GEÇEN pazar Show TV'nin Kupa Gecesi adlı programına bu kez "spor yazarı" şapkam ile çıktım. Üyesi olduğum TSYD'nin başkanı Esat Yılmaer ile beraber elim erdiğince, dilim döndüğünce Euro 2008'i ve Türkiye'nin şansını değerlendirmeye çalıştım. Stüdyodakilerden ve izleyicilerden en fazla takdir gören yorumum ise Milli Takım'ın gördüğü aşırı kart sayısının sorumlusunun yerli hakemler olduğu konusundaki sözlerimdi. Bir kez de burada tekrarlamak istiyorum: Eğer bizim hakemlerimiz lig süresince saha içi disiplininde Avrupa standardı yakalamış olsalardı, pek çok futbolcumuz bu turnuvada kart cezalısı durumuna düşmeyecekti. Mesleğe 1984 yılında spor muhabiri olarak başladım. Yıllarca gazete ve televizyonlarda spor muhabiri, editörü ve yazarı olarak görev yaptım. Pazartesi sabahı gazetelerde Fenerbahçe'nin eski teknik direktörü Zico'yu kulüpten kimsenin uğurlamadığı haberini okuyunca anılarım canlandı. Fenerbahçe'yi şampiyon yapan Veselinoviç, Dereağızı Tesisleri'nden ayrılırken, kulüp tabelası önünde veda için el salladığı o son fotoğrafını ben çekmiştim. Yanında yine kimse yoktu. Bavulunu bile kendi taşıyordu. Sonra Macar teknik direktör Meszoly'nin ülkesine dönüşünde, Harem Oteli'nde son röportajı ben yapmıştım. Macar hoca da tek başınaydı... Söyleyeceğim şu ki, sarı-lacivertli yönetimler eski teknik direktörlerine "kullanılmış mendil" muamelesi yapmayı "kulüp geleneği" haline dönüştürmüş. Sanırım Fenerbahçe'nin bu sezon biraz da "vefa" transfer etmesi gerekecek.
Yayın tarihi: 28 Haziran 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/06/28/gny/haber,32319DD9449E4DF88F0956902C77A020.html
Tüm hakları saklıdır.