Doğuma sayılı günler kalınca, insanın kafası karışıyor... Çevredeki annelerin tecrübelerine daha çok kulak kabartıyor, ister istemez düşünmeye başlıyorsunuz; "Ben ne yapacağım?" Anne adaylarının en çok kafasını kurcalayan da nasıl doğum yapacağı. Normal yapsa bir türlü, sezaryen olsa başka türlü... Birinin sancısı, diğerinin de sonradan getireceği sıkıntılar korkutuyor insanın gözünü. Bir de o korkunç sancı çekme hikâyeleri yok mu! "Sezaryen çıktı mertlik bozuldu," diyorum ben. E doktorlar da sağolsun, randevuyu veriyor ameliyatı yapıp gidiyor. Gece olmadık bir saatte ya da hafta sonu keyfinin en güzel yerinde doğuma gitmek, çoğunun işine gelmiyor. Ben bu konuda en iyi kararı anne adayının vereceğine inanıyorum, tabii zorunluluklar olmadıkça. Bunun için de önce mevzuyu detaylarıyla araştırmak ve tecrübeli kişilerin görüşlerini almak şart. İnternet sağolsun, aradığınız her soruya sayfalarca yanıt bulabiliyorsunuz. Ama "Ben kullanmam, yüz yüze konuşmadan da ikna olmam," diyorsanız, hastanelerin ücretsiz doğum kurslarına gitmenizi tavsiye ederim. Örneğin; Acıbadem, Amerikan, Memorial, Alman ve Metropolitan hastanelerinde bu kursları dönemsel olarak düzenleniyor. Bunun dışında yaşadığınız şehir ve yakın çevrenizdeki bir hastaneye de böyle bir hizmet verip vermediklerini sorabilirsiniz. İtiraf edeyim, başta soğuk bakmama rağmen ben gittim, en yakınımdaki bir kursa yazıldım. İş çıkışı iki saatten fazla bir sandalyenin tepesinde oturmak haliyle beni sıktı ama bu arada çok şey öğrendim. En heyecanlısı da benimle çok yakın tarihlerde doğum yapacak anne adaylarını gözlemlemekti. İlk ders 'Doğum yöntemleri ve anestezi' üzerine olduğundan herkesin içindeki en derin korkular gün yüzüne çıktı. Hemen hepsi çalışan, eğitimli ve son derece modern görünümlü kadınlardı. Ama öyle sorular soruldu ki gülmekten kendimi alamadım. Mesela "Sezaryen yapılırken organlarımız da yerinden oynar mı?" gibi... İnsan korkmaya görsün, aklına böyle olmadık şeyler gelebiliyor demek! Tabii en can alıcı sorular da doğum sırasında çekilecek sancı ve şiddeti üzerineydi. Uzman hemşire "Klasik bir adet sancısı bile sizi zorluyorsa, normal doğum yapamazsınız demektir. Çünkü doğum sancısı bunun 10 katı!" deyince, salondan "Oooo.." sesleri yükseldi... Anlaşılan kimse hiçbir zahmet çekmek istemiyordu. Mümkünse her şey normal olsun ama en acısızından! Bir de çoğunun merakını cezbeden ağrısız doğum için epidural uygulandığında ya da sezaryene alındığınızda ne kadar süre yemek yiyemeyeceğiydi... Akşam saati, herkes hamile ve dolayısıyla fazlasıyla aç diye düşündüm. Yoksa insanın doğuma giderken ya da doğumdan henüz çıkmışken yemeği düşünecek hali olmaz herhalde... Herkese acısız doğumlar dilerim!
Yayın tarihi: 22 Mart 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/03/22/ct/haber,179C6ABFB6A04A9DAC8A0E595DCB9393.html
Tüm hakları saklıdır.