Sinefiller için...

* Narnia Günlükleri: Prens Kaspiyan, normalde 2007 yılında gösterime girecekti. Ama Walt Disney Pictures'ın gişe hasılatlarıyla ilgili yaptığı hesaplar ve prodüksiyonla ilgili sorunlar yüzünden film neredeyse bir buçuk yıl sonra bu yaz gösterime giriyor.

* Film, İrlanda doğumlu ünlü yazar C.S. Lewis'in romanından sinemaya uyarlandı. Sıkı bir dindar olan Lewis'in eserleri, dini inanç hakkında alegoriler, dramatize edilmiş meseller olarak okunuyor. Narnia Günlükleri: Prens Kaspiyan'daki çocuklar, hayvanlar ve kötülere bakarken bunu akıldan çıkarmamak gerek.

HAFTANIN DİĞER FİLMİNDEN...

* Bir Çılgının İçinde'nin yıldızı Eddie Murphy yakında 50. filmini çekecek. 26 yıldır filmlerde rol alan Murphy'yi sevenler kadar ondan nefret edenler de var. Ama kimse 1961 doğumlu oyuncunun bir ekol olduğunu inkar edemiyor.

* 1982 yılında Nick Nolte ile başrolleri paylaştığı 48 Hrs. şiddetli, komik bir polisiye filmdi. Cehennem Silahı serisi gibi 'Afrikalı- Amerikalı ve beyaz Amerikalı ikilisi kötülerin hakkından gelir' türüne dahil edilebilecek olan 48 Hrs.'ın senaryosunu Hollywood tarihinin en ilginç siyasi filmlerinden birinin, Under Fire'ın yönetmeni Roger Spottiswoode kaleme almıştı.

* Amerika'nın en eğlenceli televizyon programı Saturday Night Live'da yıllar boyunca rol alan Murphy, tıpkı Steve Martin veya Martin Short gibi bu programın ekolüne dahil edilen komedi anlayışının da temsilcisi oldu. New Yorklu, bol mimikli, ironik, zeki, her zaman geniş kitlelere seslenen bir anlayışın yani...

* 80'ler boyunca polisiye ve komedi arasında tuhaf bir çekim vardı ve Beverly Hills Cop, yani Murphy'nin ikinci büyük film projesi de bunu kanıtlıyordu. Beverly Hills'in kültürüne hiç alışık olmayan bir Detroitli polisin ünlüler, zenginler arasında yeni, tehlikeli ve eğlenceli bir kültürü tanıdığı bu film senaryosuyla Oscar'a da aday olmuştu. 1987'de ve 1994'te filmin ikinci ve üçüncü bölümleri çekildi. Bir grafik olarak düşünürsek, ikinci bölümün çekildiği dönem Murphy'nin kariyerinin zirvesiydi, üçüncü bölümden itibaren ise bu çok sevgili oyuncu daha çok gaz çıkarmalar, ekstra ekstra ekstra büyük boyutlara sahip kadın kılığına girmeler ve film boyunca bütün rolleri üstlenmek gibi ilginç bir komedi anlayışını benimseyecekti. Cool polis Nick Nolte'un ahbaplığından Eddie Murphy en fiziksel komikliklerin yıldızına dönüşürken, arada Harlem Nights, Vampire in Brooklyn gibi filmler de çekti. Sonra, 1996'da Çatlak Profesör gösterime girdi...

* Eddie Murphy, Beverly Hills Cop üçlemesinden toplamda 37 milyon dolar kazandı. Çatlak Profesör filmlerinden de aynı miktarda para aldı. Sırf Şrek 2'deki eşek karakterini seslendirmek için ne kadar para aldı peki? Tam 20 milyon dolar. Bu hesapla üç Detroitli polis, iki eşek seslendirmesinden daha az para kazandırıyor; demek ki bilgisayar animasyonuna kayan Hollywood endüstrisinde hakikaten bir şeyler değişmekte.

* Eddie Murphy diyor ki: "Benim en büyük idolüm Elvis Presley'dir. Evime gelenler her tarafta onun resimlerinin asılı olduğunu görecektir. Gelmiş geçmiş en büyük eğlence insanı odur. Bunun sebebi de bulunduğu yeri dolduran bir kişilik olmasıdır. Elvis bir odaya girdiğinde herkes o lanet olasıca odaya Elvis Presley'nin girdiğini bilirdi. O odada yanında Bogart mı vardı, Marilyn Monroe mu, kimse takmaz bunu, ama Elvis'in orada olduğunu kimse görmezden gelemezdi."

* 2011 yılında Eddie Murphy 50 yaşına basacak. O gün kendisine şu sözünün hatırlatılacağını düşünüyoruz: "50 yaşıma basınca artık meslek değiştireceğimi çevremdeki herkese söylüyorum. Diyorum ki, 50 yaşıma bastığımda zamanını keyif çatmaya adamış bir beyefendi olarak yaşantımı sürdüreceğim."

* Çatlak Profesör'den bir sahne... Eddie Murphy'nin canlandırdığı Buddy Love, Reggie karakterine der ki: "Tamam dostum, demek şişmanlarla ilgili espri yapmamı istiyorsun ha? (ayağa kalkar) Tamamdır! (ellerini çırpar) İşte geliyor... Anan o kadar şişko ki, k.ç deliğini tek başına bulmaka zorlanıyor! (Reggie dışında odadaki herkes kahkahalara boğulur) Nasıl ama! Dur bitmedi... Anan o kadar şişko ki, onunla seviştikten sonra iki defa kendi çevremde yuvarlanıyorum ve bir bakıyorum hâlâ onun tepesindeyim! (insanlar daha da yüksek bir sesle kahkaha atar) Anan o kadar şişko ki, manikür pedikür işlerini araba boyası satan dükkanlarda hallettiriyor! (herkes kahkahadan kırılırken Buddy sahneye tırmanır) Araba boyası! Araba boyası! (kendisi de gülmeye başlar)"