Uçan Süpürge Festivali'nin ekibi bir arada: Nil Perçinler, Aydan Akas, Halime Güner, Meral Çetinkaya, Nihan Katipoğlu, Selen Doğan, Uğur Yüksel ve Özlem Kınal (soldan sağa).
Süpürge uçmaya hazır
8-15 Mayıs tarihlerinde Ankara'da gerçekleştirilecek 11. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali, feminist sinemanın büyük ismi Chantal Akerman'dan korkunç bir cinayete kurban verdiğimiz Pippa Bacca'ya adanan filmlere uzanan zengin bir programa sahip..
1998 yılından bu yana her yıl gerçekleştirilen Türkiye'nin ilk kadın filmleri festivali Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali, kadın kuruluşları ve kadın hareketine duyarlı kişiler arasında iletişim, işbirliği ve dayanışmayı artırmayı hedefliyor. Festivalin genel koordinatörü Selen Doğan'la festival programını konuştuk ve Uçan Süpürge'nin öne çıkan filmlerine baktık.
- Başka festivallerde de kadınların dertlerini, özgürlük meselelerini ve hayatlarını anlatan filmler var... Peki Uçan Süpürge'nin farkı ne?
- Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali, kadın yönetmenlerin çektiği filmleri gösteren, tematik bir festival. Bu filmlere karar verirken kadın bakış açısı en önemli kriter bizim için. Sinemacı kadınlar, sanatın olanaklarıyla yaşamı dönüştürmeye çalışıyor. Eşitsizliklere, mutsuzluklara, özgürleşmeye, başarılara veya yalnızlıklara ve kuşatılmışlıklara değindikleri gibi, dünya meselelerine de kameralarını çeviriyorlar; savaşı ve barışı, çevre konularını veya politikayı da filmlerinin konusu yapıyorlar. Uçan Süpürge Festivali, kadın yönetmenlerin yaşamın bütününden süzüp sinema perdesine yansıttıkları anlatıları seyircisiyle buluşturuyor. Ayrıca, Uçan Süpürge bir kadın örgütü ve festival dışında da pek çok kadın çalışması yürütüyor. Kadın Filmleri Festivali de kadın mücadelesinin bir parçası olarak okunmalı.
- Yıllar içinde Uçan Süpürge'nin sinema kültürüne ve feminist harekete nasıl katkıda bulunduğunu düşünüyorsunuz?
- Festivalin en temeldeki amacı, sinemada kadın emeğini görünür kılmak. Festivale her sene yüzlerce başvuru oluyor. Kadın sinemacıların ürettiği filmler festival aracılığıyla dolaşıma giriyor, seyircisiyle buluşuyor. Uzun, kısa, belgesel ve animasyon filmleriyle, sinema sektörünün bugünkü yapısı içinde belki de hiç vizyona girme şansı bulamayacak filmler festivallerde izleniyor. Genç yaşta yitirdiğimiz, sinemamızın en üretken kadın yönetmeni Bilge Olgaç adına verdiğimiz Başarı Ödülleri bu amacın kayda değer bir göstergesi. Sinemaya farklı alanlarda emek vermiş, kameranın önünde veya arkasında bulunmuş kadınlar alıyor bu ödülü. Bilge Olgaç Başarı Ödülü onları görünür hale getiriyor ve emeklerine duymamız gereken saygıyı hatırlatıyor biz seyircilere.
- Feminist sinemaya festivalin bakışı nasıl?
- Feminist sinema tarihinden kadınları da gün ışığına çıkarıp, onların eserlerini genç sinemacılarla buluşturuyor. Bu da önemli bir katkı. Festival kapsamında her yıl düzenlenen Kısa Film Öyküsü Yarışması ve Senaryo Atölyesi de sektöre yeni yazarlar kazandırırken, aynı zamanda kadın bakış açısıyla yazılmış yeni ürünler de çıkarıyor ortaya. Tabii, yalnızca filmler değil, panel, söyleşi, konferans, sergi gibi etkinliklerle de kadınların 'sözü' yaygınlaşıyor.
- Peki izleyicilerinizin cinsiyet profili nedir?
- Kadın seyirciler kadar erkek seyirciler de oluyor festivalde. Özellikle üniversiteli genç kadın ve erkekler festivalin değişmez kitlesi.
Yayın tarihi: 21 Haziran 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/06/21/ct/haber,82DED205ED4845DB835AE080FD4039E6.html
Tüm hakları saklıdır.