Beş film çeek, bağımsızlığı bol olsun!
HAZIRLAYAN: Evrim ALTUĞ
09.02.2008
14-24 Şubat arasında gerçekleşecek !F Istanbul 7. AFM Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali'nde, her zevke ve dünya görüşüne uygun 70 film var. Usta sinema yazarları, festival başlamadan önce beşer seans için tecrübeleri ışığında okurlarımıza yer gösteriyor..
Yeşim Tabak
SİYAD üyesi, sinema eleştirmeni
Siz, Yaşayanlar: İsveçli yönetmen Roy Andersson (İkinci Kattan Şarkılar), absürd ve sakin mizahıyla, insan olmanın ağırlığını bir kez daha acı kahkahalara havale ediyor. Nefis biçimde saçma bir film. Kıyamet Öyküleri: Yönetmeninin ilk uzun metrajlısı kadar ilgi çekmedi, fakat Richard Kelly'nin Donnie Darko'dan sonra ne yaptığını merak etmemek elde değil. Mr. Winnipeg: Guy Maddin (Brand Upon the Brain!), sessiz filmlerin dışavurumcu abartısını ve gerçeküstüne olan fetiş düzeyindeki stil merakını, bu defa memleketini anlatmak için kullanmış. Festival âlemlerinde aldığı eleştirilere bakılırsa, Maddin'in en komik işlerinden biri. Geceyarısı Öpücüğü: İlişkilerin güçlükleri, yalnızlık ve umutsuzluk gibi temalar üzerine sohbetler eşliğinde ilerleyen filmlerden her yıl bir alay çekilir, nadiren de içlerinden biri samimiyeti ve dişe dokunur kelamlarıyla aradan sıyrılır. Geceyarısı Öpücüğü, 2007'de bu eşiği geçen filmlerden biri gibi duruyor. Film, Los Angeles'ın mimari dokusuna görsel yaklaşımıyla da takdir topladı. Olumsuz Düşünme Sanatı: 'Olumlu düşünce', 'kişisel gelişim sanatı' gibi kavramların moda halinde yayıldığı bir zamanda, acılarla yüzleşmek ve kabullenmek üzerine bir kara komedi. Bir 'toplu gülmece terapisi' olabilir. Bu Norveç yapımı, bir 'seyirci memnun eden' olarak nam salmış durumda.
Atilla Dorsay
SABAH yazarı ve sinema eleştirmeni
İhtiyarlara Yer Yok: Coen kardeşlerin son yıllardaki en iyi filmi, yeni bir Fargo. Gerçi sinemalara gelecek, ama Oscar ödüllerinde fikir sahibi olmak istiyorsanız kaçırmayın (bence ödülü alır). Siz, Yaşayanlar: Kuzey Avrupa'dan gelen, minimalist, özgün, kristal görünümü ardında çok hümanist bir mizah içeren yeni bir Roy Andersson filmi. Dikkat: piyasaya (hatta DVD'si bile) gelmeyebilir. Inland Empire: Muamma-filmlerin ustası David Lynch artık ölçüyü iyice kaçırdı mı? Bu bilmece-filmi izlerken, böyle düşünebilirsiniz. Ama ilgisiz kalmak ne mümkün!.. Dikkat: Bu da piyasaya gelmeyebilir. Dişler: Nöbetçi Sinema tutkunları, bu tümüyle çıldırmış fanteziyi sevebilir. Öyle ya, derinliklerinde tam sevişme anında kullandığı ölümcül bir silah saklayan dişinin öyküsü hangi erkeği (ya da kadını) ilgisiz bırakabilir? Dorian Gray'in Portresi: Keşif hakkımı, görmediğim bu film için kullanıyorum. Gökkuşağı (yani gaylezbiyen temalı filmler) bölümündeki bu filmi önermemin nedeni, Oscar Wilde'ın romanına olan hayranlığım ve onun eşcinsel soslu bu uyarlamasını merak etmem.
Senem Aytaç
Altyazı dergisi yayın kurulu üyesi
Anten: Sessiz film ve özellikle Alman dışavurumculuk estetiğini mükemmel kullanan ve aynı zamanda da kendine has ve fantastik bir dünya kuran politik bir masal. Festivalin bu seneki sürprizi. Siz, Yaşayanlar: 2000 yapımı İkinci Kattan Şarkılar'ı izlemiş olan herkes yıllardır yönetmenin bir sonraki filmini bekliyordu. Gündelik hayatın absürdlüğü üzerine muhteşem bir kara mizah örneği. İhtiyarlara Yer Yok: Festivalin en heyecanla beklediğim filmi, hem Blood Simple ve Fargo'nun izinden giden bir film olduğu için, hem de çok farklı ağızlardan Coen'lerin şimdiye kadar yaptığı en iyi film olduğunu duyduğum için... Benim Şehrim Winnipeg: Dünyanın En Hüzünlü Müziği ve Beyne Vurulan Damga'dan sonra ne yapsa izleyeceğim bir yönetmen Guy Maddin. Inland Empire: David Lynch'in üç saatlik deneysel filmini izlemek isteyenler, muhakkak bir sinema salonunda izlemeyi tercih etmeli. Bir filmden ziyade bir sinema deneyimi olarak düşünülebilecek bu tercihi, herkes için tavsiye etmek zor.
