E bebeğim, e e e

Kızımla her geçen gün birbirimizi daha iyi tanımaya başlıyoruz. Artık çıkardığı hangi sesle "Açım,", hangisiyle "Gazım var,", hangisiyle ise "Uyumak istiyorum," dediğini anlayabiliyorum. Bir de son zamanlarda durup dururken ağlamaya başlıyordu, neyse ki onun da ne anlama geldiğini öğrendim. Doktoru; ağlamayı öğrendiğini (provasını yapıyormuş meğer), hiçbir derdi olmasa da kimi zaman bebeklerin ağlayarak negatif enerjilerini üzerlerinden attıklarını, bunun kaygılanacak bir şey olmadığını söyledi. Demek, bizim kullandığımız "Ağla rahatlarsın!" metodu onlar için de geçerliymiş. Gelgelelim bebek ağlaması öyle iç acıtıcı bir şey ki, insan kendini çaresiz hissediyor. O titreyen minicik çene ve dudaklar karşısında dünyanın en salak insanı oluveriyor, ne yapacağınızı bilemiyorsunuz. Kendinizi toparlayıp derdini anlamaya çalışırken hiçbir şey onu susturmuyorsa da kurtarıcınız 'meme' oluyor. Çünkü bebekler annelerinin memesine dokundukları anda rahatlıyorlar mucizevi bir şekilde. Ama buna alışmaları da çok kötü... Örneğin Ayşekiraz uzak tutmaya çalıştığım halde, bu aralar sürekli mememde uyumak istiyor. Emzik, pışpışlama hiçbiri kâr etmiyor. Tok olsa da mememi emzik yerine kullanıyor ve arada çeke çeke uykuya dalıyor. Aslında ona iyilik etmiyorum. Çünkü her başı sıkıştığında bebeği emzirmek, ona şu mesajı veriyormuş: "Sorunun ne olursa olsun tek çözüm var, meme emip rahatlayacaksın!" Beyninde bu kod oluştuğu için de erişkinlik döneminde karşılaştığı sorunlarla başa çıkabilmek için yiyerek rahatlamaya çalışırmış. Peki çare? En iyisi onu yüksek sesle 'piş piş' ya da 'e e e' deyip sırtına hafif vurarak, gerekirse sallayarak (anne karnında sallanmaya alışık olduğu için) veya emzikle uyutmakmış. Müzik dinletmek ve iki kaşının arasından başparmağınızı alnına doğru kaydırarak hipnoz noktasına masaj da onun gevşemesine ve uykuya dalmasına çok yardımcı olurmuş. Tüm bu bilgileri öğrendiğim Hamilelik, Doğum ve Bebek Bakımı Kitabı, gerçekten de anneler ve anne adayları için A'dan Z'ye her şeyi bulabilecekleri çok güzel bir rehber. Yazarı ise daha önce de sözünü ettiğim kadın doğum ve bebek hemşiresi Ayşe Öner. Öner, bu ikinci kitabında, kendi ağızlarından doğum koçluğunu yaptığı ünlülerin doğum öykülerine de yer vermiş.