Prens ile Sultan'ın hikayesi

ONUR Şan ile henüz tanışmadım ama çok sevdim. İnsanı rahatlatan, güven veren, "samimi" bir tavrı var. Türküleri, Anadolu motiflerine sadık kalarak modernize etmesini ve bugüne dek hiç türkü dinlememiş olanların kulaklarına değdirmesini de takdir ediyorum. Ama şu "Türkülerin Prensi" unvanı, bana göre Onur'un o mütevazı duruşu ile fena halde çelişiyor. Kendine "Sabahların Sultanı" payesini veren Seda Sayan, sevgilisi Onur Şan'a da "Türkülerin Prensi" unvanını uygun gördü. Sanırsınız ki İngiliz aristokrasisi... Davul dengi dengine çalmak zorunda. Düşes ile dük, prens ile prenses birlikte olabilir ancak... Sokaktaki sıradan vatandaşa gönlünü kaptırsan bile ona hemen "asil" bir unvan yapıştıracaksın ki saray erkânı rahatsız olmasın. Sultan ne düşünür bilemem ama ben; tertemiz, duru, mert, alçakgönüllü, samimi Onur'u, her zaman "Prens Onur"a tercih ederim.