatçı için değişim risk değil midir?
Sevenlerim de büyüyor... Evlendiler, olgunlaştılar, çocukları var. Dinledikleri müzikler değişti. Yapılan albümlerde tabii ki risk var ama siz o riski almazsanız, kendinizi tekrar edersiniz. Ben yaptığım şeyin doğru olduğunu biliyorum. Eleştiri alacağımı da biliyorum. Zaten eleştiri olmazsa rahatsız oluyorum.

KAFAMIN İÇİ ÇOK YOĞUN
* Eleştirilmek kızdırmıyor mu?
Ben profesyonelim kızmıyorum. Beğenmeyen de olacak. Fakat insan bunları düşünerek, ilerlemesini kesinlikle durdurmamalı...

* Sanat hayatınıza çok erken başladınız... Hayatta yaşadığınız tecrübelerden dolayı kendinizi yaşlı hissediyor musunuz?
Kafam yorgun. 'Nasıl geçti bu zaman?' diyorum. Yaşlanmaktan korkuyorum. Çünkü kendimi her halimle seviyorum. Yüzümde kırışıklık da olsa, beyazlarım da olsa seviyorum. Doğanın gereği yaşlanmak. Eskisi gibi genç olmadığımı biliyorum. Ama kafam çok yoğun. Ben 20 yaşındayken bile kendimden yaşça büyük insanlarla muhatap olduğum için yorgunum. Bende yılların yorgunluğu var. Hassas ve dikkatli davranmanın yükü var.

* "Yeni albümle birlikte kıllarımı kestirdim" diyerek, gündem yarattınız. Onu sormayacağım ama estetik, güzelleşme konusunda limitiniz var mıdır?
Hangi işi yaparsanız yapın, insanın kendine önem vermesi ile ilgili bir şeydir. Estetik açıdan kendimle ilgili doğrularım var. Ve bundan kime ne? Bu benim doğrum!

SOĞUK GÖRÜNÜYORUM
* Sanat dünyasından çok arkadaşınız var ama bu alemin dışında yaşıyor ve soğuk görünüyorsunuz...
Soğuk durduğum doğrudur. Soğuk değilim ama öyle duruyorum. Tanıyanlar tam tersini düşünür. Emrah'ı seven de, sevmeyen de, takdir eden de etmeyen de var. Halen 'dünün küçüğü bugünün büyüğü' diyen de var. Şöhret beni yolcu etmeden ben onu yolcu etmeliyim. Onun beni bırakması ağır ve acı olur.

* Artık evlenmeyecek misiniz? Hâlâ kalbinizi fethedecek birini bulamadınız mı?
Bulamadım. Ben bekarlığı seviyorum. Gerçi 37.5 yaşındayım, geç kalmış sayılmam. Evlilik için 40 iyidir. Bekar kalmak güzel çünkü evlilik çok ciddi bir kurum...

* Yaşadığınız tecrübelerden kaynaklı bir korku mu var?
Etkilenme olabilir tabii. Ben güvenemiyorum... Benim güven duygumda bir problem var aslında. Yaşamımdaki en büyük eksiklik bu. Bir de ben evlilikte de tek başıma kalabilmeliyim. Mutlaka beni rahat bırakacak, böyle anlaşabileceğim insan karşıma çıkacak. 50-60 yıllık evliliklere özeniyorum. Çok yüreğimin acıdığı zamanlar ve beni güvensizliğe iten çok şey oldu.

* Ten uyumuna inanır mısınız?
Kesinlikle ten uyumuna inanıyorum. Sonuçta insanlar birbirlerini ilk gördüklerinde beğenirler. O an önemlidir. Ya hoşlanır ya da hoşlanmazsın. Gözleri, dişleri, elleri ayakları çok önemlidir. Bir de konuşmaya başladığı an sempatikliği, sıcaklığı çok önemli. Gözlerinin içi gülen sempatik insanları seviyorum. Çünkü ben duygularımı hemen söylerim; 'Seni çok beğendim' derim. Hayatta aşksız, sevgisiz bir şey olmaz. Aşk olmadan olmaz hayatımda. İnsanın hayattaki rengidir.
Haberin fotoğrafları