Haftanın albümleri

1/2
Lenny Kravitz'in müziği, casual görünmek için saatlerce ayna karşısında hazırlanan insanların tarzına benziyor. Dağınık, kirli ama tüm bunlara rağmen fazla iyi görünüyor. 44 yaşındaki Lenny Kravitz'in sekizinci stüdyo albümü. Adı Aşk Devrimi. "Dünyanın gidişatı berbat, tek ihtiyacımız aşk devrimi," demişti Kravitz. Siz bunu 'Sevgi biraz sevgi, bütün istediğim buydu' diye uyarlayabilirsiniz kafiyesi uymasa da. Kravitz'in tarzı 1991 yılından bu yana beş albümü dışında pek değişmedi. Hani şu saçları kestirip Craig David modeli takıldığı berbat dönem. Bu albümde ise orijinal Kravitz var. Uzun sololar, yoğun kirli gitarlı altyapılar ve artık klasikleşmiş diyebileceğimiz Kravitz bası. Biliyorsunuz her şeyi kendi çalıyor neredeyse. It's Time For a Love Revolution, Lenny Kravitz'in Circus'tan bu yana çıkardığı en iyi albüm. Biraz alıştıktan sonra en iyisi olduğunu bile düşünebilirsiniz. Ama yeni bir seviyeye geçtiğini, ufkunu ve sınırlarını zorladığını falan sanmayın. Sadece en iyi bildiği şeyi yapmaya geri dönmüş. Doğru karar diye buna derim. Yalnız sözler ve 'meşaz'lar biraz tırt... Kravitz, aşk devrimiyle dünyayı kurtaracağına inanacak kadar naif, lakin müzik şahane... Sonuç itibarıyla beğendik efendim... Aferin Kravitz.

Zi Punt / Nudge Nudge / elec-Trip
Adına sanına bakınca yabancı sandınız, ama değil. Zi Punt, bağımsız müzik şirketlerimiz arasında kendine has bir yere sahip elec-trip records'un yayınladığı yüzde 100 yerli bir albüm. Önceden de Portecho'yu çıkarmışlardı. Sözler İngilizce, hatta kimilerine göre müzik de. Hani şöyle bir şey vardı eskiden; yurtdışına giden bir beyaz Türk'e "Oh darling, hiç Türk'e benzemiyor siz..." derler. Bizim 'beyaz' da böbürlene böbürlene anlatır, "Vallahi inanmadılar Türk olduğuma o derece yani..." falan diye. Bu öyle bir şey değil. Tüm dünyada belli tarzda müzik yapan insanlar, milletleri ne olursa olsun hitap ettikleri kitleye İngilizce ulaşmaya çalışırlar. Zaten o kitle için müzik daha önemlidir. Björk İngilizce söylüyor diye İzlandaca elden gidiyor tartışmaları yapıldığını sanmıyoruz. Vallahi Zi Punt da öyle. Ekipte elec-trip sahibi ve prodüktörü Oğuz Kaplangı, eşi Çiğdem Kaplangı ve Uğurcan Sezen var. Ben araştırdım sordum, doktorasını yaptım, electro-rock/dans kategorisi deniyor bu tarza. Geçen sabah CD player'a koydum, hâlâ çıkaramadım. You've Got it All diye bir şarkı var. Hastasıyım. Çiğdem Hanım'ın sesi de pek güzel uyuyor konuya. "Türkiye'de elektronik müzik yapılıyor mu yapılmıyor mu, eletronik yapan ilk Türk kim?" gibi değerli tartışmaları magazin basınına bırakalım ve diyelim ki, bu albüm hem dans etmek hem dinlemek için çok başarılı. Elinize sağlık çocuklar. Dermişim mesela...