Oyuncularımızın dizisi tuttu mu yandık!

- Bu yıl müthiş bir tiyatro patlaması yaşanıyor. Nedir bunun sebebi?
- Uzun zaman Türkiye'de iki konservatuar vardı; İstanbul'da Belediye Konservatuarı, Ankara'da da Hacettepe. Şimdi sanıyorum 22 civarında konservatuar ve tiyatro anabilim dalı var. Bunlar her sene mezun veriyor ve bu insanlar oynamak, yönetmek, yazmak istiyor. Bu harika! Apartman dairelerinde tiyatro yapıyor çocuklar, kafeleri kiralayıp tiyatro yapıyor. Mallarını mülklerini satıp, Garajistanbul'da olduğu gibi bir garajı alıp tiyatroya çeviriyorlar. Olağanüstü güzel bir gelişme bu ve evet, bu bir patlama.

- Çok güzel de, bu kadar tiyatro seyircisi var mı?
- Var tabii, 'müşterisiz meta zayidir' derler, bu, tiyatro için de geçerli.

- Niye kimi tiyatrocular para kazanamıyoruz diye ağlıyor peki?
- Aslına bakarsanız tiyatro bayağı meşakkatli bir iştir. Altan Erbulak'ın bir lafı vardır, 'Tiyatronun ilk 36 yılı zordur' der. Bir de sahiden pek para kazandırmaz, cepten yedirir. Bakın mesela Haluk Bilginer harika bir tiyatro kurdu; Haluk ağlamaz, ben de ağlamam. Ama ağlamak ayrı bir şey. Ağlamak istenirse ağlanır. Ben Şehir Tiyatrosu'nun en üst maaşını alıyorum, en üst kadrosundayım..

- Ne kadar alıyorsunuz ayıptır sorması?
- 1.600 lira! Son kriterlere göre dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırının altındayız. Ve çok özel yetenekli insanların yaptığı bir iştir bu, yani rejisör, oyuncu, dekor tasarımcısı, kostüm tasarımcısı olmak yetenek gerektirir.

- Nasıl geçiniyorsunuz?
- Çok anlayışlı bir karım var! (gülüyor). Kendisi reklamcı.

- Peki mevzuya dönelim. Bu meşakkatli işin, bu kadar emeğin karşılığını alamamak mı ağlatıyor bazılarını?
- Ben kim ağlıyor bilmiyorum, ağlarlarsa haklılar, onu söyleyebilirim sadece. Bu ağlamayı bir kenara bırakalım, bir sıkıntıdan bahsedeceğim. Bu çok özel yetenekli insanlar hiç özel yetenek gerektirmeyen TV dizilerinde oynuyor. Bizdeki işler ayıptır söylemesi 'Idiot Profile' ekseninde..

- Yani siz de TV oyunculuğunu oyunculuktan saymayanlardansınız...
- Tabii ki saymıyorum. Ama hiçbir arkadaşıma da 'Gitme, yapma,' deme hakkım yok, çünkü durum ortada. Burada hızlı bir iyileştirmeye gidilmesi gerekiyor çünkü zamanlarını tiyatroda harcamaları, atölye çalışmalarına katılmaları, entelektüel dünyaları için yatırım yapmaları gerek...

- Utanç değil mi bu, tiyatro dünyası için?
- Evet, bunun aşılması gerekiyor. Şimdi önümüze hemen birinci dakikada hedef olarak 'maaşları iyileştirelim'i koymak, yetiştiğim kültürün içinde ayıp geliyor ama şart! O zaman diyebilirim ki 'Arkadaşım, oyuncusun sen, malzemesin, bütün zamanını şu dizinin çekimlerinde harcama.' Çünkü dizi tuttu mu da belaya dönüşüyor. Bu tiyatronun en iyilerinden biridir Bennu Yıldırımlar, Yaprak Dökümü'nde oynuyor, dizi de tuttu, alın başınıza belayı. (gülüyor)