Gelecek nesillerin de oturabilecegi binalar

On binlerce yeni konutun yapılmakta olduğunu görünce bir taraftan memnun olurken bir taraftan da içimi bir sıkıntı basıyor. Bazı batı ülkelerinde binaların bazı tadilatlarla birkaç yüzyıldır kullanılmakta olduğunu biliyoruz. Bizde ise 20-30 yıllık binalara eski gözüyle bakılmakta. Şimdi yapılmakta olan yeni binaların da ne zaman eskimiş sayılabileceği konusunda çok emin değilim. Belki öncekiler gibi 20-30 yılda eski sayılmasa da 40-50 yılda eski sayılacak ve yıkılması gereken binalar gözüyle bakılacak.

Daha uzun kullanım şart
Hem ülke hem de fert ekonomisi açısından daha uzun yıllar kullanılması tabii ki tercih edilir. Peki bu nasıl sağlanacak? Başta merkezi ve yerel yönetimlerin bunu bir politika haline getirip bütün planlamalarını daha dikkatli ve ileriye dönük yapmalarıyla başlayacaktır. Sonra da bu hususta denetimlerini titiz bir şekilde yürütmeleri gerekecektir. Sonra müteahhitliğin sıradan bir iş olmaktan çıkarılıp, ehil ellerde yapılır hale getirilmesi gerekir. Sivil örgütlenmesi ve denetimini de beraberinde düzenlemek gerekir. Eğitimin rolü kesinlikle bunların içinde en önemlilerinden birisidir. Planlama, hukukunun düzenlenmesi, uygulamanın iyi eğitilmiş fertler tarafından yapılması sonucu çok etkileyecektir. Alıcının bilinçlenmesi de bu sürece büyük katkı sağlayacaktır. Bugün alıcı profilinde binaların kalitesiyle ilgili değerlendirmelerin yetersiz olduğu bir gerçektir. Alıcının büyük çoğunluğu bölge, oda sayısı ve fiyat dışında hiçbir inceleme yapmadan konut almaktadır.

Nesiller boyu elde kalır
Bu yazının en geniş muhatabı alıcı olacağı için bilhassa alıcı davranışları yönünden konuyu biraz genişletmekte fayda görüyorum. İnsanoğlunun hayatında bir seferde en büyük parayla satın aldığı şey, genelleyerek söylersek oturacağı veya yatırım olarak alacağı gayrimenkullerdir. Bu gayrimenkullerin başında da başını sokacağı bir konut gelir. Aldığı konutun aynı zamanda arsasından da pay sahibi olup, nesiller boyu ellerinde kalabilecek belki de tek varlık gayrimenkulleridir. Öyleyse sadece oda sayısı sorarak başka vasıflarını incelemeden gayrimenkul almak bilinçli bir davranış olmayacaktır.

Uzman desteği önemli!
Bilinçli bir gayrimenkul alıcısı ne yapmalıdır? Uzman desteği almalıdır. Ömründe çok az sayıda gayrimenkul alıp satan normal bir fert için bu şarttır. Bölge önemlidir. Fiyat, bölge dengesi, ileride olabilecek gelişmeler de dikkate alınarak gözetilmelidir. Bilhassa İstanbul'da ulaşım yönünden de düşünülmelidir. Bulunduğu cadde veya sokaktaki konumu, cephesi, çevresi, manzarası incelenmelidir. Binanın sağlamlığını incelemek, zor sanılan ama aslında hiç de zor olmayan bir konudur. Güvendiğiniz iyi bir statikçi (inşaat mühendisi) kısa bir incelemeden sonra size hemen rapor verebilir. Kullanılan malzemelerin ve işçiliğin incelenmesi de yine bir uzman yardımı almakta fayda olan husustur. Bir ustanın belki birkaç dakika dikkatini toplamaktan kaçınıp, akıntısını düzgün yapmadığı bir banyoda biriken sular size ömür boyu sıkıntı verir. Birkaç yıl sonra değiştirmek mecburiyetinde kalacağınız pek çok kalitesiz malzemeyle karşılaşabilirsiniz. Mimari kullanım rahatlığı da dikkate alınmalıdır. Odaların büyüklüklerinin orantısı ve konumları, koridorlar, pencere büyüklükleri... Sosyal donatıları ve bu donatıların ekonomik kullanılabilirliği, güvenlikle ilgili alınan önlemler de son derece önemli konular arasında yer alıyor. Tabii alacağınız binayı yapan müteahhidin incelenip, referanslarının araştırılması yapılmadan da adım atılmamalıdır. Referansı bozuk kişiler son projelerini size çok parlak sunsalar dahi bundan uzak durmak ya da incelemeyi iki misline çıkararak karar vermek gerekir. Gelecek nesillerimizin de huzur içinde oturabilecekleri binaların yapılması ve sizlerin de değerli paralarınızla bunlara sahip olmanız dileklerimle.