Askeri darbeye maruz kalanlar açısından bakıldığında, hani nasıl desem, olayın " kabul edilebilir " bir yanı vardır. Nihayetinde bir taraf silah taşımakta ve sizi " ölümle " tehdit etmektedir.
İnsanlar, diğer canlılar gibi, ölmek üzere değil, yaşamak üzere programlanmış varlıklardır. Bu yüzden, askeri darbeyi onaylamasa da, çoğunluk boyun eğer. Yani durumu kabullenir.
Yargı darbesinde ise durum çok farklı.
Bu farkı futboldan örnek vererek ortaya çıkarmaya çalışayım.
Maçın
30'uncu dakikası.
A-spor 2-0 galip . Kondisyonu, taktiği, oyuncuları zayıf olan
B-gücü'nün maçı kazanması imkânsız.
Ama o da ne?
Bir de bakıyorsunuz;
orta hakem saç baş yolduran kararlar vermeye başlıyor. Hiç yoktan iki penaltı uydurarak;
B-gücü'nün skoru eşitlemesini sağlıyor.
İlk yarı böyle bitiyor. Devre arasında
A-spor takımının futbolcuları orta hakemden yakınıyor. Biri diyor ki: "
Abi bu işte şike var. Hakem kesin para yemiş. " Öteki atılıyor: "
Başkana söyleyelim, o da şike yapsın anasını satayım. B-gücü kaç verdiyse, biz iki katını verelim. "
Bu laf hoşlarına gidiyor.
Tam bu sırada, soyunma odasına giren tecrübeli bir yönetici söze karışıyor: "
Arkadaşlar durum sandığınız gibi değil... "
Tüm yüzler merakla ona dönerken, tecrübeli yönetici devam ediyor: "Kendinizi kandırmayın. Hakem para aldığı için taraf tutmuyor. O bir
B-gücü fanatiği. Kulübe üye değil ama
B-gücü yöneticileri ile içtiği su ayrı gitmiyor. Boş zamanlarında
B-gücü takımı tişörtüyle dolaşıyor,
B-gücü tribünlerinde tezahürat yapıyor. Yani bu işi parayla halledemeyiz. Siz gol attıkça, gözü daha da dönüyor."
Bu gerçek karşısında
A-spor oyuncularının yaşayacağı yılgınlığı tahmin edebilirsiniz...
Bir yanda karşılaşmanın hakemsiz oynanması da mümkün değil. Hakem olmadı mı, işin resmiliği kalmıyor.
Öte yandan, hakem taraf tutuyor: Gol atıyorlar saymıyor. Maruz kaldıkları kırmızı kartlık faulleri görmezden geliyor. Rakiplerine değdikleri anda sarı kart gösteriyor. Akla hayale gelmedik pozisyonlarda penaltı çalıyor.
Maç bittikten sonra hakemi şikâyet etseler ne fark eder? Belki hakem meslekten ihraç edilecek... Ama o arada
B-gücü galip gelmiş olacak.
Yani
A-sporluların yaşadığı tam bir aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık pozisyonu.
Et kokarsa, tuzlanır. Peki ya tuz kokarsa?
Artık eti, buzdolabında saklamak gerekiyor. Belki de vejetaryen olmak en iyisi...
Bugünkü Tüm Yazıları
Fanatik hakemi nasıl engellemeli?
Yayın tarihi: 2 Nisan 2008, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/04/02//haber,64CC58244DE04F2399A8C82503DCE7B9.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.