12 günlük anneden öneriler

Hamile kalınca şunu fark ettim, meğer bizim SABAH binasında ne çok anne adayı varmış! Bunlardan biri de haber merkezinde çalışan arkadaşım Sonat Bahar'dı. Daha izne bile ayrılmamıştı ki, beklenen tarihten üç hafta önce geliverdi bebekleri. Yeni anne Sonat ve minik Emre'yi ziyaret ettim. Kaşlar çatık, sert bir ifadesi vardı beyimizin; "Ben erkek adamım!" dercesine... Ama o kadar küçük, o kadar korumasız ve sevilesiydi ki, insanın alıp içine sokası geliyor. Emre biraz erken gelmesine rağmen 3 kilo 550 gr. ağırlığında ve 52 cm. doğmuş. Annesini hiç üzmüyor ve düzenli bir şekilde meme emiyor. Normal doğumu çok istemesine rağmen, sezaryenle doğum yapan Sonat ise gayet sağlıklı, "Yatarsam daha zor iyileşirim, zaten bunun ilacı bir an önce ayağa kalkıp yürümekmiş. Ağrım olmadı desem yalan olur, hâlâ günde iki ağrı kesici alıyorum ama katlanılmayacak bir ağrı değil," diyor. Herkesin merak ettiği süt verme meselesini ve lohusalık sendromunu soruyorum hemen. İşte bir haftalık bir annenin ilk ağzından tecrübeleri: "Sezaryenle doğum yaptığınız zaman doğar doğmaz bebeğinizi iyi emziremiyormuşsunuz, ben de ilk üç gün biraz zorluk yaşadım. Ama daha sonra çok güzel gelmeye başladı sütüm, Emre de tadına vardı! Şimdi az az ama sık sık emziriyorum. Öyle tatlılar börekler yemiyorum süt yapsın diye, dikkat ediyorum yediklerime. İçtiğim bazı bitki çayları var ve en önemlisi üzüm suyu. Bu ikisinin sütüme yaradığına gerçekten inanıyorum. Lohusalık sendromuna gelince; ben genelde çok soğukkanlıyımdır, hiç panik olmam. Ama şimdi bebeğime bir şey olacak diye aklım çıkıyor. Gereksiz endişelere kapılıyorum ve olur olmaz her şeye ağlıyorum. Her şeye karşı inanılmaz bir hassasiyet var üzerimde. Ancak bunların doğal olduğunu biliyorum ve kendimi rahatlatmaya çalışıyorum. Bu dönemi çok daha ağır geçiren anneler var."