kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 5 Nisan 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Filmde, Nazilerin eline düşen Musevilerin hayatta kalma mücadeleleri anlatılıyor.

Nazi suçları üzerine filmlerin sonu gelmez!

ATİLLA DORSAY
ATİLLA DORSAY
29.03.2008
Son Oscar'larda yabancı film dalında heykelciği kucaklayan Avusturya filmi, sıcağı sıcağına sinemalarda. 2007 Berlin festivalinde izlediğimde çok beğendiğim ve okurlarıma Altın Ayı için en ciddi aday olarak duyurduğum film, sonunda Oscar'a erişerek değerini kanıtladı. Film, bir kez daha İkinci Dünya Savaşı'na ve Nazilerin yaptıklarına dönüyor. Anlaşılan bu yeni yüzyılda da bu tür hikâyeler devam edecek. Çünkü insanlık, o inanılmaz cinayetleri unutmaya ve tarihin en büyük soykırımını affetmeye niyetli değil. Gerçek bir kişilikten yola çıkan film, 1930'ların Berlini'nden başarılı bir kalpazan olup kimliklerden yabancı paralara her şeyi ustaca taklit eden ve eriştiği zenginlik içinde dokunulmaz olduğunu sanan Yahudi Salomon Sorowitsch'in hikayesini anlatıyor. Savaşın hemen eşiğinde tutuklanan Sally, kamptan kampa naklediliyor ve zor günler geçiriyor. (Film, yeni bir 'kamp filmi' yapma tuzağına düşmüyor ve bunlar çok çabuk geçiştiriliyor). Sonra, onun becerisini hatırlayan bir Nazi çıkıyor ve Sally, yeni bir göreve çağrılıyor: Bol miktarda sterlin, sonra da dolar basıp Batı ülkelerinin ekonomilerini allak bullak etmek için... Ama ekipte, yenilgiye doğru giden Nazilerin belini doğrultacak bu girişime tümüyle karşı olanlar da vardır. Oynak bir kamera ve hızlı bir kurguyla çekilmiş bu film, bir yandan savaşın bilinmeyen yepyeni bir yüzünü anlatıyor. Öte yandan, savaş suçlarının ve Nazi zulmünün farklı uygulamaları karşımıza geliyor. Ne denli bildiğinizi sansanız da, insan zulmünün sonu yoktur ve filmde bu açıdan da sizi sürprizler beklemektedir. Bu açıdan, aslında yumuşak gözüken sahneler de çok önemli. Örneğin Nazi komutanının Sally'yi evine çağırıp eşi ve kızlarıyla tanıştırdığı sahnede, mutlu Alman ailesinin tasasızlığı ve kıvancıyla o zavallı Yahudi'nin acıklı, giderek ölümcül çelişkisi, son derece etkileyici olmayı başarıyor. Çok iyi bir ekip oyunculuğunun başını, nankör fiziği ve inanılmaz bir hüzün içeren yüzüyle çok başarı kazanan Karl Markovics çekiyor. Armonika ve gitarla çalınmış ve lirik olmakla uçarı olmak arasında gidip gelen sade bir müzik, bu yoğun dram içeren filme hoş bir denge sağlıyor. Ve film müziği edenen şey konusunda, anlamak isteyenlere iyi bir ders veriyor. Özellikle büyük insanlık dramlarını ve savaş filmlerini sevenler için...

KALPAZANLAR * * * *
(Die Falscher)/
Yönetim ve senaryo: Stefan Ruzowitzky, Görüntü: Benedict Neuenfels, Müzik: Marius Ruhland, Oyuncular: Karl Markovics, August Diehl, David Striesow, Martin Brambach, August Zirner, Veit Stübner/ Avusturya-Alman ortak yapımı.