kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 24 Mayıs 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Yeni Indiana Jones filminde mistik ve bilimkurgu öğeleri bir arada kullanılmış.

Kamçılı Adam'ın muhteşem dönüşü

Steven Spielberg, George Lucas ve Harrison Ford, Indiana Jones ve Kristal Kafatası Krallığı'nda bizleri bir kez daha büyük bir maceraya davet ediyor. Sinema dergisi, mayıs sayısında Indiana Jones'a özel bir dosya hazırladı..
İLİŞKİLİ HABERLER
Kamçılı Adam'ın muhteşem dönüşü
Şimdiye kadar Museviler'in kutsal Ahit Sandığı'nı (Kutsal Hazine Avcıları, 1981), Hindu inanışına göre kutsal sayılan Sankara taşlarını (Kamçılı Adam, 1984) ve en nihayetinde İsa'nın son yemeğinde kullandığı, sonsuz hayat verdiğine inanılan Kutsal Kase'yi (Son Macera, 1989) gün ışığına çıkarıp, tehlikeli ellerden koruyan kamçılı adam, şapkalı kahraman, yani Indiana Jones, neredeyse 20 yıl sonra yeniden karşımızda! Steven Spielberg ve George Lucas'ın yarattığı, Harrison Ford'un unutulmaz performansıyla ölümsüzleşen ve sinemanın gördüğü en eğlenceli maceralardan bazılarına kaynaklık eden seri, birçoklarımız için nostaljik bir değer taşıyor. Popüler sinemada 70'li ve 80'li yılların kült figürlerine doğru bir geri dönüşün yaşandığı şu yıllarda, onun geri dönmesi pek de sürpriz değil. 30'ların ucuz macera ve bilimkurgu serilerine benzeyen ve ana karakteri Indy sayesinde eğlenceli bir egzotik maceraya dönüşen Indiana Jones filmleri, 1981 yılında gösterime giren Raiders Of The Last Ark'la (Kutsal Hazine Avcıları) başlayıp, ortalığı duman etmek suretiyle, 1984 yapımı Temple of the Doom'la (Kamçılı Adam) devam etmiş, 1989'da gösterime giren The Last Crusade'le (Son Macera) sona ermişti.

SOVYET AJANLARI
Spielberg, yeni filmle ilgili yaptığı açıklamalardan birinde, üçüncü filmin son film olduğunu izleyicilere belirtmek için, Indiana'nın atıyla batan güneşe doğru ilerlediği bir nevi veda sekansıyla filmi nihayete erdirdiklerini, izleyicinin de bu güzel vedayı kabullendiğini düşündüklerini belirtiyor. Fakat Spielberg, üçüncü film gösterimden kalktıktan çok kısa bir süre sonra Harrison Ford'dan aldığı bir telefonla aslında serinin hayranlarının bu vedayı pek de kabullenemediğini öğrenmiş. Etrafındaki birçok kişinin ve serinin hayranlarının dördüncü devam filmi için tam anlamıyla başının etini yediğini söyleyen Ford: "Eğer hoşumuza giden bir senaryo bulursak, dördüncü bir filmi mutlaka yapmalıyız," diyerek telefonu kapatmış. En sonunda Spielberg Munich'ten sonraki yeni filminin dördüncü Indiana Jones olacağını ilan etti. Soğuk Savaş döneminde geçen, Indy'nin karşısına Sovyet istihbarat birimini ve MacCarthyizm'i diken bir macerayla kahramanımız sonunda geri döndü. Şapkalı kahramanımız Indy, ilerleyen yaşına rağmen rahat durmayıp, küçük çaplı maceralara girişmektedir ve dostu Mac'le birlikte Sovyet ajanların kurduğu bir tuzaktan güç bela kurtulmuştur. Bu olayın ardından arkeoloji derslerine devam ettiği Marshall College'e geri dönen kahramanımız, tam burada huzurlu bir şekilde yaşamına devam edeceğini düşünürken, okul yönetimindeki bir arkadaşından hükümetin onu kovmak için üniversiteye baskı yaptığını, çünkü karıştığı son olaylar sonucunda devlet için şüpheli bir sima haline geldiğini öğrenir. Bunun üzerine okulu terk eden Indy, kasaba dışında yaşayan ve yolunun üzerinde sürekli gördüğü asi bir genç olan Mutt'la işbirliği yapmak zorunda kalacaktır. Zira plana göre Indy eğer Mutt'a yardım ederse, o da profesöre bildiği bir sırrı anlatacak ve ikili belki de dünya tarihinin en önemli arkeolojik keşiflerinden birine, Akator'un Kristal Kafatası'na ulaşacaktır... Mutt ve Indy'den oluşan tuhaf ikili, Peru'nun balta girmemiş ormanlarında efsanevi altın şehrin bulunduğu bölgede ilerlerken, yalnız olmadıklarının farkına varırlar. Peşlerinde, Kristal Kafatası'nı en az onlar kadar isteyen Sovyet ajanlar vardır ve ikilinin inancına göre Sovyetler, gizemli güçlere sahip bu kafatasını bulduğunda, dünyanın başına hiç de iyi işler gelmeyecektir. Sovyet ajan ekibinin başındaysa, güçlü bir rakip olan ajan Irina Spalko vardır...

JAMES BOND ETKİSİ
Steven Spielberg'in James Bond hayranlığı dikkate alındığında, Soğuk Savaş döneminde geçen bir ajan hikâyesini de bünyesinde barındıran böyle bir senaryoyu çekmek için neden büyük bir heves duyduğunu anlamak zor değil. Hikâyede dikkat çeken en önemli noktalarsa, yeni karakterler elbette. Eski filmlerden sadece Indy'nin büyük aşkı Marion'u bünyesinde barındıran film, Indy'nin yardımcısı Mac, arkeolojiye meraklı asi genç Mutt, ajan Irina Spalko gibi yeni simalarla bizleri tanıştırırken, eski filmlerde ismi geçen ancak yüzü hiç görünmeyen bir karakter de filme sürpriz bir biçimde dahil oluyor ve Marion'un babası, Indy'nin ustası Abner Ravenwood da hikâyenin bir noktasında karşımıza çıkıyor...
Haberin fotoğrafları