Avrupa'dan teklif alan bar

Yaklaşık beş yıl önce, Taksim Balo Sokak'taki bir binanın en üst katında açılan Araf adlı bar, geçen süre içinde kendine sağlam bir müzik arşivi ve bu arşiv sayesinde de vefalı bir müdavim kitlesi edindi. İki eski gazeteci, bir fotoğrafçı ve bir sanat yönetmeninin ortağı olduğu ve haliyle gazetecilerden, televizyonculardan oldukça ilgi gören bu mekân, şu sıralar yeniliklerle haşır neşir. Burada hafta içi beş gün canlı müzik dinleyebiliyorsunuz. Hafta sonları ise DJ'lerden oldukça orijinal parçalar dinleme şansına sahipsiniz. Hatta bunların pek çoğu, piyasada albümünü bile bulamayacağınız parçalar... Zaten Araf'da aslen müzik satılıyor; müziğin yanında ise içki, en çok da bira... Bir teras katında yer alan Araf, ufak ufak fiziksel olarak da yenileniyor. Müşterilerin daha rahat müzik dinlemeleri, daha rahat dans etmeleri hedeflenmiş. Canlı performanslar için yeni ve geniş bir sahne kurulmuş. Barın en önemli sorunu olan havalandırma sistemi de yenileniyor. Gazeteciliği bıraktıktan sonra DJ'lik yapmaya başlayan ve Araf'ın müzik direktörü olan ortağı Barış Baş, var olan geniş şarkı listesini sürekli geliştirmenin derdinde. Her gün yaklaşık dört saatini bilgisayarın başında, tüm dünyadan yeni parçalar arayarak geçiriyor. Mekânın çok sayıdaki müdavimini çeken bu müzik tarzının ne olduğunu soruyoruz Barış Baş'a. "Dünya müzikleri," cevabının vererek, anlatmaya devam ediyor: "Ama etnik müzik değil. Neşet Ertaş buranın etnik müziği ise Selim Sesler dünya müziği. Yani o etnik yerellikten sıyrılıp, daha çok evrensel müzik normlarına yaklaşabilmiş gruplar ve müzik tarzından bahsediyoruz dünya müziği derken. Latin müziklerinden Balkanlar'dan, Afrika'dan, Avrupa'dan bu tarz müzikleri bulup onları çalıyoruz." "İstanbul, özellikle de Beyoğlu bütün kültürlerin buluştuğu yer," denir hep. Araf da aslında bu çokkültürlülüğün güçlü bir temsilcisi. Adı da buradan esinlenilerek konulmuş. Cennetle cehennem arasındaki yer, onlar için aynı zamanda, "Biz ne Batıyız ne de Doğu, kendimize has bir tarzla kültürleri buluşturuyoruz burada," anlamını taşıyor.

SEÇİCİ EĞLENCE
İnsanlar Araf'ta kelimenin tam anlamıyla 'rahatça' dans ediyor... "Burası bir eğlence mekânı. Evet, müziklerimizin öncelikli amacı eğlendirmek. Ama bu da seçici davranılarak oluşturuluyor. İnsanlar burada 'lay lay lom' şarkılarla eğlenmiyor. Her şarkının background'u, belli bir göndermesi var. Buraya gelenler oldukça bilinçli bir tercihle geliyor. Zaten ayak altında bir mekân da değil, aranıp bulunacak bir yer. Yaşları da 25 ile 45 arasında değişiyor," diyor Barış Baş. Araftar diye bir sistem kurmuşlar şimdi. İnternet sitesinden üye oluyorsunuz ve bedava konser, bedava bira, fevkaladenin fevkinde muamele gibi avantajlarınız oluyor. Bu arada burada fiyatlar da gayet uygun. 5 YTL'ye bira içiyorsunuz. Canlı performanslarda da giriş parası alınmıyor. Babazula konserinde bile giriş almamışlar. Araf'ın yeri aslında iki katlı. Alt kata Volume 2 diyorlar. Burası daha çok performanslar, farklı partiler için kullanılıyor. Doğum günü partisi de yapabileceğiniz Volume 2'de, 45'lik partisi, reggea partisi, flamenko konseri ya da gitar resitali gibi etkinlikler oluyor. Mesela bu hafta sonu, lazca rock yapan Marsis adlı bir grup burada konser verecek. Barış Baş'la son olarak bu teras katın manzarasını konuşuyoruz: "Bu kirli Beyoğlu manzarası benim daha çok hoşuma gidiyor. Ben bunu deniz manzarasına tercih ederim. Çünkü bu gerçek İstanbul," diyor. Bu cümleler, biraz da mekânın 'felsefesini' yansıtıyor. Tel: (0212) 244 83 01