Murat Özer
SİYAD yönetim kurulu başkanı, sinema eleştirmeni
Bir Zamanlar: Müzik ve aşk unsurlarının beyazperdedeki uyumunu doruğa taşıdığı izlenimi veren film, İrlanda semalarından gelen yapımlara olan zafiyetimden de yararlanıyor. Karanlığa Taksi: Amerika Birleşik Devletleri'nin Afganistan ve Irak işgallerinin 'işkence' temelli yan etkilerini deşifre eden bir özelliği var bu belgeselin. Nilüferler: Gençliğin hayatla muhasebeleri üzerine yapılmış filmlerin etkili örneklerinden biri olduğu kuşku götürmeyen yapım, Fransızların 2 Genç Kız'ı (burada üç kız var) kıvamında. Yasak Bölge: Yeni Meksika sinemasından Rodrigo Pla'nın ilk uzun metrajlı çalışması, Toronto ve Venedik gibi prestijli festivallerden aldığı ödüllerle bile merak uyandırıyor. Vexille: "Japon animasyonu konusunda ayrım yapmayan bir kuşağın üyesiyseniz, bu filmi de sonuna kadar merakınızı kaybetmeden takip edeceksiniz," desek...
Fırat Yücel
Altyazı dergisi genel yayın yönetmeni
Siz, Yaşayanlar: Roy Andersson komediye mizansen denen şeyi yeniden kazandırıyor: Kadrajın her tarafında farklı bir şeyler oluyor. Andersson'ın tablo gibi uzun ve sabit planlarında, perdeyle baş başa geçen her saniye yeni bir detay keşfediyor insan. Uzun zamandır bu kadar gülmemiştim. İhtiyarlara Yer Yok: Ufak bir yanlışlığın ya da açgözlülüğün insanları birbirlerine toslayacakları bir girdaba sürüklemesini, Coenler'den daha iyi anlatan yok. Bu öykü izleğine geri dönüşlerini müjdeleği için İhtiyarlara Yer Yok, biraderlerin son zamanlarda beni en çok heyecanlandıran filmi. Kıyamet Öyküleri: İlk filmiyle çok büyük bir çıkış yapan bir yönetmenin ikinci filminde 'kafayı yemesi' her zaman ilgimi çeken bir şey olmuştur. Donnie Darko ile, belki hak ettiğinden de fazla beğeni toplayan Richard Kelly bu filmiyle yerin dibine batırıldı. Tam da bu yüzden Kelly'nin bu 'dünyanın sonu' fantezisini çok merak ediyorum. Yemek Kuyruğundakilerin Acayip Öyküleri: Ghost in the Shell'in yönetmeni Mamoru Oshii, yemek yeme âdetleri üzerinden Japon tarihine bakıyor. 'Fantastik Filmler'in en iştah açıcısı. Yasak Bölge: Festivalde en az iki-üç Meksika filmi izlemek gerek. Konusu itibarıyla (zenginlerin oturduğu izole sitelerle gecekondu mahalleri arasındaki çatışma) en fazla ilgimi çeken Meksika filmi.
Cüneyt Cebenoyan
Empire dergisi ve BirGün gazetesi film eleştirmeni
Tırnağın Yılı: Babasına bak oğlunu al. Alfonso'nun oğlu Jonas Cuaron hareket etmeyen bir movie (hareket eden) yapmış. Inland Empire: Filmi ilk anlayan siz olabilirsiniz! Bu fırsat kaçmaz! Uçurum: Gael Garcia Bernal film yapmış, bahçıvanıyla rekabete giren bir zengin oğlanı oynamış... Karanlığa Taksi: Çağdaş uygarlığın son aşamasının Afganistan'daki tezahürü. Bakushi'lerin Sıradışı Hayatı: Sıradan olmayan hayatlar bazen sıradanı daha iyi anlamamızı sağlar. Bilgi için: www.ifistanbul.com
Yayın tarihi: 29 Mart 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/03/29/ct/haber,709ED171309743CA92F53F2B668D85BB.html
Tüm hakları saklıdır